Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,3374
EURO
34,8108
IMKB
10.277,000
ALTIN
2.393,270
 
Hava Durumu ANKARA
7 / 16 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
''NE KORKU, NE ÖLÜM PSİKOLOJİMİZ VAR''
 NE KORKU, NE ÖLÜM PSİKOLOJİMİZ VAR
 
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bakanlığının bütçesine ilişkin eleştirilere cevaben çıktığı kürsüde, "Gazze'de İsrail uçakları Gazze hastanelerini bombalarken ve yanımızda insanlar şehit olurken ben o sokaklarda yürüdüm. Allah'ın izniyle, biz bu topraklara aşkla bağlıyız ve bizim Allah'tan başka kimseden ne korku ne ölüm psikolojimiz vardır" dedi.
 
16.12.2013 - 00:08

Genel Kurula bilgi verirken ilk olarak Kıbrıs konusuna değinen Davutoğlu, "Son on yıl içinde, özellikle 2004'te, Bürgenstock'da ve daha sonraki referandumla, Türklerin barış istediği, Rumların barışa karşı çıktığını aktif bir diplomasiyle ortaya koyduktan sonra, son on yıldır sürekli hareketlilik içinde olan, sürekli olarak karşı tarafı müzakere masasına getirmek için zorlayan taraf, Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir. Nitekim 2008 ile 2012 yılları arasında süren müzakerelerde de hep bu anlayışla hareket edildi; gerek Sayın Talat gerek Sayın Eroğlu, aktif bir şekilde, müzakereleri sürdürdüler. Sayın Anastasiadis'in seçilmesi sonrası birtakım beklentiler oluşmuştu, ancak son bir yıl içinde bu beklentiler karşılanmadı ve son, bildiğiniz, takip ettiğiniz gibi, ortak açıklama metni çerçevesinde de iki aydır yoğun müzakereler sürüyor" diyerek şöyle devam etti:
"Dün ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeydim. Sayın Eroğlu'yla, müzakere ekibiyle, hem baş başa görüştük hem de Kıbrıs'ın bütün siyasi liderleriyle bir yemekte bir araya geldik. Bütün muhalefet ve iktidar liderleri, geçmişte ve bugün müzakereye katılmış olanlarla bir ortak akıl oluşturduk. Şunu ifade etmek isterim ki, Türkiye'nin bu yaklaşımı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına duyduğu güven ve saygı bu müzakerelerin en büyük gücüdür. Bugün, her zamankinden daha fazla, müzakerelerde haklı bir pozisyondayız ve müzakereleri yürütme kabiliyeti ve kapasitesi açısından da Kıbrıs Türkleri her zamankinden daha güçlüdür. Bunu onurla söylüyoruz.
İkincisi: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tanınması, uluslararası alanda görünür kılınması. Evet, yine gururla ifade ediyorum: Şu anda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin 20 ülkede temsilciliği vardır ve bunun çoğu bizim dönemimizde açılmıştır; 21'inci de açılmak üzere. Sayın Tuğrul Türkeş'in, burada, Kıbrıs meselesiyle ilgili, bir futbol federasyonu etrafındaki yapılan tartışmalardan önce, beklerdim ki, daha geçen, iki hafta önce, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Ekonomik İşbirliği Teşkilatına gözlemci üye olması dolayısıyla bize teşekkür etmesini beklerdim.
Biz iktidara geldiğimizde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hiçbir uluslararası örgütte tanınmıyordu, bulunmuyordu. İslam İşbirliği Teşkilatına Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini gözlemci üye yapan da biziz, Ekonomik İşbirliği Teşkilatına yapan da biziz, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesine katılımını sağlayan da biziz. Daha dün, Sibel Hanım -gayet zarif bir hanımefendidir- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkanı, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi'ne katılmak üzere yola çıkacağını bana söyledi.
Bundan sonra da şimdiye kadar olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin görünür olması, tanınması için her türlü çabayı göstereceğiz ama bunun yanında, eğer bir halk uluslararası alanda tanınacaksa önce, kendi ayakları üzerinde duracak, herkes ona saygı gösterecek. Bakın, üçüncü ayak nedir? Kıbrıs Türk halkının onurla başı dik durmasıdır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde kişi başına düşen millî gelir 2002 yılında 4.409 dolardı, buna mukabil Güney Kıbrıs Rum yönetiminde 14.836 avroydu. Şimdi ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde kişi başına düşen millî gelir 15.492 dolardır yani 5 mislidir takriben.
Eğer bir halkın uluslararası alanda başını dik tutacaksanız önce, onun ekonomisini güçlü kılacaksınız, kimseye mağdur ve mahcup ve muhtaç eylemeyeceksiniz. İşte, Türkiye'nin kudret eli Kıbrıs Türk halkının üzerindedir. Bundan emin olunuz ve geçmiş dönemlerde yapılan hataların bizce de yapılacağı gibi bir vehme kapılmayın. En önemlisi, inşallah, nisan ayında Sayın Başbakanımızın katılımıyla Anadolu Kıbrıs'a bir yolla daha bağlanıyor deniz altından aziz Anadolu suyunun aziz Kıbrıs'a akmasıyla. İşte kudret budur. Hamasetle dış politika olmaz. Misakımilli diyorsunuz…Misakımilli, bizim yüreğimizde, zihnimizdedir her zaman…ama çağdaş uluslararası hukuk çerçevesinde komşu ülkelerin sınır bütünlüğüne saygı göstererek, komşu ülkelerin bize yakın havzalarında ne kadar aktif olduğumuzu en iyi siz bilirsiniz."

