VATAN’a yaptığı açıklamalarda şu bilgileri verdi:“Bu belgelerin gerçek olduğu, kesin olduğu hususunda en ufak bir tereddüdüm yok benim. Şu anlamda; bunlar arasında tek bir tane bile düzmece, uydurulmuş belge olsaydı, bunu ABD makamları yakalar ve afişe ederler ve ‘bu belgelerden anlaşılacağı üzere bunlara güvenmeniz için sebep yok’ derdi.”
“ Komplo teorilerinin hiçbirisine katılmıyorum. WikiLeaks olayı bir Türkiye olayı değil. Türkiye’nin de bulunduğu küresel bir olay. Bunu ABD içinde veya dışında kaynakların manipülasyonu olarak görmek, işi bana göre doğru olmayan yönlere sürüklemek çabasıdır. Bunlara itibar etmiyorum.”
ANKARA - Wikileaks’in dünyayı ayağa kaldıran ‘Sızıntısı’nı Türkiye de bir haftadır konuşuyor. Metinlerdeki üslubu değerlendiren eski Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, ABD’li diplomatlar için bu tarzın normal olduğunu, ancak yeni dönemde bunun da gözden geçirileceğini söyledi.
* WikiLeaks’in belgeleri açıklamasının üzerinden bir hafta geçti ama etkileri geçmedi. Size göre diplomasinin 11 Eylül’ü mü yaşandı?
Ben o nitelemeyi abartılı buluyorum. Hangi anlamda 11 Eylül bilemiyorum. Diplomasi mesleği üzerinde kalıcı, derin bir etkisi olacak mı sorusunun yanıtı, evet. Birincisi bütün ülkeler, başta ABD olmak üzere haberleşme yöntemlerini gözden geçireceklerdir. İkincisi ise, herkes üslubuna bundan böyle daha fazla özen gösterecektir.
BELGELERİN GERÇEKLİĞİYLE İLGİLİ TEREDDÜTÜM YOK
* Özellikle ABD’li diplomatlara dikkat edilecek galiba?
Aynı çerçevede insanlar en azından belirli bir süre ABD’li diplomalatlarla konuşurken daha dikkatli olmaya gayret gösterecek. Tedbir almaya çalışacaktır. Her olaydan sonra önlemler üzerinde durulur. Ama biliyoruz ki internet çağında hangi önlemi alırsanız alın bu önlemin de üzerinden atlayacak teknikler oluşturulabiliyor.
* Bu belgelere ne kadar güvenebiliriz?
O konuda benim kanaatim çok kesin. Bu belgelerin gerçek olduğu, kesin olduğu hususunda en ufak bir tereddütüm yok benim. Şu anlamda; bunlar arasında tek bir tane bile düzmece, uydurulmuş belge olsaydı, bunu ABD makamları yakalar ve afişe ederler ve ‘bu belgelerden anlaşılacağı üzere bunlara güvenmeniz için sebep yok’ derdi. Böyle bir şey olmadı. İkincisi, bunların sahiliği hakkında bir yalanlama da ABD makamları tarafından yapılmadı. Üçüncüsü karşı taraftan, ‘bu kadar belge arasında belki Amerikan makamları sahte belgeler koymuş olabilirler’ diyorlar. Wikileaks elemanları herhalde bunların içinde o dünyaya ait olmayan belgeler, yazışmalar olsaydı onları da kolaylıkla ayıklayabilirlerdi bence.
* Yansıyanlardan sizin en ilginç bulduğunuz belge ne oldu?
Türkiye bakımından önemli olduğu ve orada büyükelçilik yaptığım için Azerbaycan Devlet Başkanı’nın söylediği iddia edilen iki nokta: Birincisi, Türkiye’nin tutumundan duyduğu rahatsızlık. Ki bunu bilmek için ABD Büyükelçisi’nin telgraflarına bakmak gerekmiyor. Sayın Başbakan da bunu bizzat biliyor. İkincisi sözde Alivey’in Türkiye’nin enerji merkezi olmasını istediği ve bunun için Rusya’yla yakınlaştığı. Ben bu düşüncenin ifade edilmiş olduğunu zannetmiyorum.
* Sayın Davutoğlu’na ABD’nin bakış açısı son derece olumsuz görünüyor. Nedeni ‘Yeni Osmanlıcılık” mıdır sadece?
Yeni Osmanlıcılık işin felsefi, teorik veya ideolojik görünümü. Ama esas rahatsızlık odakları daha somut. Türk -ABD ilişkilerinde bugün rahatsız eden bir çok konu var. İran konusu, Türkiye-İsrail ilişkilerinin durumu, Türkiye’nin Hamas’a yönelik yaklaşımları, Ermeni meselesi, PKK, Irak konusu, Türkiye’nin Rusya ile yakınlaşması, diğer ülkelere ilgi göstermesi. Eksen kayması tartışmaları ortamında oluyor bu sıkıntılar.
