Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,2100
EURO
35,0086
IMKB
10.740,000
ALTIN
2.512,280
 
Hava Durumu ANKARA
15 / 26 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
Akşener: CHP HDP ile Görüşebilir Ama...
Akşener: CHP HDP ile Görüşebilir Ama...
 
Akşener: CHP HDP ile görüşebilir ama masaya getiremez, HDP'ye bakanlık mümkün değildir Akşener açıkladı perşembeden pazartesi akşamına kadar neler yaşandı?
 
8.3.2023 - 00:02

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı canlı yayında Millet İttifakı'nın 13. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, HDP ile görüşme olasılığı hakkında konuştu. "CHP, HDP ile görüşebilir bu net. Ama bize asla getiremez" diyen Akşener, "Bakanlık gibi alışveriş olması mümkün değil" ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı üyesi İyi Parti'nin lideri Akşener, yapılacak seçimlerde milletvekilliğine aday olmayacağını söyleyerek, bunun 'kazanmaya olan inancın' göstergesi olduğunu dile getirdi. Akşener, "Şu anda biz Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağımızı söyledik, dolayısıyla milletvekili olmayacağız. Ben kendi adıma söyleyeyim, milletvekili adayı olmaya kalksam bu işe inanmıyorum demektir" dedi.

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Saadet Partisi önünde Cumhurbaşkanı adaylığının ilan edildiği sırada sosyal medyaya düşen yüz ifadesi hakkında ise 'uykulu' olduğunu söyleyen Akşener, 'mutsuz' olduğu iddialarını yalanlayarak, "İmza koymuşum ben. Öyle şey olur mu?" dedi. Akşener, önce ağır suçlamalarla Altılı Masa'dan ayrıldığı süreci, ardından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Mansur Yavaş ve CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüşme trafiğini de anlattı. Masadan kalktığını duyurduğu metni kendisinin yazdığını söyleyen Akşener, metnin 'sert' olduğunu kabul ederek şu ifadeleri kullandı: "Evet sertti, sert olmalıydı. O metni kendim yazdım. Sert olarak algılanabilir ama net olmasına dikkat ettim"

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cuma günü Altılı Masa'dan kalkması ile Pazartesi günü geri dönmesi arasında geçen süreç, yaşanan gelişmeler ve seçim süreciyle ilgili Habertürk canlı yayınında gazeteci Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtladı. Akşener'in söyleşisinden öne çıkanlar şöyle:

(Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığının açıklandığı anda verdiği görüntü hakkında) "O görüntüleri incelettim, arkadaşlara baktırdım. Tuhaf bir ışık gelmiş, bir tarafım yok gibi görünüyor. Ama sonra diğer fotoğrafta bir sorun yok. Ben aslında mutsuz değildim, öyle bir durum yok. İmza koymuşum ben, öyle bir şey olur mu. Eşim dahil oğlum hariç bana hiç kimse zorla bir şey yaptıramaz.

"Bana herkes masadan kalktı diyor ama, masa kalktı, masada oturmaya devam ettim"
Bir gece evvel ben hiç uyumadım. İnsanlar geldi gitti evime. Mansur ve Ekrem Bey evime geldi, gece 2:15 gibi. Sıfır uykuylaydım. Hareketleriniz ağırlaşıyor uykusuzluktan. Başka bir şey yoktu. Uzlaşı, mutabakat sağlandı. İki metnin altına biz imza attık. Bununla ilgili mutsuzluk söz konusu değil. Doğru bulmadığımız kararın altına niye imza atasınız. Yemek yiyecektik, Temel Bey'e  'beni affedin, eve gideyim dinleneyim' dedim.

Müzakereye kapalı bir ortam olmuştu. Siz bir teklif ortaya koyuyorsunuz, diğer 5 kişi tek bir konuda karar almış ve geri gitmiyor. Siz de bunun tartışmasını arz ediyorsunuz. Dolayısıyla, bana herkes masadan kalktı diyor ama, masa kalktı, masada oturmaya devam ettim.

