Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, daha önce el koyduğu ancak, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen Göltaş Çimento’ya bir kez daha el koydu.
Türkiye bugün, 11. Cumhurbaşkanı'nı seçerek Çankaya'ya gönderdi. Çankaya'nın eski sakinlerinden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, Köşk'ün yeni sakininden çok, kardeşinin artık "mendil kapmaca" oyununa dönen TMSF ile mücadelesiyle ilgiliydi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, daha önce el koyduğu ancak, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen Göltaş Çimento’ya bir kez daha el koydu. TMSF Kurulu, kararında el koyma gerekçesi olarak ellerinde yeni bilgi ve belgeler bulunmasını gösterdi. Bu gerekçe ile yarın Şevket Demirel’e devretmesi gereken Göltaş, yine TMSF’nin elinde kaldı. Böylece yeni bir hukuki süreç daha başlamış oldu.
Danıştay, Göltaş Çimento’ya el konulması kararının yürütmesini durdurmuş, Fon ise bu karara itiraz etmişti.
Danıştay 13’üncü Dairesi’ne 8 Ağustos’ta yeni belgelerle birlikte dilekçesini veren TMSF yetkilileri, Fon’un yönetim ve denetimini devraldığı 9 şirket için yürütmenin durdurulmasına dayanak olan koşulların neler olduğuna ilişkin bir gerekçenin ileri sürülmediğini bildirmişti.
Yürütmeyi durdurma kararı için hukuka aykırılık ve geri dönülmesi imkansız zararlar oluşması gibi şartların gerektiğini belirten TMSF, 13’üncü Daire'nin Anayasa hükmüne de aykırı davrandığını ileri sürmüştü.
NESLİHAN DEMİREL NE DEDİ?
Gazeteport'a tekrar el koyma işlemi hakkında konuşan Neslihan Demirel ise şunları söyledi:
"İnanılması çok güç olaylar yaşanıyor. Bu ülke bir hukuk devleti değil mi? Yarın şirketi bize teslim etmeleri gerekiyordu. Ama tekrar el koyacak yeni bir karar aldılar. Gerekçeyi dikkatinize sunmak istiyorum. Yargının verdiği nihai karara itiraz ettiler. Ne zaman? 17 Temmuz günü. 23 Temmuz günü ise mahkeme TMSF'nin başvurusunu kabul etmedi ve "şirketi sahiplerine teslim edin" dedi. Aynı gün, toplanan Fon Kurulu, "yeni belgeler bulduk" diyerek tekrar el koyma kararı aldı. Şirket 2 yıldır ellerinde. 2 yıldır bulamadıkları şeyi bir günde mi buldular? Ayrıca soruyorum, 17 Temmuz Günü yargıya yaptıkları itirazda yeni belgeleri neden vermediler mahkemeye? Çünkü böyle bir belge yok. Olamaz da zaten. İyisi mi, yeni bir yasa çıkarsınlar ve desinler ki, 'TMSF'nin kararları yargı denetimine açık değil.' Olsun bitsin..."
HUKUKİ SÜREÇ
TMSF ile Demirel arasında hukuki sürecin kökeni ise 2005 yılına dayanıyor. TMSF, Egebank’tan şirketlere kaynak aktarıldığı gerekçesiyle 2005 yılında Egebank'ın sahibi Murat Demirel'in banka ve şirketlerine ortak olduğu gerekçesiyle Demirel’lerin 9 şirketine el koydu. TMSF ayrıca Şevket Demirel ve Neslihan Demirel de dahil ortakları Egebank’ın 259 trilyonluk zararından sorumlu tuttu. Demirel'ler tarafından geçen yıl yürütmenin durdurulmasına karşı açılan dava iki kez reddedilmişti. Çeşitli mahkemelerde açılan davalar sonunda Demirel ailesinin başvurduğu Danıştay 13’üncü Dairesi TMSF’nin el koyma kararında yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Kararın ardından TMSF, alacakların tahsil edilmesi adına, şirkete haciz gönderdi.
Ancak, TMSF yönetiminde olan şirket yönetimi, bu işlemin şirketin faaliyetlerini etkilemeyeceği yönünde açıklama yaptı. Göltaş'tan Borsaya yapılan açıklamada, daha önce TMSF Tahsilat Daire Başkanlığı'nın şirkete gönderdiği ödemeye çağrı yazılarında, gecikme zammı ile birlikte 58 milyon 948 bin 646,65 YTL'ye baliğ olduğu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca ödenmesi talep edilen tutarın, şirkete yeni bir tebligat yapılmaksızın banka hesaplarına haciz yoluyla TMSF tarafından tahsil edildiğinin öğrenildiği bildirildi. Açıklamada, ''Tahsil edilen tutar, şirketimizin atıl fonlarını azaltma dışında şirket faaliyetleri ve mali yapısı üzerinde şimdilik doğrudan bir etki yaratmamakta olup şirketimiz olağan faaliyetlerini sürdürmektedir'' denildi.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, halefinin seçildiği gün, kardeşinin şirketine üzüldü. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, daha önce el koyduğu ancak, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen Göltaş Çimento’ya bir kez daha el koydu.
