|
 |
 |
|
DOLAR |
38,5677 |
 |
|
 |
EURO |
43,7949 |
 |
|
 |
IMKB |
9.168,000 |
 |
|
 |
ALTIN |
4.049,560 |
 |
|
|
|
Şehir Seçimi

|
|
|
|
|
 |
|
|
|
 |
|
'AYDIN YAFTALI KARANLIKLAR'
|
 |
 |
 |
|
|
Malezya olur muyuz?" tartışmalarını yorumlayan Y. Nuri Öztürk, siyasetteki kirlenme-nin sorumlusu olarak aydın geçinenleri gösterdi. Öztürk daha büyük bir tehlikeye de dikkat çekti: |
|
|
 |
|
|
|
|
 |
İlahiyatçı değil, siyasetçi kimliğinizi ısrarla vurguluyorsunuz. Neden rahatsızsınız bundan? - Ben rahatsız olmuyorum; birileri rahatsız oluyor.
- Kim birileri dediğiniz? - Siyasetçiler! Yani ilahiyatçı kimliğini kullandığın zaman bunu din istismarı gibi lanse ediyorlar. Onun için ben oralara girmek istemiyorum. Yani siyasetçiler ne kadar din konuşuyorsa ben de o kadar konuşayım!
- Dini anlamda yadsınamayacak bir kimliğiniz var ama sizin. - O kimliğim devam ediyor yeri geldiğinde, bilgimden gerektiği kadarını ortaya koyuyorum. Ama ikide bir dini oraya sokmak, ikide bir ekranlarda din konusunda konuşmak doğru değil. Bakın benim üç kimliğim var; felsefeci, ilahiyatçı ve hukukçu kimliğim... Şimdi siyasetteyim hukukçu kimliğim öne çıkıyor, onu gündemde tutuyorum. Bu benim en doğal hakkım! Türkiye'nin meselelerine de bir ilahiyat hocası olarak çözüm aramıyorum; bu meseleleri pratik olarak çözmeye talibim.
- O zaman konuya girelim. 'İslam siyasallaştırılıyor, din saltanat aracına dönüştürülüyor' diyen biri olarak Türkiye'deki durumun fotoğrafını çekseniz ne dersiniz? - Bugün, İslam dini İslam'ın düşmanları tarafından Müslümanlar aleyhine kullanılıyor.
- Kimi kastediyorsunuz? - Hıristiyan güç odaklarını kastediyorum; Batı'yı... İçeride de bunlarla işbirliği yapan, dini siyasal çıkarları için kullanan, yüreklerine, vicdanlarına ve ruhlarına asla din girmemiş ikiyüzlü ekipler var. Onları buldu Batılı, şimdi onları kullanıyor.
- AKP'yi mi kastediyorsunuz? - Sade AKP değil, bir yığın... Ama iktidarda olanlar bunların ta kendileridir. -
Niye bu işbirliğini yapıyorlar peki? - Menfaatleri için! Bunu kendilerine sorarsınız... Yani Türkiye'de son yıllardaki havanın arka planını karıştırdığınız vakit menfaatin ne demek olduğunu anlarsınız. Niçin belediyelerden Türkiye'de siyasete geçiş dönemi açıldı? Çünkü Türkiye, belediyeler tarafından soyuluyor, soyulan paralarla da Türkiye'yi yönetmenin keyfine varmak üzere siyasete geçiyorlar.
- Peki bugün yaşanan gerilimin adını nasıl koyuyorsunuz; Türkiye'de iki taraf oluştu 'Yaşam tarzım elimden alınacak' kaygısı yaşayanlar ve 'ötekiler'... - Ben ötekiler diye bir şey kullanmadım...
