Prof. Dr. Ersanlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dini bayramların toplumların kabul değerleri açısından önemli olduğunu, ancak günümüzde kültürler arası etkileşimin giderek daha güçlü hale gelmesiyle birçok alanda olduğu gibi bayramların algılanmasında da bazı değişiklikler yaşandığını söyledi.

Bayramların özünü sevgi, saygı ve kabule dayalı coşkulu ortak bir paylaşımın oluşturduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersanlı, ''Önemli olan bu sürecin kendisi değil, bu güzel ve anlamlı günlerin özüne uygun yaşanmasıdır'' dedi.

Prof. Dr. Ersanlı, bayramların coşkuların yaşandığı, mutlulukların paylaşıldığı belirli günler olarak nitelendirildiğini, ancak değişen kültürel yapı ve sürecin insanlara eski bayram özlemlerini çağrıştırdığını kaydetti.
Bayramdaki davranışların zorakilikten uzak, gönüllülüğe dayalı coşkulu bir sevgi ve kabulle temellendirilmesi gerektiğini anlatan Ersanlı, özellikle küçük çocukların el öptürme konusunda zorlanmamalarını tavsiye etti.
Bu tür özel günlerin bireyin kendisini tanıması, değerlilik ve aidiyet duygusunu geliştirmesi bakımında psikolojik ve sosyal bir etkiye sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Ersanlı, şunları kaydetti:

''Örneğin, 'Elimi öpersen sana şeker vereceğim, para vereceğim' gibi sözler sevgi, saygı ve kabulün bir bedel karşılığı verilip alınan bir konuma getirilmesinin yanında, buna zorlanan çocuğun kişilik gelişimini de olumsuz yönde etkileyebilir. İstemeye istemeye sergilenen yapmacık sevgi gösterilerinin alanı da vereni de rahatsız ettiği bir gerçektir.''
Prof. Dr. Ersanlı, geçmişte aile içi bayramlaşma ile başlayan ve yaşlıların ziyareti ve eğlenceli bir yaşantı ile varlık bulan bayramların bugün neredeyse tatil günü olarak algılanmaya başlandığını da ifade etti.