Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,8165
EURO
43,4893
IMKB
9.541,000
ALTIN
4.038,700
 
Hava Durumu ANKARA
9 / 24 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
BAŞBAKAN'IN DANIŞMANINDAN 'U'DÖNÜŞÜ
BAŞBAKAN IN DANIŞMANINDAN  U DÖNÜŞÜ
 
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan, Yasin Doğan takma adıyla Yeni Şafak gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. Akdoğan dünkü yazısında 'halk istikrara oy verdi' diyerek Gül'e Köşk'e aday olmaması yönünde mesaj vermişti. Yazının ve içinde gizli mesajın tepki uyandırması üzerine Yalçın Akdoğan bugün yine Yasin Doğan takma isimli yazısında "U" dönüşü yaptı. Önce bugünkü yazısına göz atalım...
 
10.8.2007 - 10:55
            'Niyet okuyuculuk'tan bıktık…
      Dünkü yazımdan bazı okurlar, yazarlar “Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olmamalı'' anlamını çıkarmış. Pes doğrusu demekten başka dilime bir şey gelmiyor ama yine de birkaç şey söyleyelim.
      Dünkü cümleler eğer böyle bir anlam veriyorsa, bunların tersini yazarsak Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olsun anlamı çıkar mı acaba:
      “AK Parti'nin önümüzdeki dönemde sergileyeceği tutumun, eylem ve söylemlerin asgari şartı bu istikrar beklentisini gözetmek olmamalıdır.
      Bunun doğal sonucu ise sorumlu, duyarlı ve uzlaşmacı bir tavır içinde olmamaktır.
      Yani üzüm yemeye çalışmak yerine bağcıyı dövmekle uğraşmak olmalıdır.'' Dünkü yazının mesajı çok bellidir: Ak Parti'nin aldığı yüzde 46 oyun tamamen Cumhurbaşkanı sürecinden kaynaklandığını söylemek hükümetin 5 yıldır yaptıklarına haksızlık olur. Seçimin iki belirleyicisi olmuştur: İstikrarı koruma kaygısı, Cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşananlar. Başarısız bir hükümet sırf cumhurbaşkanlığı süreci sebebiyle bu kadar oy alamazdı.
      Bir siyaset bilimcinin seçim sonuçlarını doğru analiz etmesi tarihe not düşmek açısından önemlidir. Ama bilimsel bir kaygısı olmayıp sadece görmek istediğini görenler de bunu yapmakta serbesttir.
      Kriz ve gerilim yerine istikrara vurgu yapmanın bu kişilere göre Gül'ü çağrıştırması büyük haksızlıktır.
      Bu değerlendirmenin Cumhurbaşkanı adayıyla hiç mi hiç alakası yoktur. Abdullah Gül'ün adaylığı sadece Ak Parti'ye oy veren yüzde 46 değil, oy vermeyen birçok kişi için bile desteklenmeye değerdir, kıymetlidir, önemlidir. Nitekim anketlerde Gül'ün adaylığına destek verenlerin oranı yüzde 46'ının çok üzerindedir.
      Gül'ün adaylığını istikrarın kaybolmasıyla, istikrar vurgusunu ise Gül'ün aday olmamasıyla özdeşleştirmek büyük bir insafsızlıktır.
      Cumhurbaşkanı kim olursa olsun hükümet istikrarı gözetecek bir politika izlemelidir, çünkü önünde 5 yıl vardır ve iş yapmak için krizden uzak durmak iktidar olarak onun işine gelen durumdur. Muhalefet ise ilk günden krizler çıkararak hükümetin önemli icraatlar yapmasını engellemek, erken seçime zorlamak isteyecektir.
      AK Parti hükümetine “aldığın oylarda istikrarı koruma beklentisi var, önümüzdeki süreçte bunu gözetecek bir sorumluluk duygusuyla hareket etmelisin demek'' Cumhurbaşkanı adayı şu veya bu olsun demek değildir.
      Demek ki, niyet okuma hastalığı sadece statükocu, dayatmacı kesimlerin bir özelliği değildir. Farklı düşüncelere tahammül edememek bir kusurdur, bunun da ötesinde niyetleri okuyup, yargılayıp, infaz etmek demokrat bir zihnin tezahürü olamaz. Bu aslında kendisini hakikatın merkezinde gören çarpık bir anlayışın ürünüdür.
      Suî zan, niyet okuma, iftira, küçük görme, hakikatı gözetmeden benbilirimcilik yapma erdemli bir davranış değildir.
      En kötüsü de fitne çıkarma arayışıdır.
      Bir kısım medyanın son günlerde yapmaya çalıştığı fitne çıkarma arayışına denk düşecek davranışlar içinde olmak ise niyet okumaktan, düşüncelere yargısız infaz yapmaktan daha kötüdür.
      Okuduğunu anlamamak bir ayıp değildir, ama okuduğunu saptırarak aktarmak, yazarın muradı olmayan manaları ortaya koyup infaz etmeye çalışmak büyük bir ayıptır.
      Asıl, hakikat ve insaf duygusu kaybolan insanlardan korkmak lazım…
     