- Siz kullandınız demiyorum, ben soruyorum şu anda... Bekir Coşkun'un yazdığı gibi insanı kendi dininden korkar hale getiren nedir? - Müslümanlar dininden asırlardır korkuyor; bugünün olayı değil bu. Biz niçin dedik ki 'Bugün İslam adı altında iki tane din var' diye... Birisi Kur'an'daki İslam, diğeri de Kur'an'dan onay almayacak uydurma İslam! Kur'an'daki İslam'ı ne istismar edebilirsiniz ne siyasete alet edebilirsiniz; ya ona inanır mümin olursunuz yahut inanmazsınız. Ama Kuran dışındaki dini, uydurma İslam'ı, hurafe İslamı'nı istediğiniz gibi istismar edebilirsiniz. Siyasette de, ekonomide de, ticarette de, her alanda... Mesela Kuran der ki 'Allah eliyle aldatmayın!' O zaman ne yapacaksınız? Evvela dini yozlaştıracaksınız, sonra yozlaştırılmış İslam'ı Türkiye'ye dayatacaksınız. O hale geldik ki artık; din istismarı Türkiye'deki istismarcıları doyurdu, şimdi ta Amerika'nın öbür ucundan Neocon'lar (Amerikan yönetimindeki şahinler için kullanılıyor, yeni muhafazakârlar) istismar ediyor. İşte ılımlı İslam! Benim dinimin adını değiştirme görevi Neo-con'lara mı kaldı? Bu dinde bir ıslahat, bir reform, bir düzenleme yapılacaksa bunu Hıristiyanlar mı yapacak?
- Ilımlı İslam kelimesine şiddetle karşı çıkıyorsunuz... - Ilımlı İslam, İslam'dan istifa etmenin adıdır! Ilımlı İslam diye bir din yok! Türkiye ılımlı İslam'a götürüldüğü sürece dinsizliğe gider. Kuran'ın anladığı manada bir dinin adı sadece İslam'dır.
-'Mahalle baskısı' var mı gerçekten? - Ne mahalle baskısı ya? Mahallede baskı olmaz, baskı aydınlardan ve siyasetçilerden gelir. Bir cambaz yaratıp, milleti ona baktırıp işi götürmenin oyunudur bu. Siz Anayasa değişikliğini kıyafete endeksliyorsunuz, bu baskı değil midir? Siz 'Bu mesele namus meselemizdir' deyip zımnen başını açan hanımların namus zaafı içinde olduğunu söyleyip tedirgin ediyorsunuz. Bundan daha büyük baskı mı olur?
- Suni bir gündem mi yaratılıyor? - Gayet tabii. Mahalle baskısı söylemi de, Malezya oluruz' korkusu da suni gündemdir.
- 'Bütün bu pislikler aydınlardan çıkıyor' da dediniz ekranda. Ne demek istediniz? - Türkiye'de bütün pislikler aydın geçinenlerin başının altından çıkıyor. Siyasetin kirlenmesi de aydınlar yüzünden oluyor çünkü aydınlar iki yüzlüdür! Kimse mahalle baskısından korkmasın, mahalledeki adamdan bu ülkeye hiçbir kötülük gelmez ama mahalledekini kullanacak olan aydın yaftalı karanlıklardan ve siyasetin ikiyüzlülüğe teslim edilmesinin önünü açanlardan kork!
- Siz de aydın değil misiniz? - Ben aydın yaftalı tabirini kullandım. Ben aydın yaftalı değilim. Bütün asliyeti ve ulviyetine uygun şekilde bir aydınım. 20 yıl ülkemin önünde verdiğim haysiyetli fikir mücadelesiyle bunu benim düşmanlarım bile kabul ve itiraf eder.