-"REAİLETELERE BAKIN"-

Daha sonra ziyaretlerine ilişkin eleştirileri değerlendiren Davutoğulu, "Şimdi, komşularla ilişkiler üzerine bir sürü ezber spekülasyonlar yapıyorsunuz, realitelere bakın. Ukrayna'yla, Azerbaycan'la, Rusya'yla yüksek düzeyli iş birliği konseyleri yaptık. İran ve Irak Dışişleri Bakanları bizi ziyaret etti, ben de oraları ziyaret ettim, sadece iki ay içinde. Yunanistan'ı, Ermenistan'ı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ziyaret ettim, Bulgaristan Dışişleri Bakanı geldi, Romanya Başbakanı Marmaray dolayısıyla geldi ve Moldova Cumhurbaşkanı da inşallah önümüzdeki günlerde, gelecek hafta içi çarşamba günü Türkiye'de olacak. Bu ziyaretlerde -bu iki ay içinde bu ziyaretler- biz hâl hatır sormuyoruz, her bir ziyaret, saatlerce süren iş birliği anlayışı içinde imzalanan anlaşmalarla taçlanan diplomatik hamlelerdir" diyerek şunları söyledi:
"Şimdi, baktığımızda, komşu ülkelerle ticaret konusunda ben size bu rakamları bir kitapçık hâlinde dağıttım, görsel bir şekilde, gensoruda da bunlar üzerinde çok durduğumuz için burada daha fazla bunun üzerinde durmak istemiyorum ama bakınız, havzalardan, şöyle kısaca üzerinden geçelim. Kafkasya ve Orta Asya havzası, biz iktidara gelene kadar, hamasetle Türk cumhuriyetlerinin birliğinden bahsedilirdi ama Türk cumhuriyetlerini bir araya getiren tek bir uluslararası yapı yoktu, Türk Konseyini biz kurduk Sayın Türkeş.
Orta Asya'da ve her yerde o, Balkanlarda bütün tarihî eserlere de biz sahip çıktık. Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan, Türkiye-Azerbaycan-Kazakistan, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan, Türkiye-Azerbaycan-İran üçlü mekanizmalarını kurduk, işletiyoruz. Azerbaycan'la, can Azerbaycan'la Türkiye'yi sadece gönülle değil enerjiyle bağlayan, Avrasya'daki bütün enerji denklemlerini değiştiren TANAP'ı biz imzaladık. Bakü-Tiflis-Ceyhan'ı biz devreye soktuk, Bakü-Tiflis-Kars'ı; Marmaray'la Azerbaycan'ı taa Londra'ya biz bağladık. Bunlar hayalci bir dış politika değil, bunlar yaşanan gerçeklikler ve bu gerçeklikleri yaşatmaya devam edeceğiz.
Şimdi, sizin adil hafıza konusuna gelmek istiyorum. Evet, adil hafızayı kullanıyorum ben. Biz aynı zamanda bir bilim adamı olarak, tarihin ancak adil bir hafızayla inşa edilebileceğine inanıyoruz. Kapalı kapılar altında birbirimize propaganda yaparak tarihî meseleleri çözemeyiz, alışılmış ezberleri her yerde sürdürerek de çözemeyiz. Türkiye'nin Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerine, Kafkasya'ya bakışında 3 ayak vardır.
1: Türkiye'yle Ermenistan'ın iki komşu ülke olarak birbirine saygı içinde yan yana yaşaması.
2: Azerbaycan'la Ermenistan'ın aralarındaki meselelerin çözülmesi ve Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarının kurtarılması.
3: Türklerle Ermenilerin dünyanın neresinde olursa olsun, dokuz asrı bir arada yaşamış iki halk olarak, on beş, yirmi yılda süren problemlere değil, o dokuz asırlık ortak hafızayı canlandırarak dost iki halk olarak yaşaması.
Ben şimdi rahmetle anıyorum, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, muhterem pederiniz -Allah rahmet eylesin- Azerbaycan-Ermenistan çatışmaları sürerken, yani can Azeri kardeşlerimiz Ermenistan'la boğuşurken Petrosyan'la Paris'te buluşmuştu ve siz organize etmiştiniz. Eğer o suç değilse -ki değildi, ben rahmetle anıyorum, doğru yapmıştır- bizim Ermenistan'la görüşmemiz de suç değildir, bizim Ermenistan'la ve Ermenilerle ortak adil hafıza çerçevesinde bir araya gelmemiz de suç değil, yapılması gereken bir davranıştır. CHP Grubu çok iyi bilirler, o zaman siz Mecliste yoktunuz, ama bu yüce Meclisin 2005 yılındaki ortak iradesini okuyorum şimdi size. Yani 2005 yılında TBMM iktidar ve muhalefet ortak olarak önerge verdi ve ortak tarih komisyonu kurulması çağrısında bulundu ve şöyle denildi, 'Akıl ve mantık, Türkiye ile Ermenistan'ın ortak bir girişimle tabuları yıkmaktan korkmamalarını ve ortaklaşa yaşadıkları beşerî facianın tüm yönlerini açığa çıkararak tarihleriyle hesaplaşmaya hazır olmalarını emretmektedir. Geçmişin bugünümüzü ve geleceğimizi karartmasını önleminin yolu budur' Adil hafıza bu kim ne cevap verirse versin, kendisine güvenenler doğruyu savunurlar, hakkı savunurlar, adaleti savunurlar."

