CHP Genel Başkanlığına adaylığını açıklayan İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı. , Deniz Baykal'ın, uzlaşma çerçevesindegelecek olan adaya destek vereceğini açıkladığını ifade ederek, uzlaşmanın parti içinde büyük ölçüde sağlandığını ve bu sorunun ortadan kalktığını söyledi. Kılıçdaroğlu, madenlerde işçi ölümlerinin kader olmadığını belirterek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını talihsiz olarak nitelendirdi.
“UZLAŞMA SAĞLANDI, SORUN BİTTİ”
Kemal Kılıçdaroğlu, Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Demir ve beraberindeki heyeti kabulünde, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Baykal’ın, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyip desteklediğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, Baykal'ın, bir uzlaşma olması durumunda üzerinde uzlaşılan adayı destekleyeceği yönündeki sözlerini hatırlatırken şunları söyledi:
"O çerçevede uzlaşma arandı. Uzlaşma büyük ölçüde sağlandı, dolayısıyla sorun bitti. Geriye dönük, olayları farklı değerlendirmenin hiçbir mantığı yok. Biz geleceğe bakmalıyız. Üreticilerimizin, sanayicilerimizin, işçilerin sorunları var. Biz bu sorunlara kilitlenip, Türkiye'yi alıp, çağdaş uygarlığa taşımak zorundayız. Ekonomimiz niye bu durumda olsun, niye bu ülkede çocuklar yatağa aç girsin. Bizim hedefimiz bunlar olmalı. Sayın Baykal'ın eleştirileri olabilir.Eleştirilerin tümü başımın üstünde. Bütün eleştirilerden ders almak benim görevimdir."
"BAŞBAKANIN AÇIKLAMASI TALİHSİZ, ÖLÜM BU MESLEĞİN KADERİ DEĞİL"
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Zonguldak ziyareti sırasında yaşanan maden grizu patlaması ile ilgili açıklamasını "talihsiz" olarak nitelendirerek, şöyle konuştu:
"Sayın Başbakan kazanın adeta olağan ve bu işte çalışanların bu tür
kazalarla karşılaşabileceği şeklinde bir açıklamada bulundu. Çağdaş yönetimlerde önce risk analizleri yapılır, olası riskler giderilir, ondan sonra işçiler çalışmaya başlar. Ama maalesef bizim ülkemizde kaza olur, insanlar yaşamlarını kaybederler, ondan sonra önlemler alınır. Bu yönetim anlayışının artık değişmesi lazım. Sayın Başbakan'ın bu yönetim anlayışını hala kavrayamamış olmasını çok yadırgadım. Bu, mesleğin kaderi değildir. Batı'da da maden ocakları var, orada da çalışan işçiler var ama orada yaşamını kaybeden işçilerin sayısı çok az. Bize baktığımız zaman en düşük işçi kaybının onlarla ifade edildiğini görüyoruz. Özellikle son 3-4 yılda bu kaybın çok daha fazla olduğu görüldü. Çağdaş yönetimlerde önce risklere bakılır, olası riskler değerlendirilir ona göre önlemler alınır, işçiler eğitilir, ondan sonra üretime başlanır. Bu, dünyanın her tarafında böyledir ama maalesef bizde işçileri doğrudan doğruya yer altına indiriyoruz, olası riskler hiç değerlendirilmiyor, insanlar yaşamını kaybediyor, ondan sonra arkalarından ağıt yakıyoruz. Bu doğru değil, iyi bir yönetim anlayışı
değil. Bu yönetim anlayışının değişmesi, mutlaka ve mutlaka yer altına inecek işçilerin eğitilmesi gerekiyor. Neden taşeron işçileri yer altında çalıştırılır? Acaba eğitildiler mi, eğitilmediler mi? Soru sormadığımız bir konu daha var. Bu işçilerin kaçı sigortalıydı? Sayın Vali ile kazanın ilk olduğu gün telefonla görüştüm, bilgi aldım. İlgili firmadan yer altıda çalışan işçi sayısını almakta bile zorlandıklarını ifade etti. Önce 25, sonra 27, sonra 30, sonra 32. Nasıl olurda yer altında çalışan işçilerin sayısını bilmeyiz. Bu tablo 21. yüzyılın Türkiye'sine yakışan bir yakışan bir tablo değil"