Dünyanın en ilginç topluluklarından biri olan Pink Martini Avrupa Turnesi kapsamında tekrar Türkiye'de.Hiçbir klişe tanım onların yaptığı müziği ifade etmeye tam olarak yetmiyor; ancak “1930’ların Küba dans orkestrası, bir Brezilya sokak bandosu, klasik bir oda orkestrası veya bir Japon kara sinemasında duyabileceğiniz tınıların kozmopolitan uyumu” demek, tanımlamak için uygun olabilir.Zaten Pink Martini’nin dünya üzerinde edindiği yüz binlerce hayran, bu renkliliğin cevabı....
Kendilerini “dünyanın değişik köşelerinden melodileri ve ritimleri bir araya getirip modern bir formda sunan müzik arkeologları” şeklinde tarif eden topluluğun kurucu üyesi piyanist Thomas M. Lauderdale, “Bir müzik belgeseli hazırlıyor gibiyiz; dünya vatandaşları ve aynı zamanda ABD’nin müzik elçileri olarak, her zaman değişik kültürlerin dillerini, geleneklerini ve tarihlerini bilmek ve etüt etmek zorundayız. ABD’li bir grubuz, ancak zamanımızın büyük bir bölümünü Avrupa’da geçiriyoruz. En büyük amacımız, hangi kültürden olursa olsan dünya üzerinde çok geniş bir dinleyici kitlesine seslenebilmek”, diye ekliyor.
"Hayat bir kabareden ibaretse, Pink Martini bu kabarenin en güzel parçası" - CMJ New Music
Topluluğun büyük ilgi çeken ve dünya çapında 650 bin kopya satan ilk albümü “Sympathique”ten sonra çıkardığı “Hang on Little Tomato”, yine çoğunluğu topluluk üyelerine ait olan ve çok çeşitli esin kaynaklarından beslenen şarkılardan oluşuyor; Life dergisinde 1964’te yayınlanan bir ketçap reklamından, 1950 tarihli İtalyan filmi “Anna”ya kadar çok değişik kaynaklardan beslenen albümde Fransızca, İtalyanca, Japonca, Hırvatça, İspanyolca ve İngilizce parçalar yer alıyor. Birçok Hollywood filmine tema şarkısı yapan grup yeni albümünün şarkılarını dünyada ilk defa Pasion Turca himayesinde gerçekleşen 2003 Türkiye turnelerinde seslendirmişlerdi. Türkiye'yi çok seven grup bir de bu turnede çektirdikleri resimleri yeni albümlerinin kapağına taşıdılar.
Pink Martini, piyanist Thomas M. Lauderdale tarafından sivil toplum örgütlerinin gösterilerinde dinleti vermek üzere 1994’te Portland, Oregon’da kuruldu. Avrupa’daki ilk performansını Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren ve ardından Fransa, İspanya, Portekiz, Belçika, İsviçre, Yunanistan, Türkiye, Lübnan, Tayvan ve ABD’yi kapsayan geniş bir turneye çıkan orkestra, seçkin festival salonlarından, sigara dumanlı barlara kadar çok çeşitli yerlerde çaldı. Los Angeles, Oregon, Seattle, New Jersey, San Antonio ve Kansas City senfoni orkestralarıyla birlikte konserler de veren topluluk, 2003 yılında Frank Gehry’nin mimari şaheseri Los Angeles Filarmoni’nin yeni evi Walt Disney Konser Salonu’nun açılışını yaptı.“Je ne veux pas travailler…” nakaratıyla akıllara kazınan Sympathique şarkısı ve aynı isimli albüm grubun ününü Avrupa’da yaymaya devam ediyor. Sympathique, yakaladığı satış rakamlarıyla Fransa'da "Platin" albüm ile ödüllendirilirken, grup ülkenin en prestijli müzik ödüllerinden "Victoires de la Musique" için "yılın şarkısı" ve "en iyi çıkış yapan sanatçı" dallarında aday gösterilmişti.
Albüm ve müthiş 45'lik tüm dünyada 1 milyonu aşan bir satış rakamına ulaştı.Son albümündeki parçaları “Lilly” Avrupa Radyolarının gözdesi...Grubun her iki albümü Türkiye'de de aylardır en çok satanlar listesinde ilk sıralarda...Pink Martini şimdi dinleyicileriyle ,sahnede tekrar buluşuyor. Pink Martini, Pasion Turca himayesinde, 23-24 Ekim'de Ankara'da tekrar konuğumuz oluyor.
BILETLER BILETIX'de http://www.biletix.com/live/wtsevent.php?Eventcd=FPMA1
MEB Şura Salonu- Muammer Yaşar Bostancı Cad. Milli Eğitim Bakanlığı K Blok Beşevler Ankara
23 Ekim Pazar 21:00 - 24 Ekim Pazartesi 21:00