* ABD veya başka ülkelerin diplomatlarının bu tür yazışmaları böyle rahat bir üslupla yapması doğal mıdır?
ABD toplumu, rahatına düşkün bir toplumdur. Bu konuşma üsluplarına da yansır. Devlet Başkanından tutun, her türlü yetkili ve sokaktaki insan bu dili kullanır. Buna “Colloquial” diyoruz. Halkın kullandığı dil gibi. Obama da, Bush da kullanır, büyükelçiler de kullanır.
BİZİM ÜSLUBUMUZ AĞDALI VE RESMİDİR
* Türk sistemi?
Bizim Türk sisteminde bu yoktur. Biz çok resmi ağdalı bir dil kullanırız. Bizim üslubumuzla çok farklıdır.
* Benzerlerini biz de yapıyor muyuz?
Farklı tabirlerle yapıyoruz. Konular itibariyle ise evet. Biz de kişiler hakkındaki izlenimlerimizi aktarırız. O ülke bakımından çok tartışma konusu olan iddialar varsa bunları aktarırız. Ama iddia olarak aktarırız. İddiaları aktarmak o iddialara gerçeklik kazandırmıyor.
* ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden sızmış olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye üst sıralarda kalmaya devam ederse, sebebi Ankara’nın çok önemli bir merkez olması. AB bakımından Kafkasya, Balkanlar, Orta Doğu, NATO, enerji... Bütün bu konular nedeniyle Türkiye büyük odak noktası. O nedenle bu kadar çok bilginin gitmiş olması şaşırtıcı değil.
* ABD yaptı, İsrail var bunun arkasında gibi komplo teorilerine ne diyorsunuz?
Ben komplo teorilerinin en iyisine de kötüsüne de uzaktan yakından katılmıyorum. Wikileaks olayı bir Türkiye olayı değildir. Türkiye’nin de bulunduğu küresel bir olaydır. Bunu ABD içinde veya dışında kaynakların manipülasyonu olarak görmek, işi bana göre doğru olmayan yönlere sürüklemek çabasıdır. Bunlara itibar etmiyorum.
- Neden yapıldı peki?
Bu wikileaks herhalde, “Ben bunu açıklarım, kamuoyunun önüne dökerim. Görsünler iyi veya kötü anlamıyla ABD nasıl çalışıyor. Gerisi de beni ilgilendirmez” diyor. Hem niyeti, hem zamanlamayı bu kadar sınırlı anlamda görüyorum.
- ABD ile ilişkilerimiz bozulmaz mı?
İlişkiler zaten soğuk. Wikileaks belgeleri nedeniyle “Türk-Amerikan ilişkileri daha da bozulur” demek pek güçlü bir senaryo değil.
-Belgelerde ABD açısından eksen kaymasını nasıl okuyorsunuz?
Eksen kayması endişesinin çok daha erken, iktidarın ilk yıllarına doğru gittiğini görüyoruz. Bu son bir-iki yılın meselesi değil. Veya Sayın Davutoğlu ile başlayan bir süreç değil.
Türkiye belgelerini nasıl saklıyor?
* Türkiye’de bu belgeler nasıl saklanıyor? Bizimkilerin de sızma, çalınma ihtimali olabilir mi?
O konuda bir şey söyleyemem. Güvenlikle ilgili olduğu için o konuya girmek doğru olmaz. Her ülkenin kendine göre güvenlik sistemi vardır. Türkiye’nin başına da bu anlamda bir kaza gelmemiştir.
* Yazışmalar oldukça güvenli, sağlam saklanıyor, diyorsunuz?
Şimdiye kadar bir şey olmadığına göre sağlamdır diyebiliriz evet. Ama internet ortamı, yüksek teknoloji ortamında bütün ülkeler bu tür sızmalara karşı daha elverişli bir noktaya istemeyerek gelmişlerdir. Ne kadar yüksek teknoloji kullanırsanız, o teknolojiyi kötü amaçlarla kullanlar da o kadar etkili olabiliyorlar. Türkiye de birçok işlemini internet ortamında yapıyor.
XXX’lerin anlamı ne?
* Belgelerdeki XXX’lerin anlamı nedir?
İsimleri açıklandığı taktirde hayatları ve konumları tehlikeye girebilecek insanları korumak maksadıyla yapılmış olabilir. Öyle olduğu söyleniyor ve alternatif bir yorum getirilmiyor. Bu yorumu kabul etmeliyiz diyorum.
* Gazeteciler davet ediliyor, çay içip bilgi alınıyor. Doğru mudur yapılan?
Fevkalade doğrudur. Washington’da da bütün büyükelçiler ben dahil çeşitli kesimlerden medya mensupları dahil davet eder konuşuruz ve ilginç bulduğumuz zaman yazarız. Bu Büyükelçi’nin görevi odur. 04/12/2010
Deniz GÜÇER / VATAN