Yaşar Nuri Öztürk, İslam söz konusu olduğunda Türkiye'nin en yakından tanıdığı isim. Televizyonlarda yaptığı dini sohbetlerle 'şöhret' oldu. Farklıydı diğerlerinden; bir Kuran bilginiydi, dini hurafelerle savaştı ekranlardan... Türkiye onun 'Atatürkçü mümin' çizgisine dört elle sarıldı bu yüzden, bir televizyon yıldızıydı artık o. Can Dündar'ın deyimiyle
'Atatürk'le dindarlığı bağdaştırmaya çabalayan laik kesimin gurusu'ydu adeta... İlkokula gitmedi. Babasının dizinin dibinde Kuran okumayı öğrendi. 20 yaşından sonra ilkokulu dışardan bitirip, ilahiyat ve hukuk okudu. İslam felsefesi dalında doktora yaptı. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanı oldu. 3 Kasım 2002 seçimlerinde CHP'den Meclis'e girdi, seçildikten sonra da istifa ederek Halkın Yükselişi Partisi'ni (HYP) kurdu. İlk kez perşembe günü, bu röportaj vesilesiyle tanıştım kendileriyle. İzlenimim ne mi?
'Agresif' ve 'gergin!' Telefon konuşmasında başladı gerginlik; "Ben ilahiyatçı kimliğimle konuşmam, siyasetçi kimliğimle röportaj yapacaksanız gelin!" Zaten İslam konusunda yetkin bir ismin, şu anda Türkiye'de konuşulanlara, gündeme dair düşünceleri öncelikli... Bunu anlatıyorum kendisine; "Ne soracaksınız? Önce soruları yollayın!" cevabını alıyorum. Hadi bakalım... Bir yandan sorularla ilgili bir fikri olsun diye konu başlıklarını yolluyorum, bir yandan da
"Bu ne kadar güvensizliktir, bu ne kadar kendini sağlama alma dürtüsüdür" diye söyleniyorum. Sınavı geçtik, sırada randevu saati var.. "Bir iftara yetişeceğim, bir saat yeter mi konuşmak için?" diyor.
"Yetmez hocam, olur mu hiç?" Peki o zaman 1.5 saat! Gidersin Levent'teki parti binasına ama 1.5 saat beklersin, gelmez Hoca! Telefon açıyor; "Trafikte kaldım geliyorum. Büyükçekmece'ye gideceğim iftara, sizi de davet edelim, yolda konuşuruz" demez mi bu kadar bekleyişin üstüne! Sağolun hocam, almayayım... "Peki o zaman, beş dakikaya kadar geliyorum, konuşuruz." Soğuk bir merhabalaşma; ardından gergin ve agresif bir sohbet! Bu arada yanındakilere sesleniyor:
"Teyp getirin, biz de kayıt alalım..." Bir saatim var; jet hızıyla soruları sıralıyorum, arada 'Ben öyle demedim sen niye böyle dedin' atışmaları... Dayanamadım; son soru hakkımı kullandım.
"Niye bu kadar agresifsiniz Hocam?" der demez kıyamet koptu. "Yanlış; yapmayın bunları, saçmalık bu! Agresif değil, sadece yavşak değilim. Ben devlet adamı niteliği taşıdığıma inanıyorum, ciddi olmam lazım..."
"Hocam ciddiyetle agresifliği karıştırmıyor musunuz?" diyecek oluyorum yine salvolar başlıyor: "20 yıldır Türk milletinin önünde konuşuyorum niye onların şikâyeti yok benden de, basın sürekli 'agresifsin, sertsin, paylıyorsun' diye konuşuyor. Bu basın beni 20 sene manşetlerden indirmedi, göklere çıkardı fakat siyasete girdikten sonra iktidar üzerinde prim yapmak adına bunları çıkarmaya başladı..."
"Hocam basına kızgınsınız anladım ama kızgınlığınızı böyle çıkarmayın bence," diyorum sesler iyice yükselirken. Neyse, kısa bir atışma sonrası Hoca tatlıya bağlıyor mevzuyu: "Sizi yeni tanıdım, nasıl kızgın olabilirim size... Sizden önce kaç kişi aradı, 'Bir Ramazan röportajı yapalım' dediler. Niye? Din dersi verdirecek bana çünkü. Kardeşim Diyanet orada, ne değerli hocalar var orada...
