Sivil Anayasa çalışmasını hazırlayan komisyonun başkanlığını yürüten AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Anayasa'da türban yasağının kaldırılmasına ilişkin bir düzenlemenin yer almayacağının sinyalini verdi.
AKP, hazırladığı yeni Anayasa taslağını önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacak. Taslakla ilgili çalışmaları yürüten komisyonun başkanlığını yürüten AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat, Anayasa'da üniversitelerde kılık kıyafet serbestliğini getiren bir düzenleme yer almayacağının sinyalini verdi. Böyle bir maddenin yeni Anayasa çalışmasında yer alacağını zannetmediğini belirten Fırat, "Çünkü anayasalarda kılık kıyafetle ilgili maddenin olması pek alışılmış olan bir şey değil.
Anayasalar temel hükümleri kor. Özgürlükleri, devletin işleyişi gibi temel hükümleri kor. Zaten kılık kıyafetle ilgili Türkiye'de sürdürülen yasak da hukuki bir yasak değil aslında. Çünkü ne Anayasa'da ne kanunlarda böyle bir yasaklamayı getiren hüküm bulunmuyor. 82 Anayasası'nın ne kadar demokratik değil desek de, özgürlük değil desek dahi onun da amir hükmüne göre özgürlüklerin kısıtlanması ancak kanunla, yasama organı ile yapılabilir. Başörtüsü de bir inanç özgürlüğünün bir tezahürüdür, bir sonucudur.
Dolayısıyla bir mahkeme kararıyla veya bir rektörün, bir idarecinin iradesiyle böyle bir yasağın oluşturulması düşünülemez, mümkün değildir. Dolayısıyla bunun hukuki olduğunu söylemek mümkün değildir" diye konuştu.
Hastalığı tedavi edebilmek için öncelikle Türkiye'nin bir hukuk devleti haline getirilmesi gerektiğini ifade eden Fırat, AK Parti olarak bunu sağlamaya çalıştıklarını, özgürlükçü, demokrat bir hukuk devletinin gereklerini yerine getirecek, taleplerini karşılayacak bir anayasa olması için çaba gösterdiklerini vurguladı. Bunlar olduğu takdirde bu tür yasakların da ortadan otomatik olarak kalkacağına işaret eden Fırat, "Dolayısıyla kılık kıyafet şöyledir veya şöyle olmalıdır şeklinde bir detaya girdiğiniz
takdirde aslında bu özgürlükleri daha da kısıtlayıcı bir sonuç doğurur. O bakımdan ümit ediyorum ki Anayasa'da böyle bir hüküm olmasın" dedi.
"TÜRBAN YASAĞI CİNSLER ARASINDA AYRIMDIR"
"1982 Anayasası uygulanırsa ve günün şartlarına göre değil hukuka göre yöneticiler, mahkemeler karar vermeye başlarsa o zaman bu sorunların hiçbirisi olmaz" diyen Fırat, özgürlük alanının sınırlandırılmasının ancak Meclis'in özgür iradesiyle olabileceğini söyledi. Hiçbir makam veya merciinin bu özgürlükleri sınırlayamayacağını belirten Fırat, özgürlükleri sınırlandıran kişi ve kurumların Anayasa'ya aykırı davranmış olacağını kaydetti. Bunun Anayasa'yı ihlal anlamına geldiğini, Anayasa'yı ihlalin
cezasının da TCK'da çok ağır olarak belirtildiğini anlatan Fırat, "Anayasa'yı ihlalin cezası eskiden idamdı şimdi ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Şu anda Türkiye'de yapılan şey Anayasa'nın ihlalidir. Bu ihlali kim yaparsa, hangi merci yaparsa yapsın, sonuç değişmez" değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin giderek normalleşme sürecine gireceğini dile getiren Fırat, insanların kılık kıyafetine ve cinsiyetine göre ayrım içine sokulmasının düşünülemeyeceğini vurguladı. Türban yasağının aslında cinsler arasında ayrım yapma anlamına geldiğine dikkat çeken Fırat, şunları söyledi:
"Eğer türban bir siyasi düşüncenin simgesi olarak görülüyor, siyasi simge olarak algılanıyor ve bunun için üniversiteye sokulmuyorsa, o zaman erkek olan ve aynı düşünceyi taşıyan kişinin üniversiteye girmesi, düşünülen kötü sonucu doğurmaz mı? Demek ki öyle değil. Kadınla erkek arasında bir ayrım yapılıyor. Bu evrensel hukuka da, akla da, mantığa da aykırıdır. Kız öğrenci devletten hizmet alandır. Devlet vatandaşı arasında ayrım yapma lüksüne sahip değil. Devlet ayrım yapamaz. Başörtüsü ve dinsel simgeler devletin hizmet veren alanlarında kullanılabilir mi kullanılamaz mı? Bu laiklik ilkesi çerçevesinde tartışılabilir ama siz Anayasa'ya göre eğitimi vermek zorunda olduğunuz vatandaşı ayrıma tabi tutamazsınız."
Fırat, "Türban sorununun çözülmesi yönünde Türkiye'de şu anda kurumsal bir mutabakattan söz edilebilir mi?" yönündeki bir soruya karşılık da, "Bence sağlanmak zorunda. Kamuoyu araştırmalarında halkın yüzde 85'i türbanlı öğrencilerin üniversiteye gitmesini istiyor. Yasaklamaya karşı olduğunu söylüyor. Bu nedenle kurumsal mutabakatın da bireysel mutabakatın olması lazım" dedi.