“SİYASETİN MERKEZİNİ MİLLET BELİRLER”
AK Parti iktidarıyla yaşanan dönüşüm sürecinin Türkiye’nin sorunlarının çözümü için ciddi bir dinamik oluşturduğunu, Türkiye’nin ciddi sorunları olduğunu kaydeden Erdoğan, sorunları tek tek çözümleyerek hedefe doğru gidildiğini söyledi.
Siyasetin çözüm zemini olarak yerini koruması gerektiğini kaydeden Erdoğan, “İşte biz bunu yapıyoruz. Türkiye’de demokratik süreçlerin sağlıklıı olarak işletilmesinden yana olan, dayatmayı tasvip etmeyen herkes sahici, demokratik siyaseti savunmakla mükelleftir.
Geçmişte dar siyasetten nemalanarak güç kazanan gruplar, demokratik siyasetin sonuçlarından rahatsızdırlar. Bu rahatsızlıklarından dolayı, Türkiye’nin toplumsal müzakereye dayalı olarak çözümlenebilecek sorunları, siyasetin aracı haline getirmek istemektedirler. Siyaseti yeniden dizayn etmek için ortalıkta dolaşanlar hevese kapılmasın.
Kimse kendini bu milletin üzerinde görmesin. Siyasetin merkezini millet ve siyaset belirler. Ak Parti Milletten aldığı güçle Türkiye’nin ufkunu genişletmiştir. Toplumun siyasetteki ufkunu , üç beş cümleyle sahip olmayanlara milletin prim vereceğini zannetmek saflıktır” diye konuştu.
Erdoğan, sorunların çözümüne adım adım ulaşıldığını ifade ederek, birilerinin kendilerini yenilemeye yanaşmamalarının sonucu değiştirmeyeceğini, kendilerini değiştirmeyenlerin geride kalacağını ve milletin yolunda ilerleyeceğini söyledi.
“KİMSEY ALDATMADIK, ALDATMAYACAĞIZ”
Erdoğan, Türkiye’de sorunları yıllarca ertelenmiş bir tarım kesimi olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
“ Bizler 3 Kasım’da görevi teslim aldığımızda, nasıl bir Türkiye devraldığımızda başını iki elinin arasına alıp düşünenler iyi bilir. O günlerden bu günlere geldik. Türkiye’nin her geçen gün nasıl ileriye gittiğini görmemek için insaf dışı hareketler içinde olmak gerekir. Tarım kesimindekiler ürettiklerinden başka çıkar yolu olmayan insanlardır. Üreterek yaşamak, ürettiğiyle ayakta durabilmek önemli bir meziyettir. Bu kesimin sorunlarına, Cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar önem veriyoruz. Günü kurtarma peşinde olmadık, olmayacağız. Cefakar insanlarımız için kalıcı çözümler üretme derdindeyiz. Siyasi heveslerimizin esiri olmayacağız. Kimseyi aldatmadık, aldatmayacak. Akılcı, doğru, etkin politikalar üretecek, bu kesimin sorunlarını çözeceğiz. Bir günde bu sorunları çözemeyiz. Bir günde bu sorunları çözmeye ülkenin imkanları el vermiyor”
“ÇİFTÇİYE GÖNÜL BORCUMUZ VAR”
AK Parti iktidara geldiğinde kara delik diye nitelendirilen Türk tarımı olduğunu kaydeden Erdoğan, geçmişte çiftçinin, köylünün hor görülmesinin moda haline geldiğini hatırlattı. Erdoğan, üretene değer veren bir iktidarın iş başında olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Tarımın ve çiftçimizin önümüzdeki yüzyılda değerinin artacağını biliyoruz. Modern bir tarımın yapılmasını ortaya çıkmak ortak hedefimizdir. Önemli bir aktör olarak görüyoruz. Tarım Türk toplumu için bir değerdir. Türk ekonomisi için de katma değer üreten bir araçtır. Türk çiftçisi, Türk ekonomisinin hayırlı evladıdır. Gönül borcumuz var. Bunu ödeme kararlılığı içindeyiz. Tarım kesiminin kendisini yenilemesi gerekiyor. Tarımsal endüstri önem kazanmaktadır. Gelinen nokta yeterli değildir. Teori, pratik buluşmasını gerçekleştirmek gerekiyor. Bin köye bin tarımcı bu hedef gözetilerek yapıldı. Aklı, bilimi, tecrübeyi birleştirmek istiyoruz. Tarımsal endüstriye ciddi bir alt yapı oluşturmak istiyoruz.
