Tansiyonun yükseldiği programda, Berktay'ın kendisi hakkında gazetelere iftira faksları yolladığı iddiasına da çok sert cevap veren Halaçoğlu "İspat edemezsen namussuzsun, şerefsizsin" diye konuştu.
Y.H: Tarih avukatı olduğum ifade edilmiş. Avukatlıkla tarihçiliği birbirinden ayırt edemeyecek insanlar varsa söyleyebileceğim herhangi bir şey yok. Elifi gören görmeyen bilimadamı olduğunu zannediyor. Herkes kendisinin nasıl doçent olduğunu, hangi branştan doçent olduğunu söylesin. Kendisine çok güveniyorsa sizin Karşıt Görüş programınızda bir araya gelelim.
H.B: Ben vaktim olmadığı için değil Yusuf Halaçoğlu'nun kişisel dürüstlüğüne güvenim olmadığı ve benim hakkımda Ermeni örgütlerinden para aldığım yönünde yalan yanlış, imal edilmiş bir metni çeşitli gazetelere şahsen faksladığını bildiğim için, bu kadar gerçekten uzak, bu kadar samimiyetsiz bir insanla bilim namusum icabı birlikte oturmak zul olduğu için o programa katılmayı reddettim.
Y.H: Peki bunu ispat edemezseniz namussuzluğu siz kabul ediyor musunuz? Namussuzsunuz eğer ispat edemezseniz.
H.B: Ben bunun kesin doğru olduğunu biliyorum. Gazetelere gelen faksı gören çok sayıda gazeteci arkadaşlarım vasıtasıyla biliyorum, Türk Tarih Kurumu'ndan geliyor dediler. Bu araçlara tevessül ettiniz. Irkçılıktan da hayli payını alan bir Türk milliyetçisi olarak konuşuyorsunuz.
Y.H: Tabii ki; Türk milliyetçisiyim, Rum milliyetçisi değilim sizin gibi. Seni kendi seviyeme çıkarmak istemediğim için tabii ki; tartışmam ama hem bilimadamı olduğunuzu söylüyorsunuz hem de söyledikleriniz bilim adamına yakışmıyor. Siz gerçekten bu işi bilmeyen, araştırma yapmasını da bilmeyen, sadece başkasından aldığınız bilgilerle konuşan, bunu da konuşmalarınızla ispat eden nitelikte bir insansınız.
B.P: Sayın Halaçoğlu, sayın Berktay'ın bir iddiası var, gazetelere faks gönderildiği yönünde...
Y.H: İspat edemezse şerefsizdir, madem gazetelere böyle bir şey gönderildiğini öğrendi, bunları mahkemeye verseydi.
H.B: Bence Yusuf Halaçoğlu'nun nerede durduğu, nereden kaonuştuğu, objektif tarihçilik iddialarının esamesinin okunmayacağı zaten şu tavrından ortaya çıkmıştır.
Y.H: Bir bilimadamı başka bir adamının ardından kendisi yokken bu şekilde konuşmaz. Ben sizin programınıza çıktım hiç kimseye hakaret etmedim. Kendisine güveniyorsa, madem ben bu kadar bilgisizim, bu kadar yanlış şeyler söylüyorum, o zaman çıksın belgeyle beni bilim alemine rezil etsin. Eğer bunu yapamayacaksa o zaman hiç konuşmasın. Çok ayıp bir şey yaptığı.
B.P: Gerçekten sadece tarihi konuları tartışmak istemez misiniz?
H.B: Ben bu insanları ciddi ve dürüst bilim insanları olarak görmüyorum. Türkiye'de devri, modası geçmiş ve hükümetin, devletin de modası geçtiğini çok iyi gördüğü 19. yüzyıl tarzı milliyetçi, devletçi tarihçilik vardır. Türkiye'de Ermeni sorununda yaşadığımız sıkıntınız sebebi de ikiyüzlü bu söylemdir. Artık modalarının geçmiş olmasının öfkesini yaşadıklarına tanık oluyoruz.
Meraklısına:
Halil Berktay'ın tarihi nasıl çarpıttığına ve nasıl tarihçi yapıldığına dair merakı olan alt tarafta lingini verdiğimiz siteye girerek bu kişinin nasıl birisi olduğu hakkında geniş bilgiye sahip olabilir.
Ayrıca Fatih Altaylı'nın 31,10.2009 tarihli köşe yazısını bulup okuyarak profesör olmadığı halde kendisinin Prof olduğunu iddia eden bu adamı daha iyi tanır.
Prof olduğuna dair eğer bir kanıtı varsa onuda Yusuf Hallacoğlunun bulunduğu bir programda çıkartıp yüzüne vurbilir.Tabi o belgesi varsa Fatih Altay'lının yazısından sonra onuda o proğrama davet edip rezil edebilir.Yüreği yetiyorsa. Çıkartamıyorsa sahtekarın ta kendisidir.
www.halilberktay.com/