Haber:Sonsöz Gazetesi/Orhan Uğuroğlu

GAZETECİ HALİT ORAL BAŞKENT'TE YILLARDIR SİYASİ PARTİLERİ VE BÜROKRASİYİ İZLEYEN ÇOK BAŞARILI ÖDÜLLÜ BİR GAZETECİ İDİ…
21 NİSAN’DA ANİDEN HASTALANDI…  HABER YAPMASI İÇİN HALİT’İN YILLARCA PEŞİNDEN KOŞAN SİYASİLER VE BÜROKRATLAR İŞTE O GÜN ORTADAN KAYBOLDULAR…
Bu satırları ne kadar üzgün bir şekilde yazdığımı emin olun anlatamam. 45 yıldır medya sektöründe çok acı olaylarla karşılaştım ama bugün Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’ den gelen “Halit Oral için yardım kampanyası düzenlenmiştir” şeklindeki bir SMS ile şaşırdım, üzüldüm. Hemen eşi Aynur hanımı aradım ve bir kez daha yıkıldım isyan ettim.
2005 yılında “Sürekli Sarı Basın Kartı” alan Halit Oral, SGK'dan SSK emeklisi idi.  Hastalandığında evlerinin en yakınındaki Atatürk Hastanesi acil servisine Halit’i götürdüklerini belirten Aynur hanım acil servisinde yer yok gerekçesi ile hastaneye kabul edilmediğini söyledi. Sincan’ da bulunan Lokman Hekim hastanesine sevk edildiğini, bu hastanenin de hastayı kabul etmemesi nedeniyle İş Bankası emeklisi olduğu için Bankanın sahibi olduğu Bayındır Hastanesi Acil servisine götürdüklerini anlattı.
Şimdi gelişmeleri Aynur hanımın ağzından anlatalım:
“ Bayındır Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan eşim ile hiç görüşemedik. Oksijen takviyesi ve özel beslenme ile bilinci kapalı olan Halit yaklaşık bir ay sonra servise çıkarılmak istendi. Ama normal servise çıkarmadan önce bizden bir belge imzalamamızı istediler. Biz bu belgeyi imzalamadan önce normal serviste 5 gün kalacağını belirttiler o yüzden biz bu belgeyi imzalamak zorunda kaldık fakat 8 aydır halen hastamız tedavisi tamamlanıp taburcu edilmedi. Normalde yoğun bakımda da yapılabilecek tedavinin masraflarının tamamı SGK tarafından karşılanırken, normal odaya çıktığında bu masrafların hiç birini SGK ödemiyormuş bunu sonradan öğrendik. Biz 5 gün normal serviste tedavisinin süreceği için günlük 1,200 lira tutan bu masrafı karşılamayı kabullenerek belgeyi imzaladık. Ama şimdi önümüze 8 aylık bir fatura çıkardılar bunu da ödememiz mümkün değil.
Odaya geldiğinde kuyruk sokumunda elma büyüklüğünde morarmış bir ur gördüm. Hemen doktorlara söyledim. Sürekli sırt üstü yatmaktan olurmuş. Plastik Cerrah alacak dediler 10 bin lira istediler. Ödedim ameliyat oldu ve ur alındı. Ancak kısa süre sonra iltihaplanma başladı, mikrop kapmış. Hastanelerde olurmuş ve vücuduna dağılmaya başladı.
Ameliyatı yapan doktor hastaneden ayrıldı ve plastik Cerrah Hacettepe hastanesinden getirildi 5 bin lira da ona ödedim.
3-5 gün içinde taburcu edilerek bakımı evde yapılacak olan eşimi iltihaplanması var gerekçesi ile taburcu etmediler.
Ve bugün tarafıma 180 bin lira fatura çıkarıldı. SGK karşılamıyormuş benim ödemem istendi. Bu yüzden Gazeteciler Cemiyeti'nden yardım kampanyası talebinde bulundum
Hastamın tedavisini bırakıp hastane masraflarını nasıl ödeyeceğim diye kara kara düşünmeye başladım”.
Bakar mısınız bu duruma hani Acil hastalar özel hastanelere para ödemeyeceklerdi?
SGK’ ya da hesap soralım. Yıllarca hastalık primini aldığın ve devlet hastanelerine kabul edilmeyen ve özel Bayındır hastanesi acilinden giriş yapan bilinci kapalı hastanın neden ödemesini üstlenmiyorsunuz?
Gelelim Bayındır Hastanesine. İş Bankası’ nın sahibi olduğu hastanede yaşananlar tipik bakımsızlık nedeniyle ortaya çıkan hastalıklardır. 3-5 gün yatıp çıkacak hastayı bakımsızlıktan muhtaç hale getirmek ve üzerine de 180 bin lira istemek hangi etik kurala sığar?
http://sonsoz.com.tr/details.php?id=10009#prettyPhoto