MEHMET TEZKAN
En korktuğum sözlerden biridir.. Duyunca tüylerim ürperir, eyvah derim, yine bir şeyler olacak..
Eyvah ki ne eyvah!..
Çünkü şifreli lafların altında hep acayip bir operasyon yatar.. Kuşkulanırım; siz de kuşkulanın derim..
Hele hele şifrelenmiş o acayip lafın sonuna ‘dünyanın hiçbir yerinde yok’ sözü yapıştırılmışsa..
Tamam derim, kazan kaynatılmaya başlandı!..
*
Hatırlar mısınız.. Sıcak bir temmuz günüydü.. Başbakan Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinden Harbiye Kongre Merkezi’ne giderken gördüğü gençlere bakıp bakıp şöyle hayıflanmıştı:.
“Bu şekilde sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu ahlaki yapılanma bizi dertlendiriyor.”
*
O gün de söylemiştim, o gün de yazmıştım..
Bir şeyler olacak demiştim..
Olmaya başladı..
Başbakan, sınırsız kontrolsüz ahlaki operasyondan söz ediyorsa..
Bizi bekleyen, devlet kontrollü ahlaktır..
Yani hükümetin ahlak kriteri olacak.. Toplum da ona uyacak..
Uymayan?
Uyacak!..
Nasıl mı?
Önce Devlet Bakanı Kavaf’ın sözüne bakalım.. Demiş ki; “kontrolsüz, şifresiz yayınlar dünyanın hiçbir yerinde yok.. Bizde de öyle olması gerektiğine inanıyorum.”
Sizin aklınıza da hemen aynı soru geldi değil mi?
‘Nasıl olması?!’
Güçlü aile yapısına zarar verecek görüntüler, yayınlar, söylemler, eylemler olmamalıymış..
*
Plan şu galiba.. Güçlü aile yapısının şablonu belirlenecek..
Sınırları çizilecek..
Nelerin zarar verdiği, nasıl verdiği saptanacak..
Birileri devlet adına TV dizilerini denetleyecek..
Yayından önce seyredecek..
Bu görüntü güçlü aileye zararlı, atın..
Bu değil, kalsın..
Bu yararlı, uzatın..
Atın..
Kalsın..
Atın..
Kalsın diye denetleyecek..
*
O birileri kim?
Ahlak polisi..
Ahlak polisinin olduğu devlet yapısına ne ad verilir?
Onu da ben söylemeyeyim..
Ayıp olur!
*****
Çanak soruyla amatörce tezgâh!
Bakan Kavaf kararını vermiş.. Memleketin başına ‘ahlak polisi’ getirecek..
Getirecek de bunu nasıl açıklayacak?
Ey ahlaksızlar çok oldunuz artık diyemez.. Herkesi ahlaksız olmakla suçlayamaz..
Talep olması lazım..
Şikâyet olması lazım..
Yani birilerinin çanak tutması lazım..
Çanakçı gazeteci bulunmuş..
Sorduğu soruya bakın: “Televizyonlarda yayınlanan bazı Türk dizilerinde Türk aile yapısı ile bağdaşmayan görüntüler yayınlanıyor. Bununla ilgili bir çalışmanız var mı?”
Bu soruyu soran gazeteci falan değil, taraftar..
Belli; Bakan Kavaf bana şunu sor demiş.. Orta yap, pas at ben gereğini yaparım..
Hadiseye bakın..
Türk dizilerinde Türk aile yapısıyla bağdaşmayan görüntüler varmış..
Kim saptamış..
Kim karar vermiş..
Gazeteci!
Gereğini yapmak kime düşüyor?
Kadın Bakan’a!..
Tezgâh iyi de “ahlaki” değil..