“İhanet” öldürmez, acıtır. Ama unutulmaz değildir! Hem neler ve kimler unutulmadı ki? Unutulmayı hak edenler, elbet günün birinde mazinin soluk yapraklarından silinip gidecekler.

Allah’ın emirleri duruyorken orda bir fener gibi, ışık gibi; bu sapkınlığın nedeni nedir ki?

Hastanede geçen aylarımı biliyorsunuz. Kim bilir belki de ölümün eşiğinden döndüm. Lakin bana bu canı veren, canımı taşıyabilmem için bana bir izin verdi. Ancak “canım” dediklerim geldi beni sırtımdan hançerledi.

Ama eyvallah! Allah’tan geleni, geri Allah’a havale ederim. Şeytana müptela olmak, Hakk’ı unutup, Hakk’tan uzaklaşmak yine Hakk’ın vereceği bir yanıtla karşılık bulur çünkü.

Başıma gelen iyi şeyleri de, kötü şeyleri de hep “imtihan” diye değerlendirdim ve O’ndan ne gelirse hep “şükrettim”. Bakara suresi; “Sizin hayır zannettiklerinizde şer, şer zannettiklerinizde ise hayır vardır” der.

Ben, “Murat Göğebakan” ismine yakışır bir duruş sergilemek zorundayım. Beni seven binlerce kardeşimi, dostumu hayal kırıklığına uğratmamak durumundayım. Her zaman dik durdum, bugün de dik durmalıyım. www.haberaktuel.com Yayın Yönetmeni Sevgili kardeşim Muaz Kalaycı da bilir; beni sırtımdan vuranlara hiçbir zaman buğz etmedim. Kötü söz söylemedim. “Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var” dedim. Ruhen zulüm gördüm, bu doğru. Canım yandı, bu da doğru. Ama bu yürek ne yükleri taşımadı ki? Nelere direnmedi ki? Kimleri silmedi ki?

***

Eski eşim Sema Göğebakan’dan boşanmak üzereyim. Süreç haftalar öncesinde başladı. Allah ömür verdiği sürece Murat Göğebakan için hayat devam ediyor. Ben yolumda yürümeye devam edeceğim. Ayağım önüme atılan çelmeler yüzünden tökezlese bile ben toparlanıp, hayatımı idame ettireceğim.

Kanserle savaştığım günlerde bana Âli dualar gönderen sizlerin iyi niyetli iyi dileklerine şimdi daha çok ihtiyacım var. Çünkü yürek acısı, beden acısından daha çok canımı yakıyor.

Orda ve dualarla kalın…