Kart, 8 milletvekili imzalı suç duyurusu dilekçesini, Başsavcılığa vermesinin ardından, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ve diğer yetkililer hakkında rüşvet, irtikap, sahtecilik, dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma iddialarıyla daha önce suç duyurusunda bulunduklarını belirten Kart, "Bugün ise dönemin Kayseri Valisi olan İçişleri Başkanlığı Müsteşarı Osman Güneş hakkında, bu suç ilişkileri ağını mülki idari amiri olarak himaye ettiği, görmezden geldiği, göz yumduğu, üstüne düşen idari ve yasal işlemlerin gereğini yapmadığı, bu suretle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 279, 281 ve 283 maddelerine muhalefet ettiği" gerekçesi ile suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

TCK’nın 251/1. maddesine göre zimmet veya irtikap suçunun işlenmesine kasten göz yumulması halinde, bu kamu görevlilerinin suçu doğrudan işlemiş olan fail gibi sorumluluğu bulunacağını ileri süren Kart, Güneş ile ilgili suç bulgularının soruşturma sonucunda maddi olarak ortaya çıkacağına inandıklarını dile getirdi.

Kart, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığına 13 Ocak 2011’de yaptıkları 29
sayfalık suç duyurusu dilekçesi ve 187 sayfalık dokümanı Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığına da sunduklarını bildirerek, şöyle devam etti:"O dosyalarda suç ilişkileri ağı içinde sayın Cumhurbaşkanı’nın kardeşinin de bir şekilde bulunduğuna dair iddialar ya da bilgiler söz konusuydu. Belgeler içerisinde ayrıca Kayseri Büyükşehir Belediyesi odaklı suç, çıkar ilişkileri ağı içerisinde haksız kazanç sağlayan 15-16 bürokrata yönelik olarak 50 civarındaki taşınmaza ilişkin, tapu kayıt bilgileri vardı. Bu bürokratların maaşları dışında gelirleri yok. Aileden intikal eden mal varlıkları yok. Biz o gün aslında şunu yaptık, Türkiye Cumhuriyeti Savcılık makamının yapması gereken soruşturmayı adeta biz yaptık. Türkiye Cumhuriyeti Savcılığının ilgili makamları dururken, görevlerini reysen yapmaları gerekirken, görevlerini yapmadıkları içindir ki biz Başsavcılığa ilgili savcılığa görevlerini adeta hatırlatmak amacıyla o suç duyurusunu yapmıştık. Bugün yaptığımız suç duyurusu da Kayseri’de yaptığımız suç duyurusunun bağlantısıdır.

Bunun devamında Kayseri’deki soruşturmayı savsaklayan, sürüncemede bırakan, sümenaltı eden ilgili başsavcı vekili hakkında, HSYK’ya suç duyurumuzu yapacağız, bunun devamında yine Kayseri Valisi ile birlikte o soruşturmanın sümenaltı edilmesine yol açan muhakkik Kayseri Vali Yardımcısı hakkında ayrıca suç duyurumuzu yapacağız."

Atilla Kart, tüm bu süreç için İçişleri Bakanlığına da suç duyurusunda bulunacaklarını ifade ederek, "Ama garip olan şudur, İçişleri Bakanlığına yapacağımız suç duyurusunun, yasal ve pratik anlamda hiç bir değerinin olmayacağını çok iyi biliyoruz. Çünkü bu suç ilişkileri ağının organizatörü, himaye edeni hem siyaseten, hem yasal anlamda maalesef doğrudan İçişleri Bakanı’dır, İçişleri Bakanlığıdır. Yani soruşturma mevkisinde olanlar, o
usulsüzlüklerin, yolsuzlukların iddiaların, bir anlamda içindedirler, Türkiye’nin zaten kamu yönetiminde geldiği temel sorun da burada düğümlenmektedir" diye konuştu.

Türkiye’de artık yapılan ihbar ve suç duyurularını denetlemekle görevli olanların, yolsuzluk mekanizmasının içinde olduklarını ileri süren Kart, "O zamanda Kayseri’de olduğu gibi soruşturma sonuçlanmıyor. Ama CHP kararlılığını sürdürecektir" dedi.