Talat, Alman “Frankfurter Allgemeine Zeitung” gazetesine verdiği demeçte, Papadopulos'un bugüne kadar tüm görüşme tekliflerini reddettiğinin hatırlatılması üzerine, “O radikal biri ve şovenist. Yunanlıların üstünlüğüne inanıyor, tam güce sahip olmak ve bizi asimile etmek istiyor. Papadopulos, Kıbrıslı Türkleri azınlıkta kalan köleler haline getirmek istiyor” ifadelerini kullandı.

Papadopulos'un uluslararası alanda Kıbrıs'ı temsil ettiğine ve AB içinde siyasi etkisini sürdürebildiğine işaret eden Talat, kendilerine yapılması planlanan yardımlara Rum tarafının itiraz edeceğini bildiği için, AB'den adadaki mali ve ticari işlerin ayrı şekilde yürütülmesini istediğini, ancak bu konuda bugüne kadar hiçbir gelişme olmadığını belirtti.
Adanın birleşmesi yönündeki çabalarını ve kendisini destekleyenlerin bu desteği sürdürüp sürdürmeyecekleri sorusuna karşılık olarak da Talat, “Tabii ki. Annan Planı'na 'Evet' dedikten sonra bu yöndeki çabalarımızı iki kez daha ispat ettik. Birincisi, liderliğini yaptığım Cumhuriyetçi Türk Partisi parlamento seçimlerini kazandı. Daha sonra da, federal bir çatı altında adanın birleşmesini desteklediğim için ben başkanlık seçimini kazandım” diye konuştu.
Talat, AB'den beklentileriyle ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi:

“Her şeyden önce 3 şey bekliyorum: Öncelikle Papadopulos'a uluslararası alanda adanın temsilcisi olarak görüldüğü için adayı birleştirme sorumluluğunun da bulunduğunun açıkça izah edilmesini. İkincisi, adanın kuzeyini dışlamayacağı yönündeki vaadinin kendisine hatırlatılmasını. Üçüncü olarak da, KKTC'den yurtdışına doğrudan uçak seferlerinin başlatılmasının sağlanmasını. Bunu her AB ülkesi, Brüksel'de alınacak bir ortak karardan bağımsız olarak da yapabilir.”