"Hiç solcu bir aile olmadık"
Her birimizin hayata bakışı, gördüğümüz problemlere çözüm arayışımız, beğendiğimiz, temsil ettiğimiz kitle farklı. Türkiye'nin büyük bir sosyal ve siyasal alanını temsil etmesi en önemlisi o masanın. Öncelikle farklılıklara saygı duymayı öğreniyorsunuz. 

Hiç solcu bir aile olmadık ama CHP'nin kurucu idaresinin belki kenarında payı olan ailenin çocuğuyum ben. Annemin dayısı Menderes'in İstanbul'un il başkanı. Bu alanın çatışmasını en iyi bilen benim. Bu ülkedeki ucube sistemden kurtulmak için oturup birbirini anlamaya çalışması çok kıymetli. Biz farklılıklarımıza saygı duymayı öğrendik. 

"İsim hiç konuşmadık"
Kemal Bey ile buluşmadık. Toplantının önce gündemini yazıyoruz. Sonra genel başkanları dolaşıyorum. Ekleme ve çıkarma yapılıyor. Sonra kendi arkadaşlarımızla basına söyleyeceklerimizi planlıyoruz. Yazılan metni tüm siyasi partilere yolluyoruz. Geri dönüyor, yeniden düzenleniyor, sonra bizim masada tekrar kontrol ediliyor. Perşembe günkü toplantıda, başkanlık konuşmasını öne almada katkım olduğunu düşünüyorum. Parlamenter sisteme geçişle ilgili yol haritasını yazdık. Sonra ona bağlı olarak kanun ve Anayasa değişiklik metnini yazdık. Şu anda adayımızın elinde her şey var. Bunlar çalışılırken aynı zamanda akademisyenlerin de katkısı var. Geniş kitleye de gitti. Son haline geldikten sonra da tartışmaya açıldı. İsim hiç konuşmadık.

"Ersan Hoca'yı çok severim"
Biz dedik ki, 'seçim tarihini açıkla, adayımızı açıklayacağız' ve öyle de oldu. Erdoğan tarihi ilan etti, biz de adayımızı açıkladık. Kemal Bey'in aday olacağı partisinden gelenlerden dolayı belli oluyordu. Herkesin aday olma hakkı var. Ben 2018'de  bazı olaylar yaşadım dersler çıkardım. Aday olmadığımı ilan ettim, hiç pişman olmadım.

Perşembe'den Pazartesi'ye taş yağmuruna tutulduysam da 'kendine bir şey yontuyor' duygusunun olmamasını sağlamaya çalıştım, o bir feregâttı.

Ersan Hoca'yı çok severim, değerli bulurum. Kendisinin fikirlerinden yararlanmayı çok istiyorum, ağırlamak istiyorum.

"Evet sertti, sert olmalıydı"
Kendimi şeytan taşlamasında hissettim. O gün Ersan Hoca, bizimle ilgili çok kolay değildi o sözleri söyleyebilmek, çok değerliydi benim için. Fikirlerini alacaktım, konuşacaktım. Daha müzakere sona ermedi. Ersan Hoca aynısını söyledi. 'Ciddi misiniz sözlerinizde' dedim. Herkesin taşladığı bir dönemde, eğri doğru, ipin ucu da kaçarak, evimde yemekte ağırlayıp fikirlerinden faydalanacağım.

(Basın toplantısındaki sert cümleleri hakkında) Evet sertti, sert olmalıydı. O metni kendim yazdım. Sert olarak algılanabilir ama net olmasına dikkat ettim. Aşırı netlikler sinir bozar. Oradan çıkan sonuç şu: Böyle düşünüyoruz, senin önerilerin herhangi bir takdire uygun değil gibi bir tutum alınırsa, o zaman net olursunuz. Çünkü ben, kişisel olarak hiçbir şeyin talibi değilim. Adaylıktan vazgeçmemiş olsaydım, 5 erkeğin arasında tek kadınım. Bugünkü sistemi oluşturabilmek için bir gayretim oldu.

"13. Cumhurbaşkanı, Sayın Kılıçdaroğlu olacak"
Şu anda Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı. Başından beri destekleyeceğiz orada sorunumuz yok. Ama milletin 'hadi hadi' dediği iki büyükşehir belediye başkanını da onun koşu partneri haline getirdi masa. Bugün itibariyle çok net söylüyorum: 13. Cumhurbaşkanı, Sayın Kılıçdaroğlu olacak. Koşu partneri, üçü birden en önde Kılıçdaroğlu seçtirmek için.

