Bağış, “İki ülkenin yönetimleri ve liderleri arasında hiçbir sorun yok. Sayın Başbakanımızın, Başkan Bush ile samimi diyaloğunun bir şahidi olarak bu konuda sizleri temin edebilirim” dedi.
Bağış, Ak Parti’nin aylık çıkardığı Türkiye Bülteni Dergisi’ne “Türk-Amerikan ilişkileri” başlıklı bir yazı yazdı. Bağış, tarih boyunca Türklerle Amerikalıların birbiriyle savaşmamış iki ülke olduğunu belirterek, Amerikalıların İngilizler dahil olmak üzere pekçok ülkeyle savaşmış olduğuna dikkat çekti.
AK Parti iktidarının dış politikasının köşe taşlarından birini ABD’yle ilişkilerin oluşturduğunu kaydeden Bağış, şu görüşleri dile getirdi:
“Türkiye ve ABD uluslar arası camianın karşı karşıya bulunudğu çeşitli sorunlara ilişkin olarak benzer görüş açılarına ve amaçlara sahiptirler. Balkanlar, Doğu Akdeniz, Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya, ulusal çıkarlarımızın örtüştüğü ve birbirini tamamladığı bir çoğrafyayı oluşturmaktadır. İki yakın müttefik ve dost olarak Türkiye ve ABD sorunlara müşterek çözümler üretmek için sürekli çaba göstermektedir”
Gerek 58, gerekse 59’uncu hükümetlerin Türk-Amerikan ilişkileri konusuna verdiği önemi Meclisimizin onayladığı hükümet porgramında da belirtilmiştir. 1 Mart tezkere oylaması beklentilerin dışında sonuçlanmıştır. Ancak, sonuç her ne olursa olsun Türkiye, ABD ile staretejik ittifakının her zeminde devam edeceğini kararlılıkla vurgulamıştır. 59’uncu hükümetin kurulmasının hemen ardından ve güven oylaması öncesinde TBMM’den yeni bir karar çıkarılmıştır. Ayrıca daha sonra Türkiye asker gönderme kararı da almış, ancak koalisyon güçleri tarafından ihtiyaç olmadığı belirtilmiştir. Müttefik kuvvetlere lojistik destek verilmiştir”
“GERGİNLİK YOK”
“Son zamanlarda ise ilişkilerde gerginlik olduğu iddiaları oldukça yoğun bir şekilde gündemde. Tüm gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki, iki ülkenin yönetimleri ve liderleri arasında hiçbir sorun yoktur. ABD Dışişleri bakanı Dr. Rice’nin bu göreve geldikten sonra ilk ziyaret ettiği ülke Türkiye’dir. Brüksel’de gerçekleşen NATO Zirvesi’nde Sayın Başbakanımızın, Başkan Bush ile samimi diyaloğunun bir şahidi olarak bu konuda sizleri temin edebilirim. Son dönemde Türk halkının hassasiyetlerinde artış olduğunu söyleyenler aslında bu hassasiyet artışının ne Avrupa ülkelerinden, ne de Ortadoğu ülkelerinden daha fazla olmadığını çok iyi bilirler. Her iki ülkenin yazılı ve görsel medyasının bu iddialara pirim verip ilişkilerin olumsuzluğunu vurgulamaları da bizi üzmektedir”
“HERKES AKLINA GELENİ SÖYLÜYOR”
“Hem ülkemizde, hem de ABD’de sorumluluk sahibi olmadığı için rahatça konuşan birçok insan var. Herkes aklına geleni söylüyor. Bazıları bulunduğu konumu düşünmeden, yaptığı açıklamanın nereye varacağını hesaplamadan, aklına geldiği gibi konuşabiliyor. Bazı muhalefet partileri kendi içi çekişmelerinde dahi ABD’ye suçluyor. Belli mevki ve makamlarda olanlar, sınırlarını bilerek ve sözlerinin muhtemel sonuçlarını öngörerek konuşmalı”
“5 KONU BİZİ BİRBİRİMİZE YAKLAŞTIRIYOR”
“Türk-Amerikan ilişkilerinin diplomatik boyutunda iki ülkeyi birbirine yaklaştıran 5 ana başlık bulunmaktadır. Bunlar ırak, Kıbrıs, Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika girişimi, Ortadoğu Barış Süreci ve Afganistan’dır. Amerika ile bizi yaklaştıran diğer konularda herhangi bir sorun olmazken, Irak konusunda bazı yaklaşım farkılılıklarımız olduğu doğrudur. Irak konusunda Amerika’nın ve Türkiye’nin haklı yaklaşımını birgün idrak edeceğini ve özellikle PKK terörünün Kuzey Irak’ta barınmasına son verme konusunda Irak’ın huzur ve güvenlik içinde yaşayabilmesinin en temel şartlarından biri de ülkenin, başka Türkiye’nin önceliğini oluşturan PKK-KADEK, Kongragel dahil, halen yuvalanmış terörist ve unsurlarından tamamen temizlenmesidir”
“KERKÜK TAVRIMIZ YANLIŞ ANLAŞILIYOR”
“Türkiye’nin Kerkük ile ilgili tutumu yanlış algılanıyor. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok. Oradaki demografik değişiklik ve yaşananlar yarayı kanatır. Böyle bir durumda müttefikimizin kayıpları artar. Bu noktada uyarılarda bulunmak ve hassasiyet sergilemek, bizim müttefik sorumluluğumuzu yerine getirmenin yanı sıra ABD’nin de çıkarınadır. ABD’nin Irak’ta önceliklerinin bilincindeyiz. İki dost müttefik ülkenin her konuda hem fikir olması zaten beklenemez. Her sağlıklı ilişkide inişler ve çıkışlar vardır. Önemli olan diyaloğun açık olmasıdır.”
“DUYGUSALLIĞI BIRAKALIM”
“Bu kadar kapsamlı bir ilişkiyi duygusallığa bırakma lüksümüz olduğuna inanmıyorum. Milletlerimize, tarihimize ve en önemlisi gelecek nesillerimize karşı sorumluluklarımız bu ilişkiyi daha da güçlendirmemizi ve ileriye götürmemizi gerektiriyor”