Mehmet Ağar, partisinin Ümraniye İlçe Teşkilatınca Prenses Düğün Salonunda verilen iftar yemeğinin ardından yaptığı konuşmada, DYP'nin, hiçbir zaman Türkiye'nin belli bölgelerinde siyaset yapamayan, ama oturduğu yerden ahkam kesen bir parti olmadığını, meselelere korkmadan, milletin hassasiyetlerini paylaşarak sahip çıktığını söyledi.
Hayatı boyunca ihtiyaç olan her noktada milleti ve görevi adına risk aldığını ifade eden Ağar, “Aldığım risklerin zekatıyla bir ömür boyu idare etmesi mümkün olan bazı kişiler, bana vatanseverlik öğretemezler. Vatan ve vatanperverlik kimsenin tekelinde değildir. Herkes bu toprakların birlikteliği, kardeşliği, huzuru konusunda akıl yürütmek, ter dökmek ve irade koymak zorundadır” diye konuştu. Yüreği vatan sevgisiyle dolu bir ananın, “vatan sağ olsun diyemiyorum” sözüne bir siyasetçinin kulağını kapatamayacağını ifade eden Ağar, bir ananın feryadını, göz yaşını anlamayacakların siyasette duramayacağını söyledi.
“Yurdun bir başka yöresinde bir başka ana, 'bir çocuğum dağda öldü, öbürünü dağa çıkartmayın, koruyun' diyorsa, buna kulak kapatabilir mi bir siyasetçi, bir baba?” diyen Ağar, bu yakarışların kendilerini milletle beraber yürümeye yönelttiğini söyledi. Ağar, Türkiye'nin yıllardan beri mücadele ettiği terör konusunda inisiyatifi terk etmeye hazırlandığını öne sürerek, “Bu hükümetin bir planı, bir projesi yoktur. Hükümet, Türkiye'yi gelecekte hangi risklerle karşı karşıya olacağı bilinmeyen irade teslimiyetleri içerisinde taşıyamaz. Türkiye kendi meselesini kendisi çözecektir” diye konuştu.
Türkiye'nin yol haritalarının Washington'dan, Brüksel'den değil Menderes, Kızılırmak, Fırat ve Dicle'den çizileceğini dile getiren Ağar, şunları kaydetti:
“Gün, Türkiye'nin hiçbir yerinde silahların konuşmadığı, huzursuzluğun olmadığı, birlikteliğin, kardeşliğin, Türkiye Cumhuriyeti'nin değişmez ilkeleri etrafında yeni baştan kardeşçe buluşmanın zamanıdır. Bunun öncülüğünü yapacak siyasete ihtiyaç vardır. Onun içindir ki DYP Türkiye'nin her noktasında muhabbetin, sevginin, şefkatin, kardeşliğin temsilcisi olarak bu yolları yürümeye devam etmiştir. Türkiye'de insanların zorluğu varsa siyaset orada devreye girmelidir. Türkiye'nin iradesinin olmadığı yerde işte bugün olduğu gibi Türkiye'nin dışında icat edilen koordinatörlük müesseseleri yoluyla en hayati konuları dışa ihale edilir.”
SORULAR
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Ağar, bir soru üzerine, ”Konuşmamda hangi feryatlara kulak verdiğimizi söylüyorum. Türkiye bu iklimi, silahların konuşmadığı iklimi muhafaza edecektir” yanıtını verdi.
Kimseden vatanseverlik dersi almaya ihtiyacı bulunmadığını, bu dersleri verecek çağda olduğunu ifade eden Ağar, teröriste karşı tabii ki mücadele edileceğini söyledi. Ağar, “Bizim meselemiz Türkiye'de eline kimse silah almasın, eline silah almışlar varsa bunlar da silahlarını bıraksınlar diyedir” dedi.
Mehmet Ağar, “dağda silahlı çatışma yerine ovada siyaset yapsınlar” sözünün hatırlatılması üzerine de şöyle konuştu:
“Siyaset yapmak isteyen siyaset yapsın, iş yapmak isteyen iş yapsın, okumak isteyen okusun, yani kimse oralara gitmesin, meseleleri iyi kavramak lazım, herkes istediği gibi yorumluyor.
"HUZUR GELSİN"
Türkiye'ye huzur gelsin, Türkiye'de silah konuşmasın, Türkiye'de ayırım olmasın, bunu rahatlıkla söyleyecek gücü ben kendimde buluyorum. Herkesin korkup kaçtığı bir meselede millet adına bu sözleri birisinin söylemesi lazım. Türkiye bunu istiyor.
Türkiye'nin her yerindeki insanlar çocuklarının geleceğinden endişe içinde. Bizim meselemiz bu çocukların hepsinin geleceğini düşünüyoruz. Onun için Türkiye birliktelik, müşterek yaşama iradesi ve hukuk, demokrasi içinde, terörün olmadığı bir ülkede yaşama alışkanlığını geliştirecek. Türkiye iç çatışma alanlarını ortadan kaldıracaktır. Temel meselemiz budur. Türkiye bir daha 80-90 öncesine dönmemeli. Hepimizin arzu ettiği bu değil mi?”
FRANSA'DAKİ YASA TEKLİFİ
Ağar, Fransa parlamentosunda görüşülecek sözde “Ermeni soykırımının inkarını cezai yaptırıma bağlayan yasa teklifi”ne ilişkin soruya da, “Ben her şeye rağmen Fransa'nın güçlü devlet tecrübesiyle son süreçte de olsa bunu kendi meclislerinden geçirmeyeceğini düşünüyorum. Senatosundan hiç olmazsa bunun geri döneceğini düşünüyorum. Türkiye'nin dostluğunu kaybetmenin maliyetinin yüksek olacağını Fransız devlet aklının iyi kavrayacağını zannediyorum. Eğer bunu kavrayamazlarsa Türkiye bunlara mukabele edecek gücü olan bir ülkedir” yanıtını verdi.