Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu bir gün önce 70 bin sözleşmeli öğretmenin kadroya alınması için hazırlıkların son aşamaya geldiğini bildirmiş ve hazırlık çalışmasının Maliye'ye gönderildiğini açıklamıştı. Türkiye'nin dört bir yanındaki sözleşmeli öğretmenleri heyecanlandıran bu olayı Şimşek'e sordum. Hiç beklemediğim bir değerlendirme ile karşılaştım.

Bakan, 'Milli Eğitim ile bir mutabakatımız var, onun üzerinde yürüyor' dedi fakat sesinden ve vurgusundan 'net bir gelişme olmadığını' hissettim. Bunun üzerine peş peşe sorularla, 'kadroya geçme işlemiyle ilgili nasıl bir işleyiş ve zamanlamanın düşünüldüğünü' anlamaya çalıştım. İşte Bakan Şimşek'in sözleri:

'İmkanlarımız ve ihtiyaçlarımız doğrultusunda bir planlama yaptık. Mutabakatımıza göre her yıl belli sayılarda kadro sözümüz var. Hepsini hemen kadroya alacak değiliz. Her yıl, önceden saptadığımız sayıya göre kadro açacağız. Kadroya geçiş için de bazı şartlar var, onların yerine getirilmesine bakılacak.'
Böylece, Çubukçu'nun açıklamasından sonra oluşan, 70 bin öğretmenin hemen kadroya alınacağı havasının gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı. Bu arada Bakan, 4B olarak tanımlanan sözleşmeli öğretmenlerle 4A diye sınıflandırılan kadrolu öğretmenler arasındaki farkın zaman içinde azaltıldığını ve sistemin zaten başlangıçta öngörülenin dışına çıktığını söyledi.

Bunları konuşurken de Türk kamu sistemindeki personel politikasını 'bu ülke performansa dayalı kültüre geçemedi. Kötü performansa yaptırım, iyi performansa ödül sistemini kuramadı. O zaman da kamuda verimlilik sağlamak mümkün olmuyor' sözleriyle eleştirdi. Şimşek, kamu çalışanlarının da başarısızlık durumunda işlerine son verilebilmesi gerektiği savunuyor.

YABANCIYA VERGİ DÜZENLEMESİ MASADA
Bakan'ın ve Maliye tepe bürokrasisinin gündeminde şu anda bir de yeni vergi düzenlemesi çalışmaları bulunuyor. Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği yerli ve yabancı yatırımcılar için uygulanan farklı orandaki vergi maddesi... Hani, yerli yatırımcının hazine bonosunda ödediği yüzde 10 stopaj var ya, yabancıdan alınmayan, işte o... Şimşek, 'Temmuza kadar vaktimiz var ama acele ediyoruz, mart sonuna kadar yetiştirmek istiyoruz' dedi.
Peki nasıl bir düzenleme yapılacak?

Şimşek, detay vermek istemedi, ancak ilkesel olarak 'piyasa istikrarını düşüneceğiz. Yabancıyı ürkütmeyiz. Sürpriz yapmayız. Öngörülebilir oluruz. Kabus göstertmeyiz. Beklentiler doğrultusunda olur' çerçevesini çizdi.
Piyasanın kendi yönetimleriyle ilgili 'bunlar bizi hayal kırıklığına uğratmazlar, mevcut dinamikleri sarsmazlar' düşüncesinde olduğunu belirten Şimşek, 'işte bu güven sayesinde fon akışında ciddi bir dalgalanma yaşanmıyor' diye konuştu.

'TEDBİR DEĞİL, REFORM' DEDİ
Tam bu konudan bahsederken, 'acaba düzenlemenin içine başka birtakım değişiklikler de koyacak mısınızın?' sorusu aklıma gelmişti. Bakan tebessüm etti, 'benzer düzenlemeler de olabilir. Tedbirler... Tedbir demeyelim de reform diyelim. Çok kapsamlı olmadan bazı yeni maddeler paketin içinde düşünülüyor' yanıtını verdi.

'İŞSİZLİK EN BÜYÜK SORUN'
Maliye Bakanı Şimşek, makro ekonomik dengeleri ve IMF'siz yeni dönemin bütçe ilkelerini anlatırken ben sözü işsizliğe getirdim. 'Bu sorunu nasıl çözmeyi planlıyorsunuz?' diye sordum.
Bütün konuşmamızdaki kararlı ve umutlu tonlama birden değişti. 
'Dünyanın her yerinde aynı tablo... İşsizlik en büyük sorun ama elimizde sihirli değnek yok'
diyen Şimşek, şu değerlendirmeyi yaptı:
'Bunun panzehiri yatırımlar, büyüme... Çözüm bu... Büyüme başladı ama henüz istihdama yansıyacak hale gelmedi. Kısa vadede GAP ve DAP gibi istihdam deposu olabilecek projeleri iyice hareketlendirmeyi düşünüyoruz. Uzun vadede eğitim sistemimizi istihdam odaklı hale dönüştürmek zorundayız.'

ÖZELLEŞTİRMEDE YENİ HEDEF ELEKTRİK SANTRALLARI
Artık yavaş yavaş Maliye Bakanı'nın makamından ayrılmak üzereydim. Sektör oyuncularının en çok merak ettiği konulardan özelleştirme hedeflerini de sorarak röportajımızı bitirmek istedim. Yargının engel çıkarmasından şikayetçi oldu, Şimşek. Bir yandan da polemik yaratmaktan kaçındığı belliydi, kullandığı bazı ifadelere 'yanlış anlaşılır, yazmazsan sevinirim' diyerek rezerv koydu. Şeker fabrikaları için gerçekten çok iyi talep geldi. Şimdi en önemli portföy elektrik. Dağıtım özelleştirmeleri bu yıl biter. Üretim santralları için de muazzam bir talep var. Beklentilerin çok üzerinde gelir yaratacak.(İSMAİL KÜÇÜKKAYA/AKŞAM)