Bahçeli, partisinin Kırşehir’de düzenlediği mitingde, AKP iktidarının ülkeyi iyi yönetemediğini, 23 Temmuz’da MHP’nin sandıktan tek başına iktidar olarak çıkacağını savundu. Devlet Bahçeli, AKP iktidarıyla milli kimlikte tahribat yaşandığını, Türk milliyetçiliğine düşmanca tavır takınıldığını öne sürdü. Bu olumsuzlukların mimarının Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğunu iddia eden Bahçeli, şöyle konuştu:
“Kıymetlerimizi Dubai şeyhlerine pazarlamıştır, varlıklarımızı Ermeni diasporasına terk etmek istemiştir. En karlı kuruluşlarımızdan olan Petkim’in bir ucu Rumlarda bir ucu Ermenilerde olan sermayeye teslim edilmesi de AKP iktidarının gerçek niyetini bütün çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. Satın Başbakan satın, elde avuçta ne varsa yabancıya devredin, peşkeş çekin. Ancak unutmayın, yalnızca 11 gününüz kaldı. Ne çalarsanız yalnızca 11 gün çalacaksınız. Sonrasında bir bir hesap vermeye başlayacaksınız. Milliyetçi hareket geliyor, hesap sorma dönemi başlıyor. ‘Hesap sormazsam namerdim’ diyorum.”
“SİYASİ TERÖRİST VE KUNDAKÇI”
AKP hükümetinin tükenme noktasına geldiğini, son çırpınışlarının bunu gösterdiğini öne süren Bahçeli, “Hükümet acz içinde kıvranmaktadır. Türkiye sömürü ve talan döngüsüne mahkum edilmiştir. AKP zihniyetinin 4,5 yıldır payandası, dış güçlerin şantaj ve ipotek tuzağıdır. Buradan bu kısır döngüyü, ihaneti reddediyorum. Türk milleti bu sonuca asla müstahak değildir” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın, “devletin imkanlarını kullanarak meydan meydan gezdiğini”, TOKİ mitingleri düzenlediğini öne süren Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu TOKİ mitinglerinde Milliyetçi Hareket’e ve şerefli mazisine dil uzatabilme cüretini göstermektedir. Başbakan son dönemde de dengesini kaybetmiş gözüküyor. Kafası çok karışık, zihni çok bulanık, hezeyandan hezeyana koşmaktadır. Son olarak bizi siyasi terörle suçlamaktadır. Siyasi tarihimizin en büyük siyasi teröristi ve kundakçısı bizatihi kendisidir. Seçim süresince devlet terörü boyutlarına ulaşan hukuk ve ahlak dışı baskı rejimini kurmuştur. Devletin tüm imkanları, AKP’nin emrine sokulmuştur. Emniyet güçleri üzerinde görülmemiş bir baskı kurulmuştur. Devlet memurları AKP’nin siyasi kampanyasına alet edilmiştir. Kampanyaya katılmayanlar ise kıyıma uğratılmıştır. Gerçek bu iken Başbakan’ın sizi, bizi siyasi terörle suçlaması tam bir pişkinlik ve yüzsüzlük örneğidir.”

“BAŞBAKAN’IN SON ÜMİDİ BARZANİ VE PKK”
Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın, PKK terörü ile mücadelede devleti acze düşürdüğünü, PKK’nın temsilcileriyle seçim sonrası ortaklık kurmaya hazırlandığını savundu. Bahçeli, şunları kaydetti:

“Başbakan’ın son ümidi, Barzani ve PKK’dır. Ancak, korkunun ecele faydası yoktur. Başbakan ve arkadaşları için oyun bitmiştir. Başbakan Erdoğan, azdırdığın terörün, şehit kanlarının, ümit verdiğin bölücülüğün, yağmaladığın milli servetlerin hesabını çok yakında vereceksin. Sayın Başbakan’a sesleniyorum: Milliyetçi Hareket’in geçmişi, Türk milletine bağlılığın ve sevginin tarihidir. Sen bizim geçmişimizle uğraşacağına, kendi geçmişine bak. Sen değil misin Cumhuriyetin değerlerine karşı çıkan, şehide ‘kelle’, katile ‘sayın’ diyen, çiftçiye ‘al ananı git’ diyen, PKK’nın demokratik cumhuriyet zırvası projesini ortaya koyan, Türkiyelilikten bahseden? Sen değil misin, vatanını bölmeye çalışanlarla kol kola giren? Sen tüccarlık yaparken, sinsi sinsi Cumhuriyetle hesaplaşırken, Milliyetçi Hareket’in şerefli mensupları Türk vatanı ve devleti için bedel ödüyordu. Sen önce azdırdığın bölücülüğün hesabını ver. Sen önce sattığın vatan topraklarının bedelini öde.”

Milletin AKP’ye tek başına iktidar gücü vermesine rağmen cumhurbaşkanını bile seçemediklerini belirten Bahçeli, bu beceriksizliğin hesabını Başbakan Erdoğan’ın vermesi ve başka yerde sorumlu aramaması gerektiğini kaydetti.