Avrupa Birliği Komisyonu, 2005 Türkiye İlerleme Raporu ve Katılım Ortaklık Belgesi'ni (KOB) yarın açıklayacak. Her yıl yenilenen belgede reformların yavaşladığından yakınılıyor.
AB Komisyonu, 2005 Türkiye İlerleme Raporu'nu yarın açıklıyor. İfade özgürlüğü, kadın hakları ve dini azınlıklar konusunda ilerleme yetersiz...
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun her yıl hazırladığı, 149 sayfadan oluşan 2005 Türkiye İlerleme Raporu ve üçüncüsü yayınlanacak olan Katılım Ortaklık Belgesi (KOB) yarın açıklanıyor. 25 AB komiserinin özel kalem müdürleri tarafından son şekli verilen, bir anlamda Türkiye'nin fotoğrafını çeken İlerleme Raporu'nda geçen yıla nazaran reformların yavaşladığı ve Türkiye resminin hala bulanık olduğu belirtiliyor. İlerleme Raporu'nun ifade özgürlüğü bölümünde yazar Orhan Pamuk'a açılan dava ve Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e verilen ceza 'eksi puan' olarak yer alırken, TCK'daki basınla ilgili hükümlerden duyulan hoşnutsuzluk "değişikliğin yerinde olacağı" şeklinde ifade edildi. Linç girişimleri, bayrak yakma olayı, karikatüristlere verilen ceza, Kadınlar Günü'nde polisin tavrı ve Eğitim-Sen'in kapatılması gibi konular da metinde yer alan diğer olumsuzluklar. Raporda ayrıca, Vakıflar Yasası, dini azınlık ve kadın hakları konularında Türkiye'nin ilerleme sağlaması isteniyor. "Olumlu gelişmeler" olarak ise Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerini uygulamak konusundaki çabası ve Türkiye'nin artık bir piyasa ekonomisi olarak tanımlanabileceği ifadeleri yer alıyor. Rapordaki bazı bölümler şöyle:
DİNİ ÖZGÜRLÜKLER
Alevilerin Diyanet İşleri Başkanlığı'nda temsil edilmemelerine vurgu yapılan İlerleme Raporu'nda, Ruhban Okulu'nun hala açılmaması, vakıflar sorunu ve gayri müslümlere yönelik kısıtlamalar sıralanıyor. Katılım Ortaklık Belgesi'nde ilk kez Türkiye'de yaşayan azınlıkların emlak haklarına yönelik olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1'inci protokolü uyarınca hakların sağlanması veya tazminat öngörülmesi gerektiği vurgulanıyor.
KIBRIS
"Ek Protokol Kıbrıs'ı da içine alacak şekilde uygulanmalı" denilen raporda "Kıbrıs bandıralı gemilerin limanlara girişi, malların serbest dolaşımına ilişkin uygulanan kısıtlamalar kaldırılmalı. Türk ulusal havayolunun, Kıbrıs Havayolları ve diğer Kıbrıs ulaştırma şirketlerine uyguladığı kısıtlamaya ilişkin hiçbir gelişme kaydedilmedi. Ayrıca Türk-Kıbrıs sivil havacılık yetkilileri arasında iletişim de sağlanamadı" görüşüne yer verildi.
İNSAN HAKLARI
İşkenceye 'sıfır hoşgörü politikası'nın sürdürülmesi gerektiği vurgulanan raporda, "İnsan hakları davalarını izleme amaçlı bir sistem oluşturulmalı. İnsan Hakları ve Temel Hakların Korunması Avrupa Sözleşmesi imzalanmalı. AİHM'nin ilgili kararlarıyla uyumlu bir şekilde yeniden yargılamaya yönelik düzenlemeler uygulanmalı. Kamu yetkilileri tarafından yapılan ayrımcılığın önüne geçilmesiyle ilgili 12. Protokol imzalanmalı" deniliyor.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
Türkiye'de yargının reformlara direndiği bunun da reformlara ciddi gölge düşürdüğü ifade ediliyor. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 'Türklüğü aşağılama' başlıklı 301. ve 'Temel milli yararlara karşı hakaret'i içeren 305. maddelerini eleştiren İlerleme raporunda bu maddelerde değişiklik yapılması talep ediliyor.