     DÜN NELER YAZMIŞTI?
      AKP'ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesinde Yasin Doğan takma adıyla köşe yazıları kaleme alan Akdoğan'ın "Seçimin ana mesajı 'istikrarı korumak'tır" başlıklı yazısı şöyle:
     
      Sebep Köşk değil
      "AK Parti'nin seçim zaferi nasıl yorumlanmalı? 22 Temmuz seçimlerinin kaderini belirleyecek iki ana faktör olduğunu söylemiştik. Birincisi güven ve istikrarın devamı yolundaki kararlılık, ikincisi cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşanan ve milli iradeyi zedeleyen olaylar...
      O halde seçimin kaderini belirleyen olaylar aynı zamanda AK Parti'nin zaferini de belirleyen olaylardır.
      AK Parti'nin aldığı oyların tamamını cumhurbaşkanlığı sürecindeki olaylara bir tepki olarak görmek ise haksızlık olur.
      AK Parti ile duygusal ilişkisi zayıf olan demokrat kitleden böyle bir duyarlılık sadır olmuş olabilir. Ancak bu tepkinin oya dönüşmesi daha çok AK Parti'nin kendi tabanından ortaya çıkmıştır.
      Yani askerin tepkisi, AK Partili bir cumhurbaşkanının seçilememesi, muhalefetin Meclis'e girmemesi, sokak gösterileri özellikle AK Partili kitlenin safları daha fazla sıklaştırmasını sağlamış, farklı gerekçelerle memnuniyetsizlikleri olanlar bile her şeyi geriye atıp, partisinin etrafında kenetlenmiştir.
      Bu kitlenin duyarlılığı AK Parti'nin yaptığı oy patlamasının asıl sebebi olamaz. Ancak dağılan yüzde 34'ün yeniden bir araya gelmesi olabilir.
     
      Başarı olmasa oy olmazdı
      O halde yüzde 46'yı belirleyen ana faktör istikrar arayışı ve AK Parti iktidarının gerçekleştirdiği dönüşümdür. Tempo'nun geçen sayısında gizli AK Partililerin oy verme sebepleri yer almıştı. Belki de ilk kez AK Parti'ye oy veren insanların siyasal tercihlerini belirleyen sebepler daha çok ekonomik gerekçelere dayanıyordu.
      Ekonomideki makro düzelme, mali disiplin, piyasaların istikrarlı seyri, yatırımcıların önünü görmesi, gelecek öngörüsüyle borçlanan, ev-araba taksidine giren vatandaşların krizden çekinmesi, KÖYDES projeleriyle köyünde ilk kez ciddi yatırım gören köylülerin beklentilerinin yükselmesi, toplu konuttan duble yollara, sağlıkla yaşanan büyük dönüşümden eğitimde açılan 110 bin dersliğe, sosyal projelerden sosyal yardımlara kadar son dönemde gerçekleşen hizmetler, Avrupa Birliği sürecinde yaşanan demokratikleşme adımları ve hukuk reformları...
      Eğer AK Parti bu hizmetleri yapmasa ve belli bir başarı çıtasını yakalamasaydı, kimse cumhurbaşkanlığı sürecinde yaşananlara bakarak AK Parti'ye oy vermezdi.
     