O masada uzunca bir dönem geçtikten sonra adaya yavaş yavaş gittik ama alan sıkışınca şunlar konuşulmaya başladı: "Meral Akşener, birinci Cumhurbaşkanı olmak istiyor." Bu külliyen yalan. Bir kişiyle buna dair tek bir kelime konuşmuşsam, ben politikayı bırakmaya hazırım. "Sayın Kılıçdaroğlu aday olduğu taktirde partisi az oy alıyor, onun için istemiyor." Bu dünyanın en büyük salaklığıdır. Siz kazandığınız zaman oy almanızın önemi vardır ama birinci öncelik Cumhurbaşkanlığını kazanmaktır.  Burada özne Erdoğan değil, bu ucube sistemden kurtulmamız lazım. Başardık çok şükür. Hepimiz adım attık.

İmamoğlu ve Yavaş görüşmesini anlattı
22:30 gibi Ekrem Bey beni aradı, yola çıktım gelebilir miyim, Mansur Bey'i de alacağım dedi. Hay hay dedim. Kemal Bey'in haberi var mı dedim evet dediler. Sonra bir haber çıktı beni değil, iki başkanı rencide eden bir haber. Arkadaş iş çeviriyorlarmış haline getiren. Kendileri talep etti kendileri iptal etti. Sonra dedim ki, ne olur ne olmaz, ben size bir arkadaşımı göndereyim, onun arabasıyla gelin, en azından görünmeyin.

Geldiler, sonra bazı seçenekler ileri sürdüler. Şu an izin almadığım için söyleyemem. Bu iki arkadaşımızın popülüterliği benden fazla. Bu süreçte aktif olmaları gerekiyor ama belediye başkanı görevi üzerinden yardım etmek başka bir şey, bu kampanyada ve sonrasında taşın altına ellerini ve gövdelerini koyacaklarının da ispatı lazımdı.

"Amma uzun şeyler yaşamışız, kalbim yoruldu anlatırken. Hakkını helal etsin herkes, iyi bir şey oldu"
Biz önce üçümüz uzlaştık. Konuşurken ortaya çıkan bir şeydi yardımcılık görevi. Sonra gittiler. Saat 9:30'du Kemal Bey beni aradı. 2 arkadaşımız sizi ziyaret edecekler bilginiz olsun diye. Bunun üzerine ben de dedim ki, dün iki başkan sizin bilginiz dahilinde geldiler ve konuşma yaptık. Ben yazıya döküyorum bazı şeyleri. Size iletilmek üzere yazı haline döktüm, bunları gönderdim dedim. Bu bilgiler size geldi mi dedim, evet dedi, benim görüşlerimi getirecekler dedi. 9:30'da onlar geldi eve tekrar, yeniden el sıkıştık, sonra ben partiye gittim.  Perşembe günü GİK'ten şu kişileri şöyle götür dendi, oyladık.

Önerimizin arkasında durma kararı çıktı. 9:30'daki toplantı sonrası tekrar yetki almam gerekiyordu. Jet hızıyla giyinip, genel merkeze gittim. Bütün arkadaşlar milletvekilleri, GİK üyeleri, divan üyelerini topladık. GİK'le zoom üzerinden kayda alınmak kaydıyla genel sekreterimiz görevlendirildi. Bu yetkiyi bana aldı. Bunu nasıl kamuoyuyla paylaşacağız. İki belediye başkanımız geldiler, son durum oldu. Sonra ben masaya katılacağımı ilan ettim Kürşad Zorlu Beyefendi üzerinden. Amma uzun şeyler yaşamışız, kalbim yoruldu anlatırken. Hakkını helal etsin herkes, iyi bir şey oldu.