Türkiye bugün, 11. Cumhurbaşkanı'nı seçerek Çankaya'ya gönderdi. Çankaya'nın eski sakinlerinden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, Köşk'ün yeni sakininden çok, kardeşinin artık "mendil kapmaca" oyununa dönen TMSF ile mücadelesiyle ilgiliydi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, daha önce el koyduğu ancak, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen Göltaş Çimento’ya bir kez daha el koydu. TMSF Kurulu, kararında el koyma gerekçesi olarak ellerinde yeni bilgi ve belgeler bulunmasını gösterdi. Bu gerekçe ile yarın Şevket Demirel’e devretmesi gereken Göltaş, yine TMSF’nin elinde kaldı. Böylece yeni bir hukuki süreç daha başlamış oldu.
Danıştay, Göltaş Çimento’ya el konulması kararının yürütmesini durdurmuş, Fon ise bu karara itiraz etmişti.
Danıştay 13’üncü Dairesi’ne 8 Ağustos’ta yeni belgelerle birlikte dilekçesini veren TMSF yetkilileri, Fon’un yönetim ve denetimini devraldığı 9 şirket için yürütmenin durdurulmasına dayanak olan koşulların neler olduğuna ilişkin bir gerekçenin ileri sürülmediğini bildirmişti.
Yürütmeyi durdurma kararı için hukuka aykırılık ve geri dönülmesi imkansız zararlar oluşması gibi şartların gerektiğini belirten TMSF, 13’üncü Daire'nin Anayasa hükmüne de aykırı davrandığını ileri sürmüştü.
NESLİHAN DEMİREL NE DEDİ?
Gazeteport'a tekrar el koyma işlemi hakkında konuşan Neslihan Demirel ise şunları söyledi:
"İnanılması çok güç olaylar yaşanıyor. Bu ülke bir hukuk devleti değil mi? Yarın şirketi bize teslim etmeleri gerekiyordu. Ama tekrar el koyacak yeni bir karar aldılar. Gerekçeyi dikkatinize sunmak istiyorum. Yargının verdiği nihai karara itiraz ettiler. Ne zaman? 17 Temmuz günü. 23 Temmuz günü ise mahkeme TMSF'nin başvurusunu kabul etmedi ve "şirketi sahiplerine teslim edin" dedi. Aynı gün, toplanan Fon Kurulu, "yeni belgeler bulduk" diyerek tekrar el koyma kararı aldı. Şirket 2 yıldır ellerinde. 2 yıldır bulamadıkları şeyi bir günde mi buldular? Ayrıca soruyorum, 17 Temmuz Günü yargıya yaptıkları itirazda yeni belgeleri neden vermediler mahkemeye? Çünkü böyle bir belge yok. Olamaz da zaten. İyisi mi, yeni bir yasa çıkarsınlar ve desinler ki, 'TMSF'nin kararları yargı denetimine açık değil.' Olsun bitsin..."
HUKUKİ SÜREÇ
TMSF ile Demirel arasında hukuki sürecin kökeni ise 2005 yılına dayanıyor. TMSF, Egebank’tan şirketlere kaynak aktarıldığı gerekçesiyle 2005 yılında Egebank'ın sahibi Murat Demirel'in banka ve şirketlerine ortak olduğu gerekçesiyle Demirel’lerin 9 şirketine el koydu. TMSF ayrıca Şevket Demirel ve Neslihan Demirel de dahil ortakları Egebank’ın 259 trilyonluk zararından sorumlu tuttu. Demirel'ler tarafından geçen yıl yürütmenin durdurulmasına karşı açılan dava iki kez reddedilmişti. Çeşitli mahkemelerde açılan davalar sonunda Demirel ailesinin başvurduğu Danıştay 13’üncü Dairesi TMSF’nin el koyma kararında yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Kararın ardından TMSF, alacakların tahsil edilmesi adına, şirkete haciz gönderdi.
Ancak, TMSF yönetiminde olan şirket yönetimi, bu işlemin şirketin faaliyetlerini etkilemeyeceği yönünde açıklama yaptı. Göltaş'tan Borsaya yapılan açıklamada, daha önce TMSF Tahsilat Daire Başkanlığı'nın şirkete gönderdiği ödemeye çağrı yazılarında, gecikme zammı ile birlikte 58 milyon 948 bin 646,65 YTL'ye baliğ olduğu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca ödenmesi talep edilen tutarın, şirkete yeni bir tebligat yapılmaksızın banka hesaplarına haciz yoluyla TMSF tarafından tahsil edildiğinin öğrenildiği bildirildi. Açıklamada, ''Tahsil edilen tutar, şirketimizin atıl fonlarını azaltma dışında şirket faaliyetleri ve mali yapısı üzerinde şimdilik doğrudan bir etki yaratmamakta olup şirketimiz olağan faaliyetlerini sürdürmektedir'' denildi.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, halefinin seçildiği gün, kardeşinin şirketine üzüldü. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, daha önce el koyduğu ancak, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen Göltaş Çimento’ya bir kez daha el koydu.