-"DARBEYE SAHİP ÇIKMAYI ZİNHAR KABUL EDEMEM"-

Ölçülerinin başkalarının mantığı ve felsefesi olmadığını söyleyen Davutoğlu, "Bizim ölçümüz ve mikyasımız başkalarının mantığı, başkalarının felsefesi değil, bizim tarihî, mahşerî vicdanımızdır. Biz hiçbir millete yukarıdan bakmayız ama bizim tarih tecrübemize sahip olan çok az millet vardır. Şimdi, Orta Doğu'ya gelince, vakit daralması açısından diğer bölgelere girmeden… Orta Doğu'da 2010 yılında Arap Baharı adı altında demokratikleşme rüzgârları estiğinde, ilkeli bir şekilde Arap halklarının yanında durduk, durmaya devam edeceğiz" dedi.
Davutoğlu şunları söyledi:
"2011 yılında devrimler yaşandı. 2012 yılında geçiş hükümetleri, seçimler yapıldı, 2013, bir karabasan gibi, maalesef, seçimlerle gelen iktidarların geriye dönüşüm süreçleri yaşandı. Şimdi, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde her türlü tartışmayı kabul ederim, ama gensoru görüşmesinde de söylediğim gibi, TBMM'de demokrasiye değil darbeye sahip çıkmayı zinhar kabul edemem. Sizi çok saygıyla takip ettim ama gerçekten bugün sizin adınıza büyük utanç duydum. Bakın, söylüyorum, niye biliyor musunuz? Benim, Sayın Fatin Rüştü Zorlu'yu hangi konteksle zikrettiğimi siz çok iyi biliyorsunuz. Hakkında Mısır politikası dolayısıyla gensoru verilmişti ve ben de Sayın Fatin Rüştü Zorlu'yu bu konuda örnek aldığımı ve onun makamında oturan biri olarak demokrasiye karşı olan bir darbeyi hiçbir zaman benimsemeyeceğimizi, desteklemeyeceğimizi söyledim. Allah aşkına, buradan nasıl Cumhurbaşkanımızla ilgili bir paralellik kurabiliyorsunuz? Şimdi, çok küçük kurnazlıklar bunlar. Ben, Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken onun Başdanışmanıydım, Dışişleri Bakanıyken yanında bütün süreçlerde beraber oldum ve bununla onur duyuyorum. Arkadaşlığımız, dostluğumuz da en az otuz yıla gider. Biz, aynı ekip içinde çalışırken ortak
hedeflerimiz doğrultusunda çaba sarf ettiğimiz herkesle ilgili olarak herhangi bir şey söylemeyi zül ve zail akdederiz. Bunu söylemeye de gerek duymayız. Fatin Rüştü Zorlu'dan zikretme sebebim onun idam sehpasına onurla yürümesidir. Buradan hareketle bir de 'korku ve ölüm psikolojisi' diyorsunuz. Bizi tanıyan bilir. Biz Allah'tan başka kimseden korkmayız, kimseden. Ben, Kerkük sokaklarına indiğimde bana onlarca istihbarat raporu geldi 'Hakkınızda terör saldırısı olacak' diye. Kerkük sokaklarına indim ve Sayın Necdet Koçak Ağabey'in mezarına hürmetle gittim. Yine, Libya'ya indiğimde de aynı istihbarat bana geldi. Libya sokaklarında, Bingazi sokaklarında halkla birlikte yürüdüm. Kerbela ve Necef'te Şii kardeşlerimle 10 binlerin arasında yürürken başka yerde, köşede bombalar patlıyordu. Gazze'de İsrail uçakları Gazze hastanelerini bombalarken ve yanımızda insanlar şehit olurken ben o sokaklarda yürüdüm. Allah'ın izniyle, biz bu topraklara aşkla bağlıyız ve bizim Allah'tan başka kimseden ne korku ne ölüm psikolojimiz vardır."