Şirin Hanım her şeyi bir kenara koyun; oruçluyum; kan şekeri düşmüş bilmem kaça (ilk kez gülüyor bu arada) iftara kalmış şurada 25 dakika, birazcık opsiyon verin ya! O zaman ben de sizi acımasızlıkla itham ediyorum!" Bu anektodun nedeni; yaklaşık bir saate sığdırılmış, jet hızıyla yapılmış, detaylara girilememiş, kan şekeri düşmüş, savunma kalkanları sonuna kadar açılmış bir röportaj okuyacağınızı duyurmaktı. Aman yanlış anlaşılmasın!
-Bir taraftan insanlar muhafazakar bir hükümet işbaşında olduğu için veryansın ediyor, 'Malezya olacağız, yaşam tarzlarımız değişecek' diye ödü patlıyor, siz ise diyorsunuz ki dinsizliğe doğru gidiyoruz. Burada bir çelişki yok mu? - Çelişki yok hanımefendi! Bakın bu ülkenin en büyük belalarından biri aydınlar başta Kuran'ı bilmemektir. Bütün yanlış tespitlerin, yanlış politikaların ardında bu var. İslamsızlaşma anlamında bir dinsizliğe gidiyor Türkiye. Bunda anlamayacak ne var? Biz diyoruz ki 'Kur'an'ın anladığı manada bir din istiyorsanız, bu gidişin sonu o din değil.'
- Birkaç yıl önce 'Türkiye İran olacak' deniliyordu, şimdi 'Malezya oluyoruz' korkusu var. Bu gerçekçi geliyor mu size? - Malezya ekonomik bakımdan güzel göründüğü için örnek gösteriyorlar. Bu Amerika'nın şeytani oyunlarından biri; CIA ve benzeri kuruluşların toplum mühendisleri tarafından geliştirilmiş stratejileridir. Ne alakası var? Şimdi 'Türkiye İran'a dönecek' derseniz, bu çirkin bir şey, reaksiyon toplar. Malezya dediğiniz zaman 'E canım Malezya'nın nesi var, pırıl pırıl bir ülke' denilecek. Birkaç sene sonra görürsünüz Malezya'nın ne olacağını!
- Ne olacak? Neyi görürüz? - Valla kötü olacak da, şimdiden bilemem ne olacağını. Oradaki ekonominin bu hale gelmesinin arkasında zaten Müslümanlar yok, gayrimüslim unsurlar var. Gayrimüslimler üretti pek çok şeyi, Müslümanlar da hazıra kondu. Şimdi herhalde rahat battı, şeriat kaşıntısı başladı, bakınız gazetelere yansıyan Malezya röportajlarına, kimse önüne arkasına bakmadan konuşamıyor. İran'daki şeriat polisi Malezya'da da var oruç tutmayanları takip etmek için. Müslüman olduğunu söyleyen bir ülkede din polisi kurulmuşsa o ülke dinsizliğe gitmiş demektir! Polis takibiyle Müslümanlık geldi mi Kuran'ın dini yok olur.
- Bugün en güncel soru bu: Malezya olur muyuz? - Türkiye'deki etnisite, Türkiye üzerindeki hesaplar, Türkiye'nin 400 milyar dolar borcun altında oluşunu ve petrolün olmayışını birlikte düşündüğünüz zaman Türkiye Afganistan'a bile rahmet okutur! Türkiye'de kanlı iç kavga başladı mı Malezya değil, Irak'tan da kötü oluruz.
-Bir siyasetçi olarak sivil anayasa tartışmasının neresinde duruyorsunuz? - Anayasalar altı ayda bir olmasa da, tabii ki dünyadaki gelişmelere, toplumun taleplerine paralel olarak değişmelidir. Anayasalar milli mutabakat metinleridir, cari işleri yürütme yetkisi veren oy oranları ile değiştirilmemeli. Değiştirilirse huzursuzluk olur. Ayrıca hiçbir parlamentonun geleneğinde seçimin ertesi günü anayasa değişikliği gündeme gelmez. Siyasetçi kimliğimle de, hukukçu kimliğimle de bakıyorum burada bir sakatlık, dayatma, oldu bittiye getirme var.
