Son zamanlarda şöyle keyifle beyaz camın karşısına kurulup canlı yayın izleyemez olduk. Ekranların köşesindeki 'canlı' ibaresini her gördüğümüzde kalbimiz küt küt atıyor. Çünkü canlı yayınlarda akıllara durgunluk verecek şeyler yaşanıyor. Kulaklarımıza, ekranda duymaya hiç alışık olmadığımız sözler çalınıyor.

Henüz daha Mehmet Ali Erbil 'in don skandalının şokundan kurtulamamışken, pazar akşamı atv'deki İbo Show'da yine duyanlara küçük dillerini yutturan bir olay yaşandı. Bodrum'da bir
otel açtığı bilinen Tatlıses, önce uzun uzun otelinin reklamını yaptı. Ardından da şu sözler döküldü ünlü sanatçının ağzından: "Otelimizin önündeki plajı temizlettik, tertemiz hale getirdik. Sizin için çok güzel bir Beach (plaj) yaptık, onu p.ç etmeyin!"

Canlı yayında izleyiciyle diyalog kurmanın, samimi olmanın sınırı nerede başlar, nerede biter artık biz de karıştırdık. Sıcaklığa, sohbete, muhabbete elbette evet diyoruz. Ama milyonların önünde konuşurken, kelimeleri bu kadar özensiz seçmeyi, çoluk çocuk ekran karşısındakilere saygı göstermemeyi anlamıyoruz. Yıllarını bu işe vermiş İbrahim Tatlıses gibi bir yıldız böyle konuşursa, canlı yayınların acemilerinden daha korkunç felaketler gelmez mi? Böyle giderse ekranlar, her geçen gün biraz daha kirlenmez mi? İzlediğimiz sahte aşklar, kavgalar, skandallar, yaşanan bütün bu saçmalıklar yetmez mi?