28 Şubat'ın yıldönümünde CNNTÜRK'te 'Ankara Kulisi'ne konuk olan Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Gazeteci Nur Batur, Murat Yetkin ve Fikret Bila'nın sorularını yanıtladı. Demirel, 28 Şubat'ı 'devletin kendisini koruması' olarak niteledi. Gazetecilerin "12 Eylül 1980 darbesi ile 27 Mayıs 1961 ihtilalinin 28 Şubat'tan farkı neydi" sorusuna Demirel şu fıkrayla yanıtladı:

Adamın birinin evinde fare varmış. Fareyi yoketmek için çare aramış. Birisi problemi çözeceğini iddia ederek ev sahibinin evi boşaltmasını istemiş. Adam bir süre sonra eve döndüğünde her tarafın kül olduğunu görmüş. Durumu arkadaşına sorduğunda, "Ev yandı ama farelerde yandı!" cevabını almış.

Demirel, 12 Eylül ve 27 Mayıs darbelerinde evin yandığını dile getirerek 28 Şubat'ın farklı algılanmasını istedi.

ERDOĞAN FENA BUNALDI

Erdoğan'ın bir çiftçiyle yaşadığı tartışmayı 'bunalmış görünüyor' diye niteleyen Demirel konşumasını şöyle sürdürdü: Hükümetler üçüncü yılın sonunda bunalınlar. Sağa sola laf atmaya başlarlar. Gerek Başbakan'ın gerek Dışişleri Bakanı'nın bu sözleri bunalmışlığı gösteriyor.

CUMHURBAŞKANI HALK SEÇSİN

Cumhurbaşkanlığı konusuna da değinen Demirel, halka hitap ederek, "Sandık en büyük nimetinizdir. Bu sandığı gidin. Eğer sandığa gitmezseniz başka ülkelerde büyük mücadeleler sonucunda elde edilen demokratik nimetlerden yararlanmıyorsunuz, tepiyorsun demektir. Bu demokrasiyi kullanın. Cumhurbaşkanlığı makamı da sizindir, Meclis de sizindir, hükümet de sizindir. Birçoğunuz sandık başına gitmiyor. Ondan sonra demagojilere kanmayın.

Bugün Türkiye'nin devlet reformuna ihtiyacı var. Cumhurbaşkanını halk seçsin. Her dört kişiden üç kişinin hükümeti temsil etmediği bir ortamda, hükümetin seçtiği Cumhurbaşkanı adil olur mu? Siyasi partiler neden bu işe sahip çıkmıyor anlamak mümkün değil.