- Bir sivil anayasa ihtiyacı var mı, yok mu Türkiye'de peki? - Efendim var ama bunların yaptığı gibi olmaz! Sivil anayasa ihtiyacı var diyorsunuz sonra anayasayı kıyafet tüzüğüne dönüştürüyorsunuz. Kıyafet anayasada düzenlenir mi Allah aşkına? Bir, anayasa bir konsensus aranarak düzeltilir. İki, üstelik değiştirmeye çalıştığınız anasaya yüzde 92 oyla kabul edilmiş, siz yüzde 46 ile değiştirmeye kalkıyorsunuz. Üç, anayasayı toplum tartışmalı, bunun için aylar lazım.
- 'Üniversitede türban serbest olduğu zaman benim mini eteğime karışacaklar' diyen kadınlar var. Onların bu korkusunu anlayabiliyor musunuz? - Bunu toplumun vicdanı çözecek. Bunun yolu AKP'nin yöntemi değil.
- Nasıl bir yöntem olmalı? - Bakın bunu o insani, o vicdani, o ortak payda yöntemiyle çözdüğünüz zaman hiç kimse öbürüne baskı yapmaz, mahalle baskısı da olmaz, öyle bir korku da olmaz. Zaten öyle bir şey yoktu. Bu kaygıyı yaratanlar başörtüsünü istismar edenlerdir. Şimdi onlar bunu Anayasa'ya koyarak baştan bir dayatma getiriyorlar. Anayasa ile çözmeye kalktığınızda mahalle baskısı ne demek, çok daha büyük facialar çıkar. Toplumu kucaklaştırarak, daha güzelini söylüyorum, toplumdaki Allah ile aldatma sürecini durdurarak çözeceksiniz. Böyle bir mesele Türkiye'de vardır, bunun çözülmesi lazımdır, bundan sıkıntısı olanlar vardır ama bunu dini mini karıştırmadan insan hakları bağlamında çözmek lazım.
- Din eğitiminin seçmeli olmasına yorumunuz? - Din eğitiminin seçmeli olmasından benim bir şikayetim olmaz. Yani bir insan bunu okuyacaksa zorunlu da yapsanız okuyacak, seçmeli de yapsanız okuyacak. Okumayacaksa, zorunlu da yapsanız orada girip oturacak not alıp geçmek için...
'İlahiyatçı arkadaşları çok takdir ediyorum'
"Sabah programlarına çıkan arkadaşların hepsi değerli arkadaşlar; okumuş, belli bir yere gelmiş ve kendilerinden bilgi isteniyor. Onlar da bilgilerini saklamıyor, istendiği zaman veriyorlar. Yaşadıkları topluma, insanlara bilgi vermek suç mu? Ben mesela bu kadar cömert olamıyorum, tahammül edemem; o yüzden o arkadaşların cömertliğini takdirle karşılıyorum. Ama onlar bu bilgileri verdikten sonra birileri, bunları magazinleştiriyor. Onların arkasından şov ya da televole aracı yapıyorlar. Onları sonradan bu hale getirenleri hizaya getirmek lazım."
-'Türban bizim örtünme şeklimiz değil' diye bir açıklama yaptınız. Bunu açar mısınız biraz daha? - Şimdi ben oralara girmem, onları gidin Diyanet'le konuşun... Fakat sormak isterim; dünyanın neresinde kıyafet düzenlemesi yapmak üzere bir anayasa değişikliği yapılır? Bu faciadır. Seçimin ertesi günü Anayasa değişikliği gündeme geliyor, iki adam tutuyorlar, basında dolaşan rivayetlere göre parayla tutulmuş iki adam... Türkiye'nin üniversitelerinin başındaki insanlar konuyla ilgili fikir beyan ettiler mi Başbakan 'Siz işinize bakın' diyor. Sanki kendisi bu işlerden anlarmış gibi. Sen okuduğunu anlar mısın beyefendi? İnsanlara Anayasa değişikliği ile ilgili fikirlerini beyan etmemelerini öğütlüyorsun. Ayıp diye bir şey var! Peki kimin işidir bu anayasa değişikliği? Bizim bildiğimiz üniversitelerin hukuk otoritelerinin işidir. O zaman götürün partiye; toplantı odasında yapın, yarın da resmi gazetede yayınlayın olsun bitsin.