Türkiye bugün, 11. Cumhurbaşkanı'nı seçerek Çankaya'ya gönderdi. Çankaya'nın eski sakinlerinden 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise, Köşk'ün yeni sakininden çok, kardeşinin artık "mendil kapmaca" oyununa dönen TMSF ile mücadelesiyle ilgiliydi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, daha önce el koyduğu ancak, Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen Göltaş Çimento’ya bir kez daha el koydu. TMSF Kurulu, kararında el koyma gerekçesi olarak ellerinde yeni bilgi ve belgeler bulunmasını gösterdi. Bu gerekçe ile yarın Şevket Demirel’e devretmesi gereken Göltaş, yine TMSF’nin elinde kaldı. Böylece yeni bir hukuki süreç daha başlamış oldu.
Danıştay, Göltaş Çimento’ya el konulması kararının yürütmesini durdurmuş, Fon ise bu karara itiraz etmişti.
Danıştay 13’üncü Dairesi’ne 8 Ağustos’ta yeni belgelerle birlikte dilekçesini veren TMSF yetkilileri, Fon’un yönetim ve denetimini devraldığı 9 şirket için yürütmenin durdurulmasına dayanak olan koşulların neler olduğuna ilişkin bir gerekçenin ileri sürülmediğini bildirmişti.
Yürütmeyi durdurma kararı için hukuka aykırılık ve geri dönülmesi imkansız zararlar oluşması gibi şartların gerektiğini belirten TMSF, 13’üncü Daire'nin Anayasa hükmüne de aykırı davrandığını ileri sürmüştü.
NESLİHAN DEMİREL NE DEDİ?
Gazeteport'a tekrar el koyma işlemi hakkında konuşan Neslihan Demirel ise şunları söyledi:
"İnanılması çok güç olaylar yaşanıyor. Bu ülke bir hukuk devleti değil mi? Yarın şirketi bize teslim etmeleri gerekiyordu. Ama tekrar el koyacak yeni bir karar aldılar. Gerekçeyi dikkatinize sunmak istiyorum. Yargının verdiği nihai karara itiraz ettiler. Ne zaman? 17 Temmuz günü. 23 Temmuz günü ise mahkeme TMSF'nin başvurusunu kabul etmedi ve "şirketi sahiplerine teslim edin" dedi. Aynı gün, toplanan Fon Kurulu, "yeni belgeler bulduk" diyerek tekrar el koyma kararı aldı. Şirket 2 yıldır ellerinde. 2 yıldır bulamadıkları şeyi bir günde mi buldular? Ayrıca soruyorum, 17 Temmuz Günü yargıya yaptıkları itirazda yeni belgeleri neden vermediler mahkemeye? Çünkü böyle bir belge yok. Olamaz da zaten. İyisi mi, yeni bir yasa çıkarsınlar ve desinler ki, 'TMSF'nin kararları yargı denetimine açık değil.' Olsun bitsin..."
HUKUKİ SÜREÇ
TMSF ile Demirel arasında hukuki sürecin kökeni ise 2005 yılına dayanıyor. TMSF, Egebank’tan şirketlere kaynak aktarıldığı gerekçesiyle 2005 yılında Egebank'ın sahibi Murat Demirel'in banka ve şirketlerine ortak olduğu gerekçesiyle Demirel’lerin 9 şirketine el koydu. TMSF ayrıca Şevket Demirel ve Neslihan Demirel de dahil ortakları Egebank’ın 259 trilyonluk zararından sorumlu tuttu. Demirel'ler tarafından geçen yıl yürütmenin durdurulmasına karşı açılan dava iki kez reddedilmişti. Çeşitli mahkemelerde açılan davalar sonunda Demirel ailesinin başvurduğu Danıştay 13’üncü Dairesi TMSF’nin el koyma kararında yürütmenin durdurulmasına karar verdi. Kararın ardından TMSF, alacakların tahsil edilmesi adına, şirkete haciz gönderdi.
Ancak, TMSF yönetiminde olan şirket yönetimi, bu işlemin şirketin faaliyetlerini etkilemeyeceği yönünde açıklama yaptı. Göltaş'tan Borsaya yapılan açıklamada, daha önce TMSF Tahsilat Daire Başkanlığı'nın şirkete gönderdiği ödemeye çağrı yazılarında, gecikme zammı ile birlikte 58 milyon 948 bin 646,65 YTL'ye baliğ olduğu ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca ödenmesi talep edilen tutarın, şirkete yeni bir tebligat yapılmaksızın banka hesaplarına haciz yoluyla TMSF tarafından tahsil edildiğinin öğrenildiği bildirildi. Açıklamada, ''Tahsil edilen tutar, şirketimizin atıl fonlarını azaltma dışında şirket faaliyetleri ve mali yapısı üzerinde şimdilik doğrudan bir etki yaratmamakta olup şirketimiz olağan faaliyetlerini sürdürmektedir'' denildi.