VAKIFLAR YASASI
Türkiye'nin hazırlamakta olduğu 'vakıflar yasası'nda azınlık mallarının geri iadesinin öngörülmesiyle beraber 3. kişileri satılan malların akıbetinin sorun olduğu ifade ediliyor. Dini azınlıklar konusunda Türkiye'nin attığı adımları "son derece sınırlı" olarak nitelendiren İlerleme Raporu ve KOB'da yer alan bu ifadelerin orta vadede (3- 5 yıl) gayri müslüm azınlıkların Türkiye'den tazminat istemeleri için hukuki zemin oluşturduğuna dikkat çekiliyor.
ANADİLDE EĞİTİM
"Türkçe dışındaki dillerin öğretilmesini desteklemek amacıyla uygun önlemler alınmalı. Türkçe dışındaki TV ve radyo yayınlarına erişim sağlanmalı. Özellikle yerel ve bölgesel yayıncıların önündeki engeller kaldırılmalı" denilen raporda AB, Avrupa Konseyi tarafından gündeme getirilen "devlet okullarında Türkçe dışında ana dilde eğitim verilmesini engelleyen Anayasa'nın 42. maddesinin gözden geçirilmesi" talebine de yer verildi.
TERÖR VE PKK
Güneydoğu'daki terör olaylarının sorumlusu olarak PKK gösterildi. AB Komisyonu, AB'nin 'terör listesi'nde yer alan PKK'nın kınanacağının altını çizdi. Raporda ayrıca Abdullah Öcalan davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin aldığı karara Türkiye'nin nasıl uyacağı konusunda belirsizliğin sürdüğü belirtiliyor.
ASKER-SİVİL İLİŞKİSİ
Milli Güvenlik Kurulu tanımının 'yorumlamaya bağlı olarak tüm politika alanlarını kapsayabileceği ve askere geniş manevra alanı tanıdığı' görüşüne yer verilen raporda, "Sivillerin askerler üzerindeki kontrolünün, AB üyelerindeki uygulamalara uygun hale getirm esine devam edilmeli. Savunma politikalarıyla buna bağlı harcamalara tam Meclis denetimi getirilmeli. Askeri mahkemelerin sivilleri yargılamasına olanak sağlayan yetkiler kaldırılmalı" deniliyor.
ERMENİ SORUNU
AB, İlerleme raporunda 'soykırım' kelimesini kullanmamaya özen gösterdi. Türkiye ve Ermenistan ilişkilerine bir paragrafla değinilen İlerleme raporunda, "Soykırım" ın yerine "1915'te yaşanan trajik olaylar" tanımlaması yapıldı. Başbakan Erdoğan'ın 1915'teki hadiselerin bağımsız uzmanlarca ele alınması teklifi ile Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan'ın bir komisyon kurulması teklifine yer verildi.
SEÇİM BARAJI
'Siyasi Partiler Kanunu'ndaki olumlu değişikliklere rağmen yüzde 10'luk seçim barajı, halkın bir bölümünün iradesinin TBMM'ye yansımasını engellediği" görüşüne yer veriliyor.
EKONOMİ İYİ YOLDA
Kopenhag siyasi kriterlerinin yerine getirilmesi için gösterilen çabanın da yer aldığı İlerleme Raporu'nda olumlu gelişmeler bölümünde Türkiye'nin ekonomisine yer veriliyor. Üyelik koşullarından biri olan ve daha önceki İlerleme raporlarında yer verilmeyen, "Türkiye'nin işleyen bir pazar ekonomisi olarak değerlendirilebileceği" ifadesi raporda yer alıyor.
Genel Değerlendirme
"Siyasi değişim sürüyor ve ülke Kopenhag Siyasi Kriterleri'ni kafi derecede yerine getirmeye devam ediyor. Ancak 2005'te değişimin hızı düştü, özellikle de yargı alanında. Reformların uygulanması hala düzensiz. İnsan hakları ihlalleri azalmakla birlikte hala sürüyor, bu konuda uygulama acilen güçlendirilmeli ve özellikle ifade özgürlüğü, kadın hakları, dini azınlıklar, sendikal ve kültürel haklar konusunda ilerleme sağlanmalı. İnsan haklarının korunması ve azınlıklar konusunda bazı ilerlemelere rağmen resim hala net değil. İşkenceyle mücadelede yeni düzenlemelere rağmen işkence ve kötü muamele raporları yaygın ve sorumlular hala yargı dokunulmazlığından faydalanıyor. Kültürel haklar konusunda uygulama istikrarsız. Kürtçe mahalli yayınlara hala müsaade edilmedi, Kürtçe dil kursları kapandı ve siyasetçiler bazen Kürtçe kullandıkları için mahkum oluyor. Türkiye, azınlık ve kültürel haklara yönelik hala dar bir yaklaşım sürdürüyor. Güneydoğu'nun iktisadi, kültürel ve sosyal kalkınması konusunda genel bir mutabakat olmasına rağmen somut olarak icraat yetersiz. Bölgede PKK terörü şiddetinin artması üzerine asayiş durumu da kötüleşti. 2002'den bu yanaTürkiye ve Yunanistan 31 kez görüşmelerine rağmen Ege sorunlarına hala kapsamlı bir çözüm üretilemedi."
