Edelman bu mektubunda, Türkiye’deki Hıristiyanların din ve inanç özgürlüğü olmadığından bahsetmekte, bazı örnek olaylar zikretmekte, nihayet hutbelerde İslam’ın hak din olarak tanımlanmasından duyduğu rahatsızlığı bildirmektedir.

İnanç özgürlüğü Türkiye dahil dünyanın neresinde engellenmeye kalkışılsa biz buna karşı oluruz, başkalarının hak ve hukuklarını savunuruz.

Edelman’ın şikayet ettiği baskılar mutlak surette hükümet tarafından takip edilmeli ve gereken önlemler alınmalıdır.

Ancak, Edelman’ın elçilik görevini yürüttüğü Amerika’dan, bu hakkaniyet dolu tavrı dünyanın her yerine karşı göstermesini,  bombalanan camiler, ayrımcılığa tutulan Müslümanlar konusunda da aktif uyarıcılık görevini yerine getirmesini beklerdik.

Ne yazık ki, özellikle 11 Eylül  kaosundan sonra Amerika dahil dünyanın her yerinde Müslümanlar potansiyel suçlu muamelesine maruz bırakılmakta, insan hakları akla gelmemektedir.

Öte yandan hutbelerde Hak dinin İslam olduğunun söylenmesinden daha tabii ne olabilir?

Acaba Sayın Edelman hangi kilisede bütün dinlere karşı eşitlikçi bir konuşma dinlemiş, Hıristiyanlıkla İslamın ve Yahudiliğin aynı değerde gösterilmesine şahit olmuştur?

İnanç hürriyetinden bahsetmek, hemen peşinden ise Müslümanların inanç alanına müdahale etmeye kalkışmak en hafif deyimiyle tutarsızlıktır.

Sorun Edelman’dan önce, Cumhuriyetin bir bakanına böyle bir mektup sunma cüretini ona veren vurdumduymaz bu hükümettedir.

Edelman’ı Türkiye’yi bu zayıf, kararsız hükümetten ibaret zannetmemesi konusunda uyarıyoruz.