Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türban konusunun Türk toplumunda çok yönlü hassasiyetler taşıyan nazik bir konu olduğunu vurgulayan Bahçeli, herkesin azami sağduyu ve
basiretle hareket etmesi gerektiğini söyledi. Bahçeli, şunları kaydetti: '''Kamu hizmeti verenler için başörtüsü yasağını kamusal alan dışına da taşıran son Danıştay kararına Başbakan'ın gösterdiği tepki, aslında bir aczin itirafıdır. Sürekli sızlanmak ve yakınmaktan başka bir şey yapmayan Başbakan, hükümet etme makamını bir ağlama duvarı olarak gördüğünü bir kere daha ortaya koymuştur. Gölgesinden korkan Başbakan'ın kimseyi şikayet etmeye ve kınamaya hakkı yoktur. Bu konular AKP'nin aczi ve riyakarlığı sayesinde kangren haline gelmiştir.
Anayasa'yı değiştirecek Meclis çoğunluğuna sahip AKP'den beklenen,
Türk milleti ile alay etmeyi bırakıp gerekli yasal düzenlemeleri yapmasıdır. Ancak, samimiyetten ve asgari siyasi cesaretten nasibini almamış bu zihniyetin bu konuda dirayetli ve basiretli bir tavır sergilemesini beklemek eşyanın tabiatına aykırıdır. Danıştay'ın son kararı, başörtüsü sorununu ucuz bir istismar aracı olarak kullanmak istediği artık görülen AKP'nin yeni zaman kazanması sonucunu doğurmuştur.''
MHP Genel Başkanı Bahçeli, toplumsal sıkıntılar ve huzursuzlukların arttığını, bunun da hükümetin psikolojisini bozduğunu ifade etti. Bahçeli, şunları kaydetti: ''Bugünkü iktidar sadece fiil ve eylemleriyle değil sözleri ve üslubuyla da siyasi tarihimize kara bir delik olarak geçecektir.
AKP'nin siyaset felsefesinin ayırıcı özelliği olarak belirginleşen yönetim kimliğinden sonra şimdi de üslup kirliliğine şahit olunmaktadır.
Panik psikolojisi içine girdikleri anlaşılan Başbakan ve bakanlarının giderek bozulan ruh halleri üslup ve beyanlarına da yansımaktadır. Türk halkını azarlamasına artık alışılan Başbakan, son günlerde kontrolü iyice kaybederek aleni hakaretlere yönelmiştir. Devlet adabı, nezaketi ve ciddiyetiyle bağdaşmayan bu tavır, her şeyden önce bulunduğu makama yakışmamaktadır''.
-KARİKATÜR KRİZİ-
Danimarka ve bazı Avrupa ülkeleri basınında İslam dünyasını rahatsız eden karikatürlerin yayınlanmasının çok ciddi bir krize yol açtığına işaret eden Bahçeli, ''İnsani değerleri yücelten ve diğer semavi dinlere saygı esasına dayanan İslam dininin Peygamberine yapılan bu hayasız saldırıların'' Türk halkını da derinden yaraladığını bildirdi.
''Affedilemez ve hiçbir şekilde mazur görülemez bu büyük saygısızlığı nefretle ve şiddetle kınıyoruz'' diye konuşan Bahçeli, yine de yapılan tepkilerin makul ve haklılık sınırları içinde kalması ve tepkilerin İslam dininin geleneğine yabancı, şiddet unsurları içermemesinin büyük önem taşıdığını söyledi. Bahçeli, ''Sevgi, saygı, hoşgörü ve rahmet dini olan İslam'ı terörle özdeşleştirerek karalamaya yeltenen haçlı zihniyetinin kalıntılarının oyununa gelinmemesine dikkat edilmesi bir zarurettir'' dedi.
Devlet Bahçeli, ''ihanet odaklarına, İmralı'dan verilen talimat doğrultusunda siyasi parti hüviyeti kazandırılmaya çalışıldığını'' söyledi ve hükümeti ''sütre gerisine çekilerek hiçbir şey yapmamakla'' suçladı.
Bahçeli, hükümetin belediyeler üzerindeki idare yetkilerini kullanmadığını ve yargı organlarını da atalete itmek için sistemli ve örgütlü bir baskı mekanizması oluşturduğunu ileri sürdü. Kıbrıs konusuna da değinen Bahçeli, Kıbrıs'ta ''ver-kurtul zihniyetinin işbaşında olduğunu'' ifade etti ve yakın bir zamanda Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimine sınırlarını açmak zorunda kalacağı uyarısında bulundu.
-SORULAR-
Soruları da yanıtlayan Bahçeli, ''Barzani'nin eli Türkiye'nin içinde dediniz. Böyle bir bilgi mi ulaştı elinize'' yönündeki soruya, ''Olayı yakından takip etmiş olsanız bu olayların adım adım ilerlediğini görürsünüz. Bunun için özel bir bilgiye gerek yok. Irak'taki gelişmeleri takip edin, Türkiye'deki aydın kesimlerin düşüncelerini takip edin, belli sonuçları elde etmek mümkündür. Çok arzu ediyorsanız 11 Mart'ta İstanbul'da düzenlenecek toplantıyı takip edin'' yanıtını verdi.
Bahçeli, Danıştay'ın türban konusundaki verdiği karara ilişkin bir soruyu yanıtlarken, ''AKP hükümeti, Anayasa değişikliğine muktedir bir siyasi iktidardır. Namus borcu olarak nitelendirmiştir. Meydanlarda tartışıp halkı azarlayacağı yerde TBMM'de arkadaşları ile oturup toplumsal uzlaşmanın zeminini düşünmesi ülkemiz için daha hayırlı olur'' dedi.
İran'ın nükleer faaliyetleri konusundaki değerlendirilmesinin sorulması üzerine Bahçeli, ''Irak'taki müdahale tarzını hatırladığınız takdirde benzer noktalar varsa daha dikkatli olmak gerekir'' diye konuştu.
Bahçeli, ''Isparta belediye başkanının adamları birlikte gazeteci dövmesini nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusunu ise ''Seçilmiş şahsiyetlerin basın mensuplarına karşı daha nazik davranmaları Türkiye'deki siyasi kültürün gelişmesine yüksek katkı sağlar, yakışmayan bir davranıştır'' diye yanıtladı.