Bekir Coşkun/Hürriyet

Abdullah İle Condi

SEVİNMELİSİNİZ.

Dışişleri Bakanı Gül, sütsüz çikolata görünümlü ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’a kısaca "Condi" dediğini açıkladı.

Zaten o da buna "Abdullah" diyormuş.

Ne mutlu...

Bu ilişkilerin iyi olduğunu göstermesi açısından önemli ise, o zaman "Abduş..." diye seslense, demek ki daha da iyi olabilir.

Bu durumda ilişkiler "iyi değil" demek olanaksız.

O zaman diyelim ki şöyle başlıyordur resmi görüşmeler:

"Condi..."

"Oh Abdullah..."

*

AKP’yi destekleyen Müslüman kardeşlerimiz de Çağlayan Meydanı’nda toplanmışlar, tekbir nidaları arasında ABD ve İsrail bayraklarını yakarak Ortadoğu’daki katliamları protesto ediyorlar.

Yer gök inliyor.

"Condi" ile "Abdullah"ın "Stratejik Ortaklık Belgesini" bir-iki gün önce imzaladıklarını herhalde biliyor kızgın Müslüman cemaat.

Filistin’de olanların ABD’nin bilgisi, hatta bir köşesine de "Strateji Ortaklığı Belgesi" iliştirilmiş yeni Ortadoğu haritası dışında kaldığına inanan olabilir mi?

Daha da kısacası:

Türkiye’deki iktidar; Irak ve Filistin’de olanları biliyor, görmemezlikten geliyor, hatta el altından onaylıyor.

*

"Condi" ile "Abdullah"ın samimiyeti elbette öyle küçümsenecek gibi değil, Dışişleri Bakanımız "Abdullah", oturup medyaya bunları gurur duyarak anlattığına göre.

Müslüman kardeşimiz de Çağlayan Meydanı’nda, avazı çıktığı kadar "Kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail" diye bağırıyor, ABD-İsrail bayraklarını yakıyor, tekbir getiriyor.

Ve AKP’yi destekliyor.

Benim gözümde ise bir "vizyon ortaklığı" sahnesi canlanıyor:

Abdullah Gül, Kayseri oyun havası ritminde iki elini yanlara açarak "Condiii..." diye koşuyor... ABD Dışişleri Bakanı sütsüz çikolata da dosyaları masaya bırakıp avuçlarının içini burnunun hizasında birleştirerek minik bir çığlık atıyor:

"Oh Abdullah..."

Çağlayan Meydanı ise bildiğiniz gibi...

İşte bu kadardır bunların aklı...