Seren Serengil assolist olmaya karar verdi. Neden olmasın? Annesi Nevin Serengil, Hülya Avşar'a güzellik kraliçesi olduğu zaman az mı akıl vermişti. Hatta Süha Özgermi ile gittiği özel davetlerde giydiği gece elbiseleri hep Nevin Serengil'in butiğindendi. Ailecek görüşüyorlardı, yedikleri içtikleri ayrı gitmiyordu. Hülya Avşar'ın Nevin'e borcu olduğu bile söyleniyordu. Galiba daha sonra o 250 bin lirayı ödedi. Nevin, eşi Öztürk Serengil ile dünyayı dolaşmış kadındı. Gazinoları da konser kulislerini de film setlerini de ondan iyi kimse bilemezdi. Para hesabından, imaj vermeye dek her şeyi...
Seren'in assolist olması için acele etmedi. Kafasına İbrahim Tatlıses'i takmıştı. Seren de annesinin bu düşüncesini haklı buluyordu. Çünkü sinemadan sahneye geçenlere İbrahim Tatlıses arka çıkmazsa başka bir deyişle Tatlıses ile aynı kadroda olmazsa geldiği yere dönerdi. Örneğin Hülya Avşar'ı kim yaratmıştı? Tatlıses çalıştığı gazinonun assolisti yaptığı gibi, repertuarını da hazırladı. Sahnede ne yapacağını öğretti, adına besteler yaparak hep gündemde kalmasını sağladı. 1984 yılının yaz aylarında Ayvalık'ta olanlar bunları bilir. O Sarmısaklı'ya giden dar yoldaki küçük tavernanın ağzı dili olsa da konuşsa...
İbrahim Tatlıses' in Sibel Can'a olan desteğini de kimse inkâr edemez. Tatlıses, Sibel'in annesini çok sever, sayardı. Bana birkaç kez 'ana bu işte' dediğini çok iyi anımsıyorum. Eee bu gerçekleri çok iyi bilen Seren ve Nevin Serengil'in İbrahim Tatlıses'e assolist olmak istemesi çok normal. Ne kadar ilginç Tatlıses 'şunu assolist yapın' diyor pat diye kadını bulup assolist yapıyorlar.
İbrahim Tatlıses nedense Seren'i istemedi. Eee iyilik de bir yere kadar. Gelen teklifleri geri çevirdi. Nevin, Tatlıses'i ikna edebilmek için dört dönmeye başladı. 'Tatlıses kimin ricasını kırmaz' diye araştırmaya başladı. Sonunda birisinden akıl geldi. 'Hani şu ünlü Karadenizli kabadayı var ya. Tatlıses onun hatırını kırmaz. Şayet o rica ederse hayır demez.' Hemen aracı kanallar bulunup ünlü kabadayıya durum anlatıldı. Kabadayı kesin söz vermedi. 'Konuşacağım ama olmayabilir de' dedi. Tatlıses ile görüşülünce ortaya ilginç bir durum çıktı. 'O kız iki kelimeyi yan yana getiremiyor. Nasıl assolist olacak? Zaten memleket’te kolunu sallasan assoliste çarpıyor. Seren Hanım da olmasın' dedi. Ama o dakika’da aklına Ankara geldi. Şöyle düşündü 'Oradaki gazino nasıl olsa küçük. Tek başına rahat rahat dolduruyorum. Saat 23.00’te sahne alır, bir saat sonra Seren'e bırakıp, çeker giderim. İsteyen kalıp Seren'den Sadettin Kaynak'ın 'Leyla'sını dinler, ister benimle birlikte gazinoyu terk eder. Ama bu sadece Ankara'da, İstanbul'da asla olamaz. İstanbul müşterisine Seren'i assolist olarak takdim etmem' dedi. Bu durum ünlü kabadayıya aynen anlatılır. Kabadayı da kabul etti. Önemli olan Seren Serengil'in Tatlıses ile aynı gazinoda çalışması değil mi? Bunun için araya girmedi mi? İstanbul yerine Ankara’da olsa ne fark eder