"Büyüdükçe alçak gönüllü olmasınu beklerim insanların. Fatih Terim de kazandıkça daha hoşgörülü daha dostça davranmalı. Basına kızsın, kızmasın demiyorum ama herşeyin bir ölçüsü var. Hakaret nasıl ediyorsun? Ben oradaki gazeteci arkadaşların yerinde olsam Terim'e öyle bir cevap verirdim ki bugün haber olurdu. Çünkü kimsenin bana hakaret etmeye hakkı yok. Eleştirmek, gırgır yapmak başka birşey. Eminim ki Türkiye'de 70 milyon kişinin en az 35 milyonu Fatih Terim'den nefret ediyor."

Muhtemelen o yazıdan sonra hiç karşı karşıya gelmediniz ve o yazı yüzünden size kızdı.

Fatih benim arkadaşım. Ben ona neler dedim o bana neler dedi. Yanyana tabii ki geliriz. Ama Fatih'in özünde böyle olmadığını biliyorum. Fatih özünde son derece şeker, iyi, yardımsever bir adam. Milli  Takım kürsüsüne oturduğu zaman bir canar olarak çıkıyor insanın karşısına. Sen diktatör değilsin sen insanlara hakaret ederek bir yere varan biri değilsin. Sen işini yapıyorsun. "Mutluyuz kazandık" de sen git.

Bu haberin manşetini 'Fatih Terim kendin gibi ol'  yapalım mı?

Benim tanıdığım Fatih Terim bu Fatih Terim değil. Adana'dan Galatasaray''a geldiği günden bu yana tanıyorum. Bu hangisi gerçek Fatih şaşırmaya başladım. Ama Fatih Terim'in futbolda başarı kazandıkça gönlünün biraz daha aşağı gelmesi lazım. Biraz daha hoşgörülü olması lazım. Türkiye'de hiç bir teknik direktör Fatih Terim'in aldığı desteği almadı. Şenol Güneş dünya üçüncüsü olduğunda spor basını onu paçavraya çevirdi. Hep desteklendi...

Bakalım bundan sonraki maçın ardından yapılan basın toplantısında ne olacak?

Birini döver herhalde.