Somut hedefler koyduk. YPK, 2006-2010 arasını kapsayan Tarım Staretejisi hazırladı. Tarım için ilk adımdır. Geleceği dönük bir planımızı, programımızı Tarım Çerçeve Kanunu çıkararak, gerekli alt yapıyı hazırlamış olacağız. Uluslar arası şartlara uygun, organize olabilen, rekabet edebilen tarım oluşturmada kararlıyız. Bu ekonomimiz için de önemlidir. Nüfusun yarıya yakını tarımdan geçimini sağlamaktadır. Kaybedecek zamanımız yok.”
Erdoğan, önümüzdeki dönemin tarım için önemli bir dönem olacağını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Muhalif çevreler, muhalefet partileri, “Efendim siz çiftçimizi gerekli şekilde desteklemiyorsunuz” diyebilirler. Şunu unutmayalım, Türkiye şu anda gelişmiş ülkeler içinde ne Amerika, ne Avrupa ülkesidir. Onların sağladığı sübvansiyonu sağlayamayız. Örneğin şeker olayını bakarsak. Şekerin tonunu kaça imal ettiğimiz, ithal edilen şekerin ne olduğunu baktığımızda aradaki fark dörtte bir. Türkiye bunu nereye kadar sübvanse edebilir. Bir tarafı sübvanse ederken, diğer yanı çökertebiliriz. Alternatif ürünler üretelim diyoruz. Türkiye parayı ve bilgiyi başarıyla yönetemezse gelecek karanlık olur. Parayı ve bilgiyi başarıyla yönetirsek, o zaman geleceğimiz aydınlık olur. Bu sübvansiyon noktasındaki oranlarımızı arttırma imkanı bulabiliriz. Bu bir süreçtir. Biz bu sürece doğru ilerliyoruz. Kimse bizi kalkıp şunu yapmadınız diye soramaz. Biz işimizi iyi biliyoruz. Dersimize iyi çalışıyoruz. Nerde ne eksik var biliyoruz. 3 yıl bizden ekonomik noktada, parasal noktada dar gelirli çok şey bekleyecek. 3 yılın sonunda cebinizde bir şeyler görmeye başlayacaksınız dedik. Küçük esnafın sıkıntıları var. Türkiye şu anda yapısal değişimi yaşıyor. Yapısal değişim içinde vatandaşımızın nerelere doğru aktığını, tüketicilik anlayışının nereye yöneldiğini bakarsak gayrimenkul alımları, otomobil alımları, tüm bunlara yönelen vatandaşımız dar gelirli. Küçük esnafa yönelik alışverişte düşme var. Giyim kuşamdan, evdeki ekstra alımlara kadar”
“GÜBRE VE MAZOT DESTEĞİ AÇIKLANACAK”
Erdoğan, insanların artık evim, arabam olsun diye hareket ettiklerini, bir zihniyet değişimi yaşandığını da ifade edere, “ Bundan böyle tarım politikalarını belirlerken popülist yaklaşmak lüksümüz yoktur. Tüm bireylerimizde sağduyu ve dikkati elden bırakmamız gerekiyor. Geleceğimizi kaybetmeyi göze alamayız. Her kuruşun hesabını iyi yapmak, resmin tamamını görmeyi ihmal etmemek zorundayız. Doğrudan gelir desteğinden aşamalı olarak vazgeçiyoruz. Fonksiyon olmaktan uzaklaşan miktar yüzde 50’ye arkasından yüzde 45’e düşecek. Kırsal kalkınma, ürün sigortası, tarımsal alanların korunması gibi yeni sistemler geliştiriyoruz. 2005 yılı tarım için yeni bir başlangıç olacaktır. Bundan böyle artık ürüne destek dönemi başlayacaktır. Tarım Şurası7Ndaki sözlerimizin arkasındayız. Ama her şeyin bir timengi olur. Bu şartlarımızı olgunlaştırdık. Çalışma yapılıyor. Birkaç hafta içinde gübre ve mazottaki desteğimizin ne olacağı açıklanacak” diye konuştu.