Müzakere konularında son durum
3 Ekim'de tam üyelik müzakerelerine başlayan Türkiye'nin 35 konu başlığındaki son durumuna da 2005 İlerleme Raporu'nda yer verildi. Türkiye'nin müzakere başlıklarındaki bulunduğu durum şu şekilde tespit ediliyor:
1- Malların serbest dolaşımı: Belirli alanlarda gelişim olmasına rağmen AB-Türkiye arasında malların serbest dolaşımı etkin değil. Kıbrıs bandıralı gemi ve uçaklara uygulanan kısıtlamalar ve engeller kaldırılmalı.
2- İşçilerin serbest dolaşımı: Çalışma koşulları, güvenlik ve vergi avantajları konularında AB göçmeni işçilere de Türk işçilerle aynı şekilde davranılmalı.
3- Yerleşme hakkı ve hizmet sağlama özgürlüğü: Bu alanda müktesebatla genel uyum çok düşük. Sınır ötesi hizmetlerde hala engeller var. Ulusal denetim mekanizması kurulmalı.
4- Sermayenin serbest dolaşımı: Anayasa Mahkemesi'nin yabancı yatırımcılara yönelik kısıtlamalarla ilgili kararı belirsizliğini koruyor.
5- Kamu ihaleleri: Kamu ihale yasasında hala bir takım muafiyetler mevcut.
6- Şirketler hukuku: Şirketler hukuku ve şirketlerin muhasebe denetimi konularında müktesebatla uyumu zayıf.
7- Fikri mülkiyet kanunu: Türkiye'nin telif ve endüstriyel mülkiyet hakları konularında müktesebat uyumunu ilerletti.
8- Rekabet politikası: Kamu yardımları, özellikle de ikili anlaşmalardaki şeffaf taahhütler, konusunda hiçbir ilerleme kaydedilmedi.
9- Mali hizmetler: Bankacılıkta önemli yasa değişiklikleri yapıldı, sigorta alanındaki uyum düşük seviyede.
10- Bilgi toplumu ve medya: Türk Telekom'un hisselerinin çoğunun özelleştirilmesi yabancı yatırımcıları çekmeye yönelik önemli bir sinyal.
11- Tarım ve kırsal kalkınma: Temel öncelik tarım sektörünün modernize edilmesi ve yeniden yapılandırılması ile kırsal alanda alternatif iş olanakları sağlanması olmalı.
12- Gıda güvenliği, hayvan sağlığı ve bitki sağlığı politikası: Veteriner, bitki sağlığı ve gıda sektörlerinde belirli bir ilerleme var.
13- Balıkçılık: İdari yapılar ortak balıkçılık politikalarının gereklerini yerine getirmeli.
14- Ulaştırma: Rumlara uygulanan ambargolar kaldırılmalı. Kıbrıs Havayolları'na ve Rum ulaştırma şirketlerine uygulanan kısıtlamalar konusunda hiçbir ilerleme sağlanmadı.
15- Enerji: Türkiye'nin nükleer enerji kapasitesini geliştirme isteğiyle, nükleer güvenliğin müktesebatla tam olarak uyumu artan bir önem teşkil ediyor.
16- Vergilendirme: Mali rejim müktesebatla kısmen uyumlu. Ancak AB Müktesebatı, gümrük birliği ve dünya ticaret örgütünün de benimsediği vergi mevzuatı üzerindeki ayrımcı unsurlar hala kaldırılmadı.
17- Ekonomik politika ve para politikası: Merkez Bankası tüzüğü gözden geçirilmeli ve para politikasını belirleyen otoritelerin bağımsızlığı sağlanmalı.
18- İstatistik: Belirli bir ilerleme var. Yeni istatistik kanununun adapte edilmesine büyük öncelik verilmeli.
19- Sosyal politika ve istihdam: Çocuk işçiliğiyle mücadele sürmeli. Kadının ekonomik, kültürel ve politik hayattaki statüsü güçlendirilmeli.