      Rasyonel sebep olmalı
      Başarısız bir iktidarın önünün kesilmesi sadece belli bir oranda tepki oylarını çekebilirdi. Eğer ortada yüzde 46 oy varsa, bunun daha rasyonel sebepleri olmalıdır.
      En fakirinden en zenginine, en muhtacından en varlıklısına, en mağdurundan en rahatına çok farklı kesimler AK Parti'ye oy vermiştir. Muhtacı, mağduru, mazlumu da AK Parti'ye oy vermiştir, sorunu, derdi olmayanı da...
     
     İstikrar korunmalı
      Burada kritik soru şu olmalıdır: Seçimin ana mesajı istikrar ise, seçim sonrasında takınılması gereken tavır da istikrarı korumak olmamalı mıdır? İstikrarı bozacak, hükümetin 5 yılını yeni krizlerle sıkıntıya sokacak bir siyasal atmosfer, seçimde verilen oyların ruhuna ters olmaz mı?
      Elbette olur. Başbakan Erdoğan'ın 22 Temmuz gecesi yaptığı konuşmada verdiği mesajlar halkın bu beklentisini karşılayacak bir duyarlılığı yansıtıyordu.
      AK Parti'nin önümüzdeki dönemde sergileyeceği tutumun, eylem ve söylemlerin asgari şartı bu istikrar beklentisini gözetmek olmalıdır.
      Bunun doğal sonucu ise sorumlu, duyarlı ve uzlaşmacı bir tavır içinde olmaktır.
      Yani bağcıyla uğraşmak yerine üzüm yemeye çalışmak..."


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


ERTUĞRUL ÖZKÖK, BÜLENT ARINÇ'I NİYE ÖVDÜ?

"YIKANMAYIN BAŞINIZI YIKAYIN "DİYEN BELEDİYE BAŞKANI!

GÜL'E TAKMA İSİMLİ YAZAR ARACILIĞI İLE MESAJ
»  MECLİS'TE HAYAT, OH NE RAHAT
»  BAŞKENT'TE GÖKÇEK AFETİ
»  BARZANİ'NİN GELİRİNE GENELKURMAY ENGELİ
»  ERDOĞAN, BAKANLIK BEKLEYENLERE NET YANIT VERDİ
»  KÖŞK İÇİN START VERİLDİ
»  HEDİYE SİLAH TARTIŞMASI
»  'TEK ÇÖZÜM, RABBİMİN YAĞMUR VERMESİ, KAR VERMESİ'
»  THY’DE ÇALIŞANLAR GREV İSTEDİ
»  MECLİS'TE BAŞKAN'DAN BAŞKANLIK DİVANI DA TAMAM
»  VAN'DA ASKERE HAİN TUZAK
»  ANKARA'NIN SUSUZ KALMASINDA DSİ'NİN SORUMLULUĞU YOK''
»  BAHÇELİ VE ERDOĞAN'IN İLK SICAK TEMASI
»  İMAM'IN VAAZI ÜLKÜCÜLERİ KIZDIRDI
»  AKP CUMHURBAŞKANLIĞI SÜRECİNİ YARIN BAŞLATIYOR
»  TOPTAN'IN TORUN SEVİNCİ
»  BATMAN'DA BAYRAĞA ÇİRKİN SALDIRI
»  BAŞBAKAN'IN ODASINDA ÜÇLÜ ZİRVE
»  SEZER'DEN MECLİS BAŞKANI TOPTAN'A KUTLAMA
»  DTP'LİLER, BU KEZ ERDOGAN İLE TOKALAŞTI
»  TOPTAN, REKOR OYLA MECLİS BAŞKANI
»  İMAM'IN VAAZI ÜLKÜCÜLERİ ÇİLEDEN ÇIKARTTI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.