- Türbanı üniversitede görmek ister misiniz peki? - 'Türban namus borcumuzdur' deyip milletten vekalet alan adamlar çözsünler bunu! Millet o konuda bana vekalet vermedi, o yüzden girmek istemiyorum.
- Siyasetçi değil misiniz, fikrinizi şimdi söylemeyeceksiniz de ne zaman söyleyeceksiniz? - Ben seçmenlerime söyleyeceklerimi söyledim, oylarını götürdüler öbür tarafa verdiler, şimdi hayırlarını görsünler.
- Böyle kaçak güreşirseniz bu röportaj olmaz ki! Dün akşam (çarşamba) televizyonda konuşuyordunuz; 'Türban bizim örtünme şeklimiz değil, rahibe kıyafetidir' diyordunuz. Niye konuşmaktan vazgeçtiniz? - Türban kelimesini kullanmak beni rahatsız ediyor; Müslümanlar'a hakaret sayıyorum! Sıkıntısı olan insanların varlığını kabul ediyorum ve onların problemlerini çözecek belki de bir numaralı insanım. Ama bakın, Müslüman hanımların başlarını örtmelerinden kaynaklanan sıkıntılardan bahsediyorum. Hıristiyan güç odaklarının dayattığı ve Müslümanlar'ı birbirine düşürmek için kullandığı rahibe kıyafetini savunmayız. Türban bir Hıristiyan kıyafetidir. Müslüman kadının bu topraklarda bin yıldır örttüğü başörtüye benziyor mu sizce? Soruyorum size, bin yıllık kadınımız İslam'a aykırı mı hareket etti?
- Şeriat... Ya da darbe tehlikesi bekliyor musunuz? - Ben onları böyle telafuz etmem, lügatımda onları kullanmıyorum. Ben Türkiye'nin iyiye gitmediğini düşünüyorum. Benim korkum Türkiye'nin bu gidişle sakıntılarının siyasetle çözülemeyecek bir noktaya gelmesidir. Ya iç kanlı kavgaya sürükleneceğini ya dışarıdan beklendiği gibi birkaç parçaya bölünerek bu topraklardaki misyonunun yok edileceği kaygısını duyuyorum. Temel iki mirasının yok edilmesinden korkuyorum; biri Kuran'daki gerçek İslam mirası, diğeri Mustafa Kemal mirası...
"AKP tuluatçılığı çok iyi oynuyor; Türkiye'de yerleşik aldatma siyasetini 1946'dan beri en iyi oynayan kadro! O haklarını inkar etmeyelim. Türk halkının siyaset denince bir numaralı meziyet olarak anladığı şey yalan ve talandır. Allah için bu manada AKP gibi bir siyasi parti Türkiye'ye gelmedi. Yalanı nasıl söylediklerini herkes biliyor da bir de öbür tarafı var, onu da Cüppeli Ahmet Hoca söylüyor: "Bunların siyasetinin esası helal haram ver Allah'ım, aciz kulun yer Allah'ım!" Çok güzel bir tekerleme, geçen gün bana banttan dinlettiler. Bu kadar güzel ifade edilebilir."