-SURİYE-

Suriye konusunda muhalefetin de Esad zulmünden bahsetmesini beklediğini söyleyen Davutoğlu, CHP'li Korutürk'ün sözlerine de şöyle tepki gösterdi:
"Sayın Korutürk, bir kere de Beşar Esad'dan bahsedin, zulmünden bahsedin. Bir eski büyükelçi olarak Türkiye Cumhuriyeti devletini bu yüce kürsüden ihbar edercesine iftira atarak 150 kişinin ölümünde ne kadar…"Türkiye'den giden silahla ne kadar insan öldürdü?" diye soruyorsunuz. Sizin bu konuşmanızdan sadece Esat memnun olur ve Türkiye düşmanları memnun olur. Bakın Sayın Korutürk, bu devlete hakaret edemezsiniz, bu Hükûmete hakaret edemezsiniz. Milyonlarca mazlum insanın kanı var orada. Halep'in hâline bakın, Şam'ın hâline bakın, bunlar Kalaşnikoflarla mı böyle oldu, hava saldırılarıyla, Scud füzeleriyle mi? Türk uçakları mı bombaladı Halep'i, Şam'ı? Soruyorum size, kim bombaladı? Sizin savunduğunuz Esat'ın uçakları bombaladı o güzelim Halep'i, o güzelim Şam'ı. 2,5 milyon insan mülteci olmuşsa 700 bini benim kardeşlerim olarak bu topraklardaysa biz o insanların hukukunu savunuruz, savunacağız. Türkiye Cumhuriyeti'nin kudreti bugün kendi sınırlarını da, bölge sınırlarını da aşmıştır. Dışişleri Bakanlığı da bu kudrete amade olarak çalışmaya devam edecektir."(ANKA)



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


THY MÜDÜRÜNDEN GÜLEN'E AĞIR TWİTT!

MANSUR YAVAŞ ANKARA'YA HAYIRLI OLSUN!

KILIÇDAROĞLU MEYDAN OKUDU:KORKMUYORUZ!
»  İNCE'DEN ÇELİK'E KOMAN CEVABI!
»  MİLLİYETİN HABERİNE TEPKİ!
»  AKP'Lİ ÇELİK'TEN KOMAN İÇİN AĞIR TWİTT!
»  BAHÇELİ'DEN MEVLANA TWİTLERİ!
»  KULİSLERDE BAKAN TOTO!
»  CHP'Lİ VEKİLDEN ÇARPICI İDDİA!
»  KAÇAK ELEKTRİK KULANANIN BORCU SİLİNECEK
»  VEKİL SÜT İÇTİ, BAŞKAN UYARDI!
»  ''GÖKÇEK TELAŞA KAPILDI''
»  DİYANETTEN DOWNLOAD FETVASI!
»  AKP'NİN ANTALYA ADAYI MENDERES TÜREL!
»  BALBAY BİLDİRİYİ CEZAEVİ'NDE İMZALAMIŞ
»  FLAŞ.. PASAPORT'TA YENİ DÖNEM!
»  İZMİR'DE BALBAY İZDİHAMI!
»  ELEKTRİK KESİNTİSİ İSYAN ETTİRDİ!
»  BAKAN'DAN GAZLI SU İSTEDİ!
»  CEMAAT OKULUNA FBİ BASKINI!
»  "YENİ ADALET BAKANI SİZ MİSİNİZ"?
»  "POLİS-YARGI CUNTASI DİYEN ŞEBELEK"
»  TEOMAN KOMAN, YAŞAMINI YİTİRDİ
»  MİLLETVEKİLİ KIZDI, KÜRSÜDE SOYUNDU!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.