Abdullah Gül'ün açıklamaları şöyle:
"Lübnan’a gidecek asker sayımız bin civarında olacak. Asker gönderme konusunda TSK ile bir görüş ayrılığımız yok. Demokratik bir ülkede hükümet ordu ve bakanlıkları taraf gibi göstermek en büyük yanlışlardan birisi olur.
Hizbullah Lübnan’ın bir parçası. Orada bir ordu falan değil. Taksicidir, esnaftır. Siyasi bir harekettir. Lübnan hükümeti içerisinde bakanları vardır. 1701 sayılı karara Lübnan hükümeti de Hizbullah’ta tamam demiştir. Kendi aralarında bir mutabakatı vardır. İç düzenleri ile ilgili olarak.
Oraya asker gönderen bütün ülkeler açıklamalarda bulunmuştur. Bizde BM’ye görüşlerimizi açıklarken temsilcimiz bunu yazılı olarak vermiştir. Angajman kuralları nedir? Sizin yetkilerinizi belirler. Yani 30-40 sayfalık kurallar manzumesidir. Silah nedir? Ateş nedir? Silahlı güç Nedir? Açıklama getirir. Süngü süngüye savaş söz konusu değildir.
BM Komutanına Hizbullah’ı silahsızlandır diye bir yetki vermiyor. Ordu ve Polisin dışında hiç kimse silahla ortada dolaşamayacak. Bunlar kendi aralarında vardıkları mutabakatlardır. Buna muhalif görev istenemeyecek. Lübnan içerisinde silahla dolaşanları Lübnan ordusu engelleyecek.
Bizim öngördüğümüzün dışında bir görev verilmek istenirse biz oradaki güçlerimizi geri çekeriz. İnsani yardım görevimizi savaş sırasında da yaptık. Bunun gibi faaliyetleri yapmak için gidiyoruz. Ancak risk her zaman var.
Biz niçin askerimizi Lübnan’a gönderiyoruz. PKK konusunda bize hiçbir kimse yardım etmezken? Deniliyor.
Baykal ve arkadaşlarını bilgilendirdik. CHP Dışişleri Bakanlığımızdan istediler. Herkes bilgilere dayanılarak eleştirilerini yapsın dedim. Bunlar gayet normal şeylerdir.
Terörle mücadeleye devam edeceğiz. Terörün kendi içerisindeki boyutları da çok farklı olur. Acıların daha da büyümemesi için istikrara katkı sağlamamız gerekir. Türkiye bunun üstesinden gelecektir.
Lübnan siz herkes ile konuşabilen tek ülkesiniz dediler.. Bunun için İsrail’de Lübnan’da orada olmamızı istedi.
Biz oraya gidersek ona düşman başkasına taraftar olacak değiliz. Biz orada barışı sağlamak için olacağız.
Şehit cenazelerinde çok sert tepkiler gelmeye başladı.?
Hiç bir ülke kendi güvenliğinin başka bir ülkeye emanet etmez. Bizdeki terörün farklı bir yönü olsa da terör terördür. Bununla mücadelede bütün yollar kullanılmaktadır. Jandarmadan bize telefon geldiğinde yüreğimiz sızlar acaba bir şehit var mı? Türkiye de terör yapmaya hiç bir kimseye hakkı yoktur. Bütün güvenlik kuvvetlerimiz dikkatli ve uzun soluklu bir çalışma içerisindedir."