 |
|
|
|
 |
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
 |

Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
 |
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
 |
|
 |
Bu kategorideki diğer haberler |

|
|
|
|
|
|
 |
|
|
ÇOK OKUNANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
CHP'nin Millet İradesine Sahip Çıkıyor mitinglerinin dördüncü durağı Konya'ydı. Özgür Özel, Erdoğan'ın ... |
 |
|
 |
 |
|
Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 34. haftasında Net Global Sivasspor'u 4-1 mağlup etti. Sarı ... |
 |
|
 |
 |
|
DEM Parti Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'in yaşamını yitirmesinin ardından ... |
 |
|
 |
 |
|
Türkiye’de kırmızı et üretimi 2005’ten bu yana yaklaşık 3 kat artarken, kişi başına düşen üretim ... |
 |
-
|
 |
 |
|
İsrail’in Şam ve Hama’ya düzenlediği hava saldırılarının ardından, Türk F-16’ları Suriye hava sahasına ... |
 |
|
 |
 |
|
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in ... |
 |
|
 |
 |
|
Siyasi gelişmelerle birlikte artan döviz talebini düşürmek için rezervlerini eriten Merkez Bankası, ... |
 |
|
 |
 |
|
Sıfır otomobil kurdaki ufak oynamaya rağmen belirgin bir şekilde zamlanarak mayıs ayına giriş yaptı. ... |
 |
-
|
 |
 |
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder için taziyede bulundu. ... |
 |
|
 |
 |
|
Kalp rahatsızlığı nedeniyle geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırılan Önder, yoğun bakımda sürdürülen ... |
 |
|
 |
 |
|
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ... |
 |
|
 |
 |
|
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e TBMM Grup Başkanvekili ve DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in ... |
 |
-
|
 |
 |
|
8 gün önce kalp krizi geçiren ve aort damarı yırtılan Sırrı Süreyya Önder çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. |
 |
|
 |
 |
|
MHP lideri Alparslan Türkeş'in kızı İYİ Partili Ayyüce Türkeş, babası Alparslan Türkeş'in kabri ... |
 |
|
|
|
 |
|
 |
 |
YAZARLAR |
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
 |
 |
ÇOK YORUMLANANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
8 gün önce kalp krizi geçiren ve aort damarı yırtılan Sırrı Süreyya Önder çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. |
 |
|
 |
 |
|
Kalp rahatsızlığı nedeniyle geçtiğimiz günlerde hastaneye kaldırılan Önder, yoğun bakımda sürdürülen ... |
 |
|
 |
 |
|
MHP lideri Alparslan Türkeş'in kızı İYİ Partili Ayyüce Türkeş, babası Alparslan Türkeş'in kabri ... |
 |
|
 |
 |
|
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in ... |
 |
-
|
 |
 |
|
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip ... |
 |
|
 |
 |
|
Galatasaray, Trendyol Süper Lig'in 34. haftasında Net Global Sivasspor'u 4-1 mağlup etti. Sarı ... |
 |
|
 |
 |
|
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hayatını kaybeden Sırrı Süreyya Önder için taziyede bulundu. ... |
 |
|
 |
 |
|
Türkiye’de kırmızı et üretimi 2005’ten bu yana yaklaşık 3 kat artarken, kişi başına düşen üretim ... |
 |
-
|
 |
 |
|
CHP'nin Millet İradesine Sahip Çıkıyor mitinglerinin dördüncü durağı Konya'ydı. Özgür Özel, Erdoğan'ın ... |
 |
|
 |
 |
|
DEM Parti Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder'in yaşamını yitirmesinin ardından ... |
 |
|
 |
 |
|
İsrail’in Şam ve Hama’ya düzenlediği hava saldırılarının ardından, Türk F-16’ları Suriye hava sahasına ... |
 |
|
 |
 |
|
Siyasi gelişmelerle birlikte artan döviz talebini düşürmek için rezervlerini eriten Merkez Bankası, ... |
 |
-
|
 |
 |
|
Sıfır otomobil kurdaki ufak oynamaya rağmen belirgin bir şekilde zamlanarak mayıs ayına giriş yaptı. ... |
 |
|
 |
 |
|
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e TBMM Grup Başkanvekili ve DEM Parti milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in ... |
 |
|
|
|
 |
|
 |
 |
ANKET |
|
 |
 |
|
|
|
|
 |


 |
Medya
Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden
kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan
haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması
durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır.
Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait
yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz. |
 |
|
|
|