CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Sevigen, CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, CHP İzmir Milletvekili Abdülrezzak Erten'le birlikte özel uçakla alana indi. Baykal, uçaktan inmeden önce Sevigen'e verdiği talimatla partililerin taşıdığı, ‘Gavur İzmir'e hoşgeldiniz’ pankartını kaldırttı. Baykal, partilerle selamlaştıktan sonra VİP salonunda basına açıklama yaptı.

İzmir'e Kubilay'ı anma törenleri için geldiğini belirten Baykal, Kubilayın şehit edilmesinin cumhuriyet kültürünün ve laik demokratik cumhuriyet anlayışını yerleştirme doğrultusunda verilen mücadelenin kritik bir aşamasında ortaya çıkan önemli bir olay olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin bu olayı tümüyle aşmış ve tarihin tozlu sayfalarına koymuş olması gerektiğini söyledi. Baykal, “Bu olayın tarihin içinde kalması, hepimizin zihninden düşüncelerinden ve duygularından çıkması temel özlemimizdi. Bunu gerçekleştirmeyi amaçlıyoruz. Bu olay yaşandı ve bitti, bir daha yaşanmayacak. Maalesef bu olayı unutamıyoruz, fırsat vermiyorlar. Bu olayı Türkiye olarak unutmamızı istemiyorlar. Bizim sürekli olarak bu olayın hangi şartlar altında gerçekleştirildiğini hatırlamamızı istiyorlar. Bundan çok büyük üzüntü duyuyoruz. Kubilay'ı anma törenlerine bu karmaşık duygularla geliyorum. Bu olayı zihnimizde sürekli diri tutmak zorunda bırakıyorlar. Bu olayın arkasındaki zihniyeti çok iyi biliyoruz” dedi.

Baykal, cumhuriyetin çocukluk ve bebeklik yıllarında cumhuriyeti savunmak zorunda kaldığı için katledilen genç evladın acısını yüreğinde yaşadığını vurgulayarak, devrim kuşağına şükran ve saygılarını ifade etti. Baykal, sözlerini Başbakan Erdoğan'ın 18 Aralık pazar günü İzmir'de yaptığı konuşmasında ‘Gavur İzmir’ imasıyla sürdürdü. Baykal, “İtiraf edeyim, İzmir'e sadece bu duygularla gelmedim. İzmir'in kimsenin sahip çıkmasına ihtiyacı yok. İzmir'in arkasında, yanında olduğumuzu kendi adıma ortaya koymak için geldim. İzmir'e birşey katmak için değil, kendimi İzmirle tarif etmeye geldim” dedi. CHP lideri Baykal, İzmir'in ulusal kimliğin en önemli dayanağı olduğunu belirterek, işgal döneminde bağımsızlık mücadelesinde İzmir'in önemli bir yer tuttuğunu, İzmir'in “artık yeter” denilmesine sebep olduğunu dile getirerek, kentin 15 Mayıs 1919'da işgal edildiğini, 19 Mayıs 1919 da ise milli mücadele iradesinin İstanbul'dan Samsun'a doğru çıktığını anlattı. Baykal, bu mücadelenin başlangıcında Osman Ferit Paşa hükümetinin, adliye nazırının, İzmir'e işgaline karşı çıkılmamasını bunun hükümet programına uygun olduğunu açıkladığını söyledi. Adliye nazırının İzmirliler için, “Bunlar kafirdir. Gavurdur. Onların peşine düşmeyin” dediğini öne sürdü. Baykal, Şeyhülislam'ın Kuvayi Milliyeci'lerin katlini vacip olduğu yönüde fetvalar verdiğini hatırlatarak, tüm bunlara rağmen İzmir'in 9 Eylül 1922 de milli mücadele zaferini ilan ettiğini anlattı. Baykal, İzmir'in bağımsızlığın, çağdaşlığın kalesi olduğunu belirterek, “Herkesin İzmir'e saygıyla yaklaşması gerekir. İzmir'in önemini bilmek kendini bilmek demektir. İzmir'e karşı kimsenin saygısızlık etmeye hakkı yoktur. Hepimiz İzmir'le iftihar ediyoruz” dedi.

CHP Genel Başkanı Baykal, bir gazetecinin, ‘Gavur İzmir'e hoşgeldiniz’ yazılı pankartı neden kaldırttığını sorması üzerine “İma olarak dahi olsa protesto etmek, alay etmek için bile olsa bu kelimelerin yanyana gelmesine tepki duyuyorum. bunu reddediyorum” dedi. Baykal, daha sonra beraberindekilerle törenlerin yapılacağı Menemen ilçesi'ne hareket etti.