MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Malatya’da üç misyonerin öldürülmesi olayının giderek yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerini çarpıcı şekilde ortaya çıkardığını söyledi.
Cİnayetİn kabul edilmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Devlet Bahçeli, “Ancak bilinmelidir ki bu üzüntü geri plandaki misyonerlik faaliyetlerini masum hale getirmeyecektir” dedi.
BAHÇELİ: YAYGINLAŞAN MİSYONERLİK TEHLİKESİ ORTAYA ÇIKMIŞTIR
Planlı işgal hareketi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Konya İl Başkanlığı tarafından 100. Yıl Spor Salonu’nda düzenlenen 7. Bölge İstişare Toplantısı’na katıldı. Konuşmak için kürsüye çıkışında “İşte ordu işte komutan” şeklinde atılan sloganlara tepki gösteren Bahçeli, “Bir daha bu şekilde slogan atmayın. Bu bize ait değil” dedi. Malatya’daki olayları üzüntüyle karşıladığını ve bu olayları şiddetle kınadığını belirten Bahçeli, böylesine insanlık dışı olayı işleyenlerin İslam diniyle de Türklükle de bir ilişki ve irtibatlarının olamayacağını bildirdi. Beklentilerinin bu hadisenin, barış ve huzur dininin mensubu olan Müslümanlara yönelik hakaret ve suçlama kampanyasına dönüşmemesi ve bir an önce çözüme kavuşturulması olduğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle konuştu: “Herkesi milli değerleri incitecek, toplumsal hassasiyeti zedeleyecek söz ve eylemlerden kaçınmaya, uzlaşma ortamını bozacak tahriklerden uzak durmaya çağırıyoruz. Yaşanan olaylar diğerlerinde olduğu gibi milliyetçilere yönelik hakaret kampanyasına dönüştürülmeye çalışılmaktadır. İhanet ittifakı yapan şer cephesinin, eline geçtiği her fırsatta milliyetçilere yöneldiği ve hedef aldığı görülmektedir. Olaydan hemen sonra dış güçler, içerdeki yandaşlarıyla birlikte ağız birliği yaparak olayı Türk milletinin ve milliyetçiliğinin sorgulandığı bir zemine taşımaya
çalışmaktadır.”
Misyonerlik masum değil
Malatya’daki cinayetin Türk milletini sıkıştırmak ve baskı haline almak için yeni bir fırsat vereceğinin belli olduğunu belirten Bahçeli, “Ancak cinayetin arkasından başlatılan süreç, önüne gelenin milli değerlere saldırdığı bir kampanyaya dönüşmeye başlamıştır. Bundan böyle her olaydan sonra kamuoyunun milliyetçilik algısı, cinayet ve şiddetle özdeşleştirilmeye çalışılacaktır. Oluşturulan maksatlı bir fikir karmaşası ile ölen şahısların mağduriyetinin öne çıkarılması, milli değerlere sahip çıkmamızın ise insanlık dışı olarak gösterilmesi amaçlanıyor” diye konuştu.
Köşk için uzlaşma şart
Devlet Bahçeli, TBMM’nin kuruluşunun 87. yıl dönümünün kutlandığı bu günlerde Cumhurbaşkanlığı seçiminden kaynaklanan tartışmaların dikkat çekici hal aldığını belirtti. Bazılarının demokrasiyi oy verme işlemi, millet iradesini sandalye sayısı, cumhurbaşkanlığı makamını da seçilmiş kral olarak görme zihniyetinde olduğunu ifade eden Bahçeli, kadrolaşma, devlet kurumlarıyla tartışma ve muhalefeti yok sayma gibi birçok davranışın milli irade olmadığını kaydetti. Seçilenlere düşen görevin milletin mutluluğu ve huzurunu sağlayacak siyaset olduğunu vurgulayan Bahçeli, toplumsal mutabakatın sağlanması gerektiğini söyledi.
Noter gibi aday
Mutabakattan yana olduklarını açıkladıklarını ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti: “Bugün gelinen noktada ‘millet iradesi tecelli edecektir’diye çıkılan süreçte, Cumhurbaşkanlığı seçimini tek kişinin tercihine bırakan bir yol izleneceği ortaya çıktı. Milletvekillerinin Başbakana vekalet bıraktığı paradoks ile karşı karşıya kalınmıştır. Ya kendisini seçecektir ya da kendi istediğini seçecektir. Kimsenin aday olmadığı ve aday olmaya cesaret edemediği bir ortamda anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanlığı konusunda partinin yetki verdiği başbakan atama yapacaktır. Beklenti Başbakanın vazgeçmesi halinde noter gibi çalışacak bir adayın Çankaya’ya
çıkmasıdır.”
Üniter yapı için risk
Malatya’daki olayların vahşi bir cinayet olduğunu ve kabul edilmesinin mümkün olmadığını ifade eden Bahçeli, “Ancak bilinmelidir ki bu üzüntü geri plandaki misyonerlik faaliyetlerini masum hale getirmeyecektir. Bu olaylar giderek yaygınlaşan misyonerlik faaliyetlerini ortaya çıkarmıştır” dedi. Her şeyden önce misyonerliğin bir dinin bazı insanlara tanıtılması gibi algılanacak masum bir hareket olmadığını bildiren Bahçeli, misyonerlik faaliyetlerinin Türkiye’nin üniter yapısına, birlik ve beraberliğine yönelik çok ciddi ve vahim bir risk faktörü olduğunu kaydetti.