DTP’nin Meclis’e girmesi ne kadar ciddiyse, anlaşılan Baskın Oran’ınki de o kadar gayri ciddi gidiyor. Gerçi bizim açımıza göre Baskın Oran’ın milletvekili olması önemli bir tehlike Türkiye için. Ama Baskın Oran’ın seçim çalışmalarına baktığımızda sanki gayri ciddi bir olayla karşı karşıyaymışız gibi geliyor.
Geçtiğimiz hafta eşcinseller İstiklal Caddesi’nde yürüyüş yaptılar. Temel sloganları ise “Baskın Basanındır!”dı.
“Eşcinseller vardır!”, “Eşcinsellere özgürlük!” sloganları altında bir yürüyüş düzenlediler. Ama yürüyüşün amacı eşcinsel hakları falan değildi. Baskın Oran’ı desteklemek istiyorlardı.
Yürüyüşün pek çok komik unsuru vardı ama en komiği herhalde Baskın Oran’ın elinden tutan eşcinsel ve Baskın Oran’ın o surat ifadesiydi. Acaba “Koskoca profesörüz, ne hallere düştük!” mü diyordu yoksa “Eşim bu fotoğrafı görünce ne der?” diye mi endişeleniyordu bilemiyoruz.
Ancak Baskın Oran’ın bir aday olarak zararı bununla sınırlı değil. Hatta eşcinseller tarafından desteklenmek zararları arasında son sıralarda yer alabilir.
Öncelikle şunu vurgulayalım. DTP’lilerin milletvekili olması bir tehlikedir. Ama Baskın Oran açısından bu adaylığıyla sınırlıdır. Çünkü zaten milletvekili seçilme şansı da bulunmamaktadır.
Kendisini destekleyen travestilerin kaçının nüfus cüzdanı olduğu bile kuşkuludur!
Şaka bir yana, Baskın Oran’ın alacağı oy 3-5 bini geçmeyecektir. Ama onu tehlikeli yapan adaylığıyla ortaya koyduğu düşüncelerdir.
Baskın Oran Ermenilerin adayı
Baskın Oran başlarda PKK’nın da destekleyeceği bir aday olarak ortaya çıktı. Ancak daha sonra, PKK ondan desteğini geri çekti ve İstanbul 2. Bölge’den Doğan Erbaş’ı aday gösterdi. Baskın Oran’ın planlandığı gibi Ankara’dan aday olmamasını ve “PKK terörü” gibi DTP’nin kabul edemeyeceği söylemler kullanmasını ise gerekçe olarak gösterdiler.
Halbuki Baskın Oran Türkiye’de Türkiyelilik kavramının en çok bayraktarlığını yapan, Türk milliyetçiliğine bu anlamda teorik olarak en büyük zararı veren aydınlardan biriydi
Ancak PKK açısından adaylarının Kürt olması her şeyin önünde gidiyordu. Baskın Oran’ın Türk milliyetçiliğine karşı çıkması yeterli değildi. Aynı zamanda Kürt de olması gerekiyordu.
Ancak Baskın Oran’ın adaylığına baktığımız zaman iki temel konuda aday olduğunu görüyoruz.
Birincisi, Baskın Oran azınlıkların, özellikle de Ermenilerin bir adayı olarak görülmektedir.
“Bağımsız Sol Ses” sloganıyla propaganda yapan Baskın Oran’ın seçim bildirgesinin temelini azınlık haklarının oluşturmasının nedeni de budur.
Oran’ın söyleminin bu anlamda Kürtlerden hayli farklı olduğunu görmek gerekiyor. Kürtler, azınlık haklarını Kürtçülüklerini ve ırkçılıklarını perdelemek için kullanır. Ama “ezilen Kürt” ve “anadilde eğitim” gibi talepler her zaman en önde gelir. Çünkü bu talepler Kürt milliyetçiliğinin güçlenmesi için zorunluluktur.
Baskın Oran’da ise Kürtlük, Ermenilik, Rumluk, tümü birden korunması gereken azınlıklar olarak ortaya konmaktadır. Sanırız PKK açısından sorun yaratan da bu olmaktadır. Bugüne kadar Kürtçülükten bahsetmek gerektiğinde azınlık diyen PKK, Kürt meselesinin çözümünün doğal olarak programının bir numaralı maddesi yapıyordu. Baskın Oran ise öyle yapmamıştır.
Bu onun Kürtçülüğe karşı olmasından değil, Ermeniciliğinden kaynaklanmaktadır. Nitekim seçim çalışmaları çerçevesinde Hrant Dink davasına katılması ve “Hepimiz Ermeniyiz” dövizleri taşıması bunun bir göstergesidir.
Hrant Dink’in ölümünden bu yana Türkiye’de yükselen Ermeniciliğin önde gelenlerinden biri olmamış mıdır zaten?
Baskın Oran’ın milliyetçilik düşmanlığı
Baskın Oran’ı tehlikeli yapan ilk şey Ermeniciliği solun içine sokması ise, ikincisi milliyetçilik düşmanlığıdır. Baskın Oran’ın milliyetçiliğe cepheden karşı çıkan görüşleri, Türkiye’deki yükselen milliyetçiliğe karşı kurulmuş bir set gibi görülmelidir. “Milliyetçilik en fazla kendi milletine zarar verir; çünkü karşı milliyetçiliği tetikler” söylemi Baskın Oran’ın temel propagandası haline gelmiştir. Sanki Baskın Oran’ın tek amacı yükselen milliyetçiliği engellemektir.
Tabii bu söylem, solculukla milliyetçiliği birleştiren insanlarda olumsuz etkiler yaratabilmektedir. Her ne kadar Baskın Oran’a oy vermeyecekse de, “Sol Seçenek” olarak ortaya çıkan bir adayın milliyetçilik karşıtı propaganda yapıp durması solculuğun milliyetçilik karşıtı olduğu yanılsamasına neden olabilmektedir.
Dolayısıyla Baskın Oran, Türkiye’deki yükselen Türk milliyetçiliğinden rahatsız olanların buna karşı bir set çekme girişiminin halkası olarak görülmelidir. Tüm Aydın Doğan medyasının bu kadar çok Baskın Oran reklâmı yapmasının nedeni de budur.