Partisinin grup toplantısında konuşan MHP lideri, Mutabakatın anayasa 10, 42 ile YÖK Ek 17’yi kapsadığını ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
“Ek 17.maddeye ilişkin ortak öneri ihtisas komisyonu olan Milli Eğitim Komisyonu’nun önündedir. Bu konuda izlenecek yönteme ilişkin olarak varılan bu mutabakat hakkında iki parti arasında bugüne kadar başkaca bir resmi görüşme yapılmamıştır. Süreç işlemekte olup MHP bu mutabakatla bağlıdır. Ek 17 başın örtünmesini düzenlemenin ötesinde üniversitelerde kullanılmayacak kılık kıyafetle de ilgilidir. Bugün yürürlükte olan Ek 17.madde esasın kanunla yasaklanmayan kılık kıyafetin ünversitelerde serbest olacağını hükme bağlamıştır. Başın örtülmesini yasaklayan herhangi bir düzenleme bugün de bulunmamaktadır. Yeni fıkra peçe, çarşaf gibi kıyafetlere üniversite kapısını kapatın bir sınırlama düzenlemesidir. Çarşaf peçe ve benzeri kıyafetlerin üniversitelerden uzak tutulması isteniyorsa bu düzenlemenin yapılması zorunludur”
MAHKEME KARAR VERECEK
Bahçeli, CHP ve DSP’nin yasal değişikliği anayasa mahkemesine götüreceklerine de değinerek, “Yüce mahkemeye başvurusu esasları bellidir. Yüce mahkemenin şekil bakımından denetim ve inceleme yapması her yönüyle doğal bir süreçtir. Mahkeme başvuruyu inceleyecek karar verecektir. Herkes de saygıyla karşılayacağı karara riayet edecektir” dedi. Bahçeli, mahkeme karar vermeden siyasiler, hukukçular, köşe yazarlarının tartışmalarının siyasi, hukuki ve etik olmadığını, yüce mahkemeye saygısızlık olduğunu öne sürdü.
BAYKAL’A ELEŞTİRİ
“Anıttepe ile Kocatepe arasında çekilmiş çelikten halat” sözlerine eleştiren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yanıt veren Bahçeli, şöyle konuştu:
“Buna yanıt veren bir parti genel başkanı kendine göre bunu hafife alarak bizim bundan sonra duvar dikme anlayışı aşamasına gelmememizi umduğunu söylemiştir. Ortak değerlerin çatışmasını siyasi rant kapısı olarak gören zihniyetin Milliyetçi Hareket’in cumhuriyet değerleri ile manevi değerlere bir arada sahip çıkma ve koruma iradesine anlamasının esasen beklenemeyeceği çok açıktır. Cumhuriyetin değerleri ile laiklik ilkesinin sözde savunuculuğu ile din uleması rolü arasında pusulasızca sürüklenenlerin Milliyetçi Hareket’e yönelttiği suçlamaların bu bakımdan fazla ciddiye alınacak yanı bulunmamaktadır”