Euronun dolar karşısında hızlı bir yükselişle 1.35 seviyesine kadar gelmesi, bu noktada müdahale bekleyen yatırımcıların portföylerinde doların ağırlığını artırmalarına neden oluyor. 1.3350 seviyesinde bulunan euro - dolar paritesi dolara gelen alımlarla 1.3270 kadar seviyesine kadar geriledi. Özellikle daha düşük seviyelerden euro alımı yapan yatırımcıların kâr realizasyonu amacıyla euro satıp dolar aldıkları gözleniyor. Fakat ABD'de açıklanan haftalık işsizlik başvurularının 357 bin gibi bir rakamla beklentilerin üzerine çıkması ABD Merkez Bankası'nın (FED) 14 Aralık'ta yapacağı toplantısında faizi 50 baz puan değil, 25 baz puan artırması ihtimalini kuvvetlenlendirdi.
FED'in dolara müdahale yönünde herhangi bir söylemi bulunmuyor. FED'in kısa vadeli faizleri agresif bir şekilde artırması için ekonomik dataların hızlı bir şekilde yükselmesi gerekiyordu. Beklendiği gibi 25 baz puanlık bir artırım olması durumunda uluslararası yatırımcılar için dolar yine çok cazip bir enstrüman olmayacak. Japonya ve AB ülkelerinin zayıf dolardan rahatsız olduklarını söylemelerine karşın bunun söylem düzeyinde kalması da şimdilik paritede trendin değişemeyeceğini gösteriyor.

Kur yurtiçinde de yabancı alımlarıyla desteklenince bir ara 1.440.000 seviyesine kadar çıktı. 17 Aralık yaklaşırken AB tarafından Kıbrıs, alternatif üyelik gibi şartların öne sürülmesi piyasada tedirginliği artırıyor. Bono tarafında yoğun satış yapan yabancıların dolar alarak pozisyonlarını kapatmaları kuru 20 bin lira birden yükseltti.

Öte yandan, 17 Aralık'ta olası bir sürprizle karşılaşmak istemeyen yabancıların bonoda pozisyonlarını kapattıkları görülüyor. Gösterge bono 24 Mayıs kâğıdının faizi hafta başından bu yana yaklaşık bir puanlık yükseliş kaydetti.
Bono faizi gün içinde 24.2 seviyesine kadar çıktıktan sonra gelen tepki alımlarının da desteğiyle 23.8 seviyesinde günü tamamladı. Piyasalarda yaşadığımız son iki gün gösterdi ki; 17 Aralık'a kadar devam edecek olan AB - Türkiye pazarlık süreci oldukça çetin geçecek ve yapılacak olası açıklamalar piyasalarda dalgalanmalar yaratacak.
Dolayısıyla, AB'nin Türkiye'nin kabul edebileceği şartlarla örülmüş bir yeşil ışık yakmasını bekleyen yatırımcıların ani pozisyon değişikliklerine gitmesi durumunda zarar etmesi büyük bir olasılık.