Belki bir yol haritasıyla, örgütün tamamen silah bırakması ve eylem yapmaması durumunu kabullenmesine bağlı olarak konuşulabilir”

aHaber’de bir programa katılan Başbakan Yardımcısı Bülent arınç, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Leyla Zana’nın gündeme getirdiği terör örgütünün ele başı Abdullah Öcalan’a ev hapsi konusunda da konuşan Arınç, sorulara şöyle yanıt verdi:

- ”Terör örgütü ile silah bırakmaya kadar gidebilecek görüşmeler mi var? Yeni bir açılım mı var?

”Terörün bitirilmesi konusunda sadece silah seçeneği olmadığına göre hem demokratik yollardan hem de Türkiye’de yaşayan farklı etnik gruba mensup, farklı etnik kökenli insanlarımızın kültürel, siyasi hakları, ne varsa bunları vermek, bunları tanımak, bunları kabullenmek konusunda çok olumlu adımlar atıldığını biliyorum. Ama biz ne yapsak örgüt aslında bunları amaçlamadığı için buna karşı çıkacaktır. Mesela Kürtçe dersinin ortaokuldan itibaren bir seçmeli ders haline gelmesi. BDP’nin memnun kalması mümkün değil. BDP, halkın sözcülüğünü değil, örgütle daha iyi ilişkiler kurarak onun sözcülüğünü yapmaya çalışıyor. Keşke kendilerini seçen halkın sözcüsü olabilseler.”

Zana’ya teşekkür

- Zana’nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

”Sayın Zana’ya teşekkür etmemiz lazım. İçten konuşma, özeleştiri, vizyon gördüm. Bir kadın milletvekilinin genç yaşlarda 10 senesini cezaevinde geçirmiş olması bence ızdırap duyulacak bir konudur. Ben şahsen bu ızdırabı duydum. Bu röportajı çok önemsiyorum. Bunun başkalarına örnek olmasını da diliyorum. Burada bizim eleştirildiğimiz yönler de var ama keşke BDP’li arkadaşlarımızın büyük bir kısmı Sayın Zana’nın gösterdiği bu eleştiriyi ve geleceğe dönük perspektifi aynen görüp yaşayabilseler.”

- Öcalan’a ev hapsinden bahsediyor, böyle bir şey kısa vadede gündeme gelebilir mi?”

Bunları dile getiriyor, o da getiriyor, başka arkadaşları da getiriyor. Bu tek başına dikkate alınacak bir konu değil. Belki bir yol haritasıyla, yapılması gerekenler sıralamasında, terörün, terör örgütünün silah bırakmasıyla başlayacak bir sürecin içesinde dikkate alınabilecek bir konu olabilir. Yoksa bugün için bunun bir geçerliliği yok. İmralı’daki kendi günlük hayatına devam ediyor. Çünkü eğer örgütün talebi olarak bu geliyorsa bunu yapmamız halinde bile örgüt, bugünkü şiddetten vazgeçmeyecektir. Öncelikle Sayın Başbakanımızın, Kuzey Irak’taki otonom yönetimin de onlara hatırlattığı gibi koşulsuz olarak silah bırakmaları, eylemlerine son vermeleri, bundan sonrasını da birlikte düşünmeleri gerekiyor. Bu tek başına sadece bir taleptir, bunun üzerinden siyaset yapacaklarını düşünüyorum, bu çok samimi değil. Şunlar, şunlar, şunlarla birlikte ama başına da örgütün tamamen silah bırakması ve eylem yapmaması durumunu kabullenmesine bağlı olarak konuşulabilir.