"Sayın Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde bana başbakan yardımcılığı teklif edilmiş, kabul etmemişim"
Bu ülkede Tayyip Bey'le benim kapı arkasından görüşmeme ne gerek var. Ben o partinin başlangıçta kurucusuyum. Yürünecek yolu beğenmediğim için ayrıldım. Ben geri zekalı mıyım? Menfaatçi, oportünüst, Makyavelist birisi olsam niye ayrılayım? Ben hep ilkeler üzerinden ayrıldım.

İktidara gelinceye kadar ağzımı açmadım. İktidar olduktan sonra 2007'den beri benim kadar eleştirmiş başka bir şey yok. Ancak ailesi, çoluğu, çocuğu kişiliği benim ağzımdan çıkmaz. Ama onun eylemlerine manevi anlamda mermi atarım. Sayın Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde bana başbakan yardımcılığı teklif edilmiş, kabul etmemişim.

"Tayyip Bey'e de ayıp, en ufak bir görüşme inanın yok"
Para işine dönersek... Eğer ben Tayyip Erdoğan'ın çevresinden ve veya başka bir şekilde bir Allah'ın kulundan bu tarz bir konuyla ilgili 1 lira, 5 lira adını ne koyarsanız, almışsam, ispat etmesi çok zor ama, dünyanın en şerefsiz insanıyım. İstanbul'da oturduğum ev belli. 5 dönem milletvekilliği yapmışım. Eşimin babası, İzmit'in ekonomik durumu iyi bir aileydi. Biz onun üstüne bir şey koyamamışız. Maaşımın dışında hiçbir gelirim olmadı benim. Koray Bey iş adamı. Bunu iddia eden ispatlayamazsa şerefsizdir dedi. Koray Bey evini satar koyar partiye. Trabzonlu, burnu düşse yerden almaz.

Her şeyim açıktır. Bugüne kadar Tayyip Bey benimle konuşmak için hiçbir şey yapmadı. Benim de Tayyip Bey'le gizli saklı hiçbir görüşmem olmadı. Hatta deprem zamanında nasıl görüşme yaptığımı televizyondan anlattım. Bugünün dijital dünyasında gizli bir şey olabilir mi? Olsa söylerim. Böyle bir karar verdim derim, peşimden gelen olur, gelmeyen olur. Tayyip Bey'e de ayıp! en ufak bir görüşme inanın yok. Sanki ben göz kırpıyorum, Tayyip Bey koşuyor, böyle bir durum yok. Hatta en sert kavgayı ikimiz yapıyoruz.

"Biz 13. Cumhurbaşkanımızı seçmiş gibi hissediyorum. Çok iyi çalışacağım"
Atatürk'ün kurduğu bu cumhuriyetin fırsat eşitliğinden eğitim yoluyla yararlanmış bir insanım. Bugün benim şehrimin dağ köylerindeki kızlar bu şansa sahip değiller. Allah nasip eder ödeyebilirim, nasip etmez ölürüm. Herhangi bir insanoğlundan korkmuyorum, büküleceğim kimse yoktur. Yapmaya çalıştığım bu ülkeye hizmet. 'Ben önde olayım, hizmet ederim' diye durumumuz yok. Bugün itibariyle kendimi iyi hissediyorum. Biz 13. Cumhurbaşkanımızı seçmiş gibi hissediyorum. Çok iyi çalışacağım.

Kendimle ilgili bir teklif gelse reddedeceğimi söyledim. Bizim yol haritası metninde, hepimizin Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağımız var. Her birimiz siyasi parti genel başkanıyız. Sayın Erdoğan parmağını salladığında o oluyor. Öyle bir şey yok. Duruma vaziyet etmek üzere biz varız, hassasiyetlere dikkat edilecek. Her birimiz, kendi partimizin milletvekili sayısını çok tutabilmek için de çalışacağız. Kılıçdaroğlu ve belediye başkanları aynı kantarda koşu partneri olarak onların önceliği Cumhurbaşkanlığı olacak.

"Altı siyasi partinin birer bakanlığı var şu anda"
Milletvekili adayı olmayacağız. Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağız dedik. Aday olsam bu işe inanmıyorum demektir. Sayın Yavaş ile İmamoğlu'nun yaptığı iş bizden farklı. Başkan Yardımcılığını Kılıçdaroğlu atayacak. Hepimiz atanacağız aslında. Buradaki iddialı olmamızın nedeni milletvekili adayı olmayacağızdır. Birçok arkadaşımız milletvekili seçilecek, CHP'den bizden, diğerlerinden. Bazı yerlerde iş birliği yapılacak.