20- İşletmeler ve sanayi politikası: Sanayi politikası büyük ölçüde müktesebatla aynı çizgide.
21- Avrupa üzerinden giden ulaştırma ağları: Türkiye, Avrupa'nın ana ulaştırma ağları üzerindeki fiyat indirimini komşu ülkelere genişletmeli.
22- Bölgesel politika ve yapısal enstrümanların koordinasyonu: Türkiye kamu yönetimini tek merkezden idare edilmemesine yönelik bazı gelişmeler kaydetti.
23- Yargı ve temel haklar: Yargının bağımsızlığı ile hakim ve savcıların atanmasında Adalet Bakanlığı'nın etkisi endişe yaratıyor.
24- Adalet, özgürlük ve güvenlik: Bu alanda reformlar sürüyor, ancak daha da gelişmeli. Ulusal eylem planının uygulanması ile iltica ve sığınma konularında müktesebatla uyum için aktif işbirliği gerekli.
25- Bilim ve araştırma: Türkiye'nin 6. çerçeve programına katılımının artmasıyla bu alanda gelişme sağlandı. Daha çok proje üretilmeli.
26- Eğitim ve kültür: Eğitimle ilgili reformlar AB'nin öncelikleri ve hedefleriyle büyük ölçüde aynı çizgide.
27- Çevre: Atıklar, çevre koruması ve gürültü kirliliğiyle ilgili belli ilerlemeler sağlandı.
28- Tüketicinin ve sağlığın korunması: Sağlık Bakanlığı'nın idari kapasitesi güçlendirilmeli, nüfusun sağlık statüsü gelişmeli.
29- Gümrük Birliği: Gümrük kontrollerinin modernleşmesi sürmeli.
30- Dış ilişkiler: Bu alanda Gümrük Birliği'nden doğan yükümlülüklerin önemle yerine getirilmesi gerekli.
31- Dış politika, güvenlik ve savunma politikası: Komşularla ikili ilişkiler gelişmeye devam ediyor. Özellikle İran ve Suriye'de etkisini kullanarak bu ülkenin liderlerini uluslararası toplumun isteklerine uymak için ikna etmeye çalışıyor. Ancak Türkiye'nin AGSP ile uyumunda bazı güçlükler sürüyor. AB-NATO stratejik işbirliğinde Malta ve Kıbrıs'ı veto etmeyi sürdürüyor. Ayrıca Kıbrıs'ın Wassenaar Anlaşması'na taraf olmasını da engelliyor.
32- Mali denetim: Yasa tamamen yürürlükte değil. Şu andaki durum ne yasayla ne de müktesebatla uyumlu.
33- Mali ve bütçesel hükümler: Gümrük Birliği, vergilendirme, istatistik ve mali denetim gibi ilgili bölümlerde müktesebatla uyum çabalarını sürdürmesi ve uygulamayı güçlendirmesi gerekli.
34-35- Kamu ve diğer başlıklı konular hakkında değerlendirme yapılmadı.
'Azınlıkların kim olduğu belli'
Bakanlar Kurulu toplantısında AB'nin 9 Kasım'da yayınlayacağı İlerleme Raporu'na ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, raporda Alevi ve Kürt vatandaşların 'azınlık' olarak tanımlanması konusunda Lozan anlaşmasına bakmak gerektiğini söyledi. Çiçek, bu konuda kendisine yöneltilen bir soru üzerine şöyle konuştu: "17 Aralık öncesinde de bazı yanlış ifadeler konusunda Dışişleri Bakanlığı'nın girişimleri oldu. Bazı tanımlamaların anlaşmalara dayanarak yapılması gerekir. Lozan anlaşmasında azınlıkların kimler olduğu bellidir. Biz şüphesiz ki azınlığı böyle anlıyoruz. Bizim kabul ettiğimiz de budur. Türkiye'nin kabul edebileceği dışında bir kısım ifadeler İlerleme Raporu'nda yer almamalıdır. Bu konuda Dışişleri Bakanlığı tarafından gerekli girişimler yapılmaktadır. 9 Kasım'da raporu gördükten sonra Türkiye'nin hazırlayacağı metinler olacaktır. İlerleme raporundan sonra hükümetin yapacağı şeyler var." Toplantıda, AB sürecinde Türk Standartları Enstitüsü'nün mevzuat yapısının yeniden gözden geçirilmesi de görüşüldü.