“ONUR AİR OLAYI ÇÖZÜMLENECEK”
Erdoğan, Avrupa Konseyi Zirvesi’nde görüşme Parlementerler Meclisi, AİHM Başkanlarıyla görüşmeleri olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Ülkemizin gündemine oturmuş olan bir konu var. Özellikle turizmde, Türkiye’deki bir kuruluşumuzun Onur Air’le ilgili haberler var. Schröder ve Balkanende ile görüşmeler oldu. Aramızdaki turizm potansiyelini zaafa uğratmadan, onur Air’in teknik sıkıntılarını aşıncaya kadar beraberce bir çalışma yapmayı, sıkıntıların giderilmesi için ilgili kuruluşların devreye sokulması gereğini ortak olarak deglera ettik. Olayın yakın takipçisiyiz. Hassasiyet şart. Yarın bu arızalar nedeniyle doğabilecek herhangi bir netice, ciddi sorumluluk altına çeker. Kimse o firmayı değil, yönetimde bulunanları hesaba çekerler. Bu bakımdan hassasiyetimiz ortadadır. Her iki başbakanla bu hassasiyeti paylaştık. Turistlerin taşınması noktasında sıkıntı yok”
TERÖRE KARŞI ORTAK TAVIR
Erdoğan, teröre karşı ortak tavır alma konusunda imza atıldığını, zirvenin sonuç bildirgesinde, terörle ilgili ifadelerin alınmasını sağladıklarını kaydetti. Erdoğan, “’İslam düşmanlığı ve antisemitizm dahil her türlü ayrımcılığı şiddetle kınıyoruz. “ Avrupa Konseyi’nde bunları önlemek ve ortadan kaldırmak için etkili mekanizmalar geliştirmeyi de teyit ediyoruz. Bütün mesele dünyaya açık bir zihinle, açık yüreklilikle tartışmak ve konuşmak. Asil ve vakur bir duruş. Halkın gücünü arkanızda hissederek, temas kurmak. Ermeni meselesini de gündeme getirdik” dedi.
“VAN’DA ERMENİ KİLİSESİ AÇILACAK”
Türkiye’nin Ermenistan’ın bağımsızlığını tandığını, ama diplomatik temasının olmadığını kaydeden Erdoğan, “ İstanbul-Erivan seferlerini başlatkık. Bir adım daha attık, Van-Akdamar’daki Ermeni Kilisesi’ni Kültür ve Turizm Bakanlığı Ermeni Patriği Mutafyan’la da temas haline geçildi, restore edildi. Sınır kapıları kapalı. Ermenistan ile Azerbaycan arasında sıkıntılar var. ABD, Rusya ve Fransa’nın daha aktif hale gelmesi, adil ve kalıcı çözüm inanıyorum ki iki ülke arasında işin çözümüne yardımcı olacak. 7 reyon var. 7 ayrı bölgenin ne kadarını teslim edecekler etmeyecekler belli değil. Atılacak adımlar, Türikye’nin de konumunu etkiliyecektir. Komşularımızla olumsuz bir süreç yaşamak istemiyoruz” dedi.
Koçaryan’ın AK Zirvesi’nde Ermeni Soykırım meselesini gündeme getirdiğini ifade eden Erdoğan, “Ertesi gün konuşmam vardı, ister istemez cevap hakkımı kullandım. Orada açıkça, Devlet Arşivlerimizi açtık, tasnifi yapılan belge sayısı bir milyonu aştı. Bizim tarihimizden endişemiz yok. Ermenistan arşivlerini açsın. Biz buralarda tarihçileri, hukukçuları çalıştıralım. Hazırlıklar önümüze gelsin, sonra işin siyasi kararını verelim. Bize bu konuda Koçaryan’dan cevap gelmedi. Olum yanıt alamadık” dedik” diye konuştu.
“SOYKIRIM YAPANLAR İÇİN PARLEMENTODAN KARAR ÇIKARACAĞIZ”
Erdoğan, 15 dünya ülkesinde Sözde Ermeni Soykırım iddiasının parlementoda kabul edildiğini ifade ederek, “ Bazı ülkelerin parlementolarından ermeni Soykırımını kabul çıkıyor. Uluslar arası diplomasiye ters bir adım. Herhangi bir belgeye dayanmadan uluslar arası kurum ve kuruluşlarda birlikte olduğunuz ülkeye tavır takınmanın anlamı yoktur. Şu ana kadar 15 ülke Meclisi’nden karar çıktı. 15 ülkeyi masaya yatıracağız. Soykırım yapmış olan ülkeler var. Biz kulis ve lobilerle değil, belge ve bilgiye dayanarak parlementomuza götürmek suretiyle kararı çıkaracağız dedik. Bu adımı atacağız. İşin taktiği ayrı mesele. Niye, Türkiye tarihinde soykırım yapma gibi zilliyetin içine düşmemiştir” dedi.
Erdoğan, Irak Başbakanı Caferi’nin ağırlanacağını, heyetlerarası görüşmeler olacağını, Türkiye’nin iddia ve amacının bölgesel barışa katkı sağlayacağını, tüm komşular için bunu yapma azminde olduklarını söyledi.
Erdoğan, tüm gençlerin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’na da kutlayara, bütün çabalarının gençliği layık bir gelecek bırakabilmek olduğunu, bunu da Allah’ın izniyle başaracakların belirtti.