Bakanlık konuşmadık, ben hiç itiraz etmedim. O kadar insan bir arada, sen büyüksün ben küçüğüm denemez, ayıptır. Kader birliği yapılmış, hepimizin sosyal çevresi var. Ben başka türlü diğerleri başka türlü eleştiri alır, kader birliği önemli. Her siyasi partiye seçim öncesi söz, şu bakanlık değil ama birer bakanlık... Altı siyasi partinin birer bakanlığı var şu anda...

"Ucube bir sistemin başına birini seçeceğiz"
Yardımcılık Sayın Fuat Oktay gibi değil, daha bir danışma kurulu da aynı zamanda. Aldığımız oy oranına göre bakanlık konuşulur, o zaman koalisyon kuracağız. Birinci meselemiz Cumhurbaşkanlığını kazanmak. Bakanlık seçiminde sorun çıkmaz.

Parlamenter sistemini konuştuğumuz son seçim. Eğer alamazsak bir daha sistem konuşarak seçime giremeyeceğiz. AK Parti'ye oy veren vatandaşlara sesleniyorum. Bu son dönemi, bu dönem bile şaibeli ama... Burada da hangi görüşte olursa olsun, dindarı seküleri gittikçe nefret duyguları içinde haksızlığa uğramış öfkeli alan doğuyor. Burası kazanacak. Ucube bir sistemin başına birini seçeceğiz. İlber Hoca'yı seçin, bir yıl sonra kafa gider, götürür. 36 bin imza atmak zorundaymışsınız haftada.

"Ben kimim ki sizden intikam alacağım"
İntikam alınmayacak. Parlamenter sisteme geçme yolundan itibaren hukuk hakim. Ben kimim ki sizden intikam alacağım. Hukuksuzluklardan elbette hesap sorulacak. Adil yargı, bağımsız tarafsız yargı hesap soracak. Mahkeme işleyecek. Türkiye'nin kurumları iflas etti. Bunu düzeltmek üzere geliyorsunuz. Bu iddiayla geldiğinizde yamuk yapamazsınız. Seçmen velinimet olacak. Bugünkü gibi bir topyekûn hukuksuzluk, korku vallahi billahi görmedim. Daha mert bir kavgaymış, hukuka gittiğinizde iyi kötü sonuç alıyordunuz.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


Muharrem İnce'ye Yeşil Işık!

Akşener Hakkında Çok Konuşulacak İddia!

Kılıçdaroğlu Partisine Veda Etti
»  Kılıçdaroğlu'na Saldırı Duyumu İddiası
»  CHP'den Kemal Kılıçdaroğlu Videosu
»  Babacan: Biz Şampiyon Olacak Takımız
»  Demirtaş'tan "Hayırlı Olsun Mesajı
»  Akşener'den İlk Paylaşım!
»  Kılıçdaroğlu'nun Adaylığı DünyaBasınında
»  "Aday Ben Değilim, Aday Hepimiziz"
»  Zorunlu Emeklilik Kalkıyor
»  HDP'den Kılıçdaroğlu'na Yeşil Işık
»  İşte Millet İttifakı'nın Yol Haritası
»  ''Cuma GünüSeçim Sürecini Başlatıyoruz''
»  'Millet'in Adayı Kemal Kılıçdaroğlu
»  Sarıgül'den Kılıçdaroğlu'na Destek
»  Sözcü TV'de Yılmaz Özdil Depremi
»  CHP’de “Kılıçdaroğlu” Hazırlığı
»  "Katlanmayacaksa Tayyip Bey Orada zaten"
»  Fatih Erbakan'a Millet İttifakı Sorusu!
»  Kılıçdaroğlu'ndan'Sevgili Eşim'Paylaşımı
»  Bursa'daki Olaylı Maça Soruşturma
»  Bilmece Gibi Masaya Dönme Şartı!
»  Kılıçdaroğlu’nun Adaylığı İlan Ediliyor
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.