Murat Zengin isimli bir özürlü vatandaş, ayağa kalkarak “Sayın Başbakanım açız aç” diye bağırmaya başladı. Zengin, polisler tarafından karga tulumba grup salonundan çıkarıltı.
Partisinin Meclis Grubu’nu toplayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, işsizlik konusunda yapılan eleştirilere yanıt verdi. Erdoğan, Devlet İstatistik Enstitüsü’nün 2005 yılından itibaren işsizliğe ilişkin verilerinin, daha önce üçer aylık dönemler halinde açıklarken, şimdi aylık olarak açıklamaya başladığını hatırlattı. Nisan ayında da 2004 Aralık-2005 Ocak-Şubat dönemini içeren, “2005 Ocak” verilerinin açıklandığını kaydeden Erdoğan, “Bu verilerle henüz kıyaslama yapma imkanımız yok. Ne zaman kıyaslama yapabileceğiz? Bu ayın sonunda, Şubat 2005 verileri açıklanınca, geçen senenin ilk çeyreğiyle kıyaslama mümkün olacak” dedi.
KOMPLEKSİMİZ VE KORKUMUZ YOK
İşsizlik konusunun değerlendirilmesi sırasında sistem değişikliğinin gözardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “İşsiz olan 1.1 milyon insanımız ülkemizde iş sahibi oldu. Bunlar resmi rakamlar. Hiç rakamları eğip bükmeye, öncesini sonrasını görmeden yorum yapmaya, ‘ben yaptım, oldu’ demeye gerek yok. Bizim hiçbir çekincemiz, hiçbir kompleksimiz, hiçbir korkumuz yok. Biz bizzat yaşıyoruz. Başarılı olduğumuz alanlarda çıkıp bunu gururla anlatıyoruz. Başaramadığımız, henüz başaramadığımız alanlarda da şapkamızı önümüze koyup gayet iyi düşünmesini de biliyoruz. Biz daha yolun başındayız, ‘Bizden üç yıl bir şey beklemeyin’ dedik.
AÇIZ AÇ…
Başbakan’ın bu sözleri üzerine izleyiciler arasında bulunan Murat Zengin isimli özürlü vatandaş ayağa kalkarak, Sayın Başbakanım açız aç” diye bağırmaya başladı. Zengin, polisler tarafından etkisiz hale getirilerek, apar topar grup salonundan çıkarıldı.
BÖLGELERARASI DENGESİZLİK
Vatandaşların bazı konulardaki eleştirilerine de yanıt veren Erdoğan, “Halkımızın beklentileri çok yüksek, bunu çok iyi biliyoruz, çok iyi hissediyoruz ve çok açık olarak görebiliyoruz. Ülkemizde bölgeler arasında ciddi dengesizlikler var. Yatırımlar sürekli belli bölgelere tahsis edilmiş. Belli bölgeler tamamen ihmale uğramış. Bu bölgeler feryat ediyor. Yoksulluk yaygın, sosyal güvence, eğitim ve sağlıkta sıkıntılar var. İktidarımız bölgesel dengesizliği
indirebilmek için yeni hamleleri üst üstü yapıyor. Biz bölgesel milliyetçiliğin karşısında olduğumuzu bunun için ilan ettik. Ne yapıp edip bu dengesizliği kaldıracağız” sözünü verdi.
CHP’YE YÜKLENDİ
CHP’nin özelleştirme konusunda izlediği politikayı eleştiren Başbakan Erdoğan, “Bu meselelerden biri de özelleştirme meselesi… Son günlerde özelleştirme konusunda muhalefetin sergilediği tavır, esas itibarıyla fikri arka planı zayıf, reflekse dayalı bir tavırdır. Bu alışageldiğimiz, zaman zaman tamamen tersinin yapıldığı bir tablodur” dedi. Türkiye’nin, milletin tercihiyle “yeni siyaset” dönemine girdiğini belirtti. Ancak, zihnen “eski” siyasetten kopamayanların, belli meseleler gündeme geldiğinde, “eski” siyasete ait refleksleri sergilemekten geri durmadıklarını ifade eden Erdoğan, “Özelleştirme, onların zannettiği gibi, kamunun elindeki zarar eden işletmelerin özel sektöre satılması, devredilmesi değildir.
Özelleştirme politikası, devlete, topluma, ekonomiye, kamu sektörüne bakış esasında şekillenen, kamu işletmelerinin satılmasının ötesinde sonuçlar doğuran bir araçtır” dedi.
Erdoğan, kamu sektörünün ekonomideki payının azaltılmasının, devleti zayıflatmayacağı gibi, aksine toplumu güçlendirici bir etkiye de sahip olduğunu ifade eden Erdoğan, “Yani, siyasi ve ekonomik anlamda demokrasi için de kamu sektörünün ekonomideki payının azaltılması gerekmektedir” uyarısında bulundu.
Kamu sektörünün ekonomideki ağırlığının olumsuz sonuçlarından birinin de bürokratik bir iktidara ve bununla bağlantılı olarak bürokratik yozlaşmaya yol açması olduğunu anlatan Erdoğan, “Kamunun belli malları üretmesi, ‘sosyal devlet’ ilkesi çerçevesinde de savunulamaz. Çünkü, devletin ekonomideki payının büyüklüğü, toplumun bütününe yönelik fırsat eşitliğini sağlayıcı sosyal hizmetleri üretmesini de engellemektedir. Muhalefetten de ‘eski siyaset’ refleksleri yerine, mümkünse fikri temeli olan tavırlar bekliyoruz. Eğer bunu başarabilirlerse ülkemizin bundan elde edeceği fayda çok büyük olacaktır. Zaferlerin daima sahibi çoktur, yenilgiler ise sahipsizdir” şeklinde konuştu.