Show Tv’de Ali Kırca’nın sorularını yanıtlayan Erdoğan, bir devlet memurunun bu tür bir eseri yazmasının nasıl sonuçlar doğuracağını bilmesi gerektiğini belirtti.
Erdoğan şunları söyledi: "Bunun zaten yasal mevzuat içinde kuralları var. Konuyla ilgili İçişleri Bakanlığı gereken adımları attı. İddiaların üzerinde durmam. Benimle bir araya gelmiş değildir. Gelmesine de gerek yok. Gereksiz bulurum. Muhatabı onun üstleridir. İl Emniyet Müdürü ile görüşmeyi fevkalade gereksiz bulurum. O zaman niye İçişleri Bakanı atamışım. Ona saygısızlık olur. Kimse de kendine meşruiyet çıkarmasın bir başka gayretin içine girmesin. Herkes konumunu bilmeli gereğini yerine getirmelidir."
CHP: NİYE İDDİALAR ARAŞTIRILMIYOR?
Anadol, düzenlediği basın toplantısında, kitaptan, "yargı ve emniyetteki cemaat örgütlenmesine" ilişkin bölümler okudu. Çok vahim bir durumun söz konusu olduğunu belirten Anadol, "Avcı, ’siz karşınızdakini devletin savcısı, polisi, hakimi sanıyorsunuz oysa onlar cemaatin polisi, savcısı, hakimi’ diyor. Türkiye Cumhuriyeti adalet tarihi bu kadar vahim bir iddia ile karşı karşıya gelmemiştir" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı iken "devlet içinde çarpık yapılaşma var. Derin devletin işlediği suçlar var. Cesaretli bir savcı arıyorum" dediğini belirten Anadol, şöyle devam etti:
"O cesaretli savcıları buldular. Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen kim varsa hepsi içerde. Şimdi ben örgütün değil, Cumhuriyetin savcılarını arıyorum. PKK itirafçılarının, gizli tanıkların iddiaları ile ordu komutanları hakkında dava açan, kozmik odalarda arama yapan savcıların bu kitap hakkında ne yapacaklarını merak ediyorum. Buradan suç duyurusunda bulunuyorum. Devletin Eskişehir Emniyet Müdürünün yazdığı kitaba ’yargıyı etkilemek’ iddiasıyla soruşturma açan hükümete söylüyorum, bunun için soruşturma açıyorsunuz da kitaptaki iddialarla ilgili niye soruşturma açmıyorsunuz? Bu memlekette cesur savcı yok mu? Cumhuriyetin savcısı yok mu? Feryat ediyorum. Siz hükümetin savcısı mısınız, Cumhuriyetin savcısı mısınız? Ya bu iddiaları ciddiye alır soruşturma ve gerekirse dava açarsınız veya görevi ihmal suçunu işlersiniz."
Anayasa değişikliğine "evet" denilmesi durumunda yargı personelinin "daha da korkar" hale geleceğini öne süren Anadol, değişikliğin kabul edilmesi durumunda görevini yapmayan savcı hakkında yargıya şikayette bulunma yolunun kapanacağını da öne sürdü.
-"TAKUNYALI FAŞİZM"-
Soruları da yanıtlayan Anadol, CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ile ilgili görüntülerin sahibini henüz öğrenemediklerini, görüntüleri "cemaatin" internete vermiş olabileceğini belirtti. Anadol, "Hanefi Avcı böyle diyorsa üstüne gidilmelidir, araştırılmalıdır" dedi. Avcı’nın iddialarının yok sayılamayacağını belirten Anadol, "Bu referandumda evet oyu çıkarsa, bu ülkenin gideceği yön takunyalı faşizm rejimidir" görüşünü dile getirdi.
-"TEVİL YOLUYLA KABUL"-
Kemal Anadol, "PKK ile görüşme" iddialarına ilişkin bir soru üzerine de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "tevil yoluyla ikrar"da bulunduğunu savundu. Anadol, "Yani, argo tabirle kıvırtarak doğrulama anlamına gelir. Doğrudan doğruya Apo’yu Cemil Çiçek veya bir başka bakan ziyaret ederek, görüşme olmaz. Ama görüşme, temaslar doğrulanıyor. Sayın Başbakanın telaşı bunun deşifre edilmesinde. Kılıçdaroğlu’na söylediği aynen kendisi için geçerli: Freni patlamış kamyon gibi gidiyor. Evet oyunu çıkarmak için şeytanla bile masaya oturacak bir başbakan ile karşı karşıyayız" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresi ile ilgili bir soruyu yanıtlarken de Anadol, Gül’ün görev süresinin 5 yıl olduğunu ifade etti. Anadol, "Sanırım AKP içinde Sayın Adullah Gül ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan arasında çekişme var. Değişiklik yapılmıştır. Bu değişikliğe göre cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır. Eğer ileriye yönelikse geçici madde koyarlardı. Konulmadığına göre kanun çıktığı günden itibaren 5 yıldır süre. İki kere iki dört gibi birşey bu" diye konuştu.
Anadol, CHP’nin "başörtüsü konusunda Anayasa Mahkemesine başvurduğu, şimdi de konunun çözümü için çalışma yaptığı" belirtilerek, "Bu bir çelişki değil mi?" diye sorulması üzerine, "Çelişki filan değil. Biz başörtüsünü siyasal istismar aracı olarak kullanmıyoruz, ille şu şekilde çözeceğiz diye bir proje üretmedik. Araştırma yapıyoruz. Bu bir sorundur. Araştırma yapıyoruz. Siyasal partiler sorunların çözümü için vardır. Konuyu oya çevirmeye çalışan zihniyet bundan rahatsız oluyor" karşılığını verdi. (aa)
24/08/2010