Erzurum’da düzenlenen DSP Doğu Anadolu Bölge Örgüt Toplantısı’nda konuşan Sezer, Başbakan’ın dün akşamki Ulusa Sesleniş konuşmasında pembe tablolar çizdiğini belirtti ve Başbakan’a en iyi cevabı dün Türkiye İşçi Emeklileri Cemiyeti’nin Genel Başkanı Kazım Ergün’ün “Emekli, ortalama 530 YTL aylıkla inim inim inliyor” diyerek verdiğini söyledi. Başbakan’ın “Vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceğim” diye söz verdiğini anımsatan Sezer, buna rağmen SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin 2006 yılının ilk 6 aylık dönemine ilişkin enflasyon farkının ödenmediğini kaydetti ve Başbakan’a seslenerek, “Emekliler arasında ayrımcılık yaptın. Bu emekli, bu vatandaş sana nasıl inansın” diye konuştu. Başbakan’ın, 4 yıldır çalışanlara ve emeklilere “refah payı” verilmesi uygulamasını kaldırdığını söyleyen Sezer “Refah payı bir yana artık enflasyon kadar bile zam vermiyorlar” dedi.
“Bunlar iki türlü sömürü düzeni kurdular: Birincisi, inanç sömürüsü; ikincisi ise ülkenin kaynaklarının sömürülmesi ve dış sermayeye sömürtülmesidir” diyen Sezer, vatandaşların dinî duygularının siyasete, ticarete alet edildiğini ifade etti ve bunun açığa çıkan son örneğinin “Yimpaş faciası” olduğunu söyledi. Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa’da olsun Anadolu’da olsun yüz binlerce vatandaşımızın, inançları istismar edilerek ellerinden paraları toplandı ve batırıldı. Bu paraların kimlerin şahsi hesaplarına, hangi siyasî çalışmalara gittiği bugün bir bir ortaya çıkıyor. Vatandaşlar feryat ediyor; ama Başbakan kılını kıpırdatmıyor”.
Ülkenin stratejik ve kârlı kuruluşlarının özelleştirme adı altında peşkeş çekildiğini, tarım topraklarının bile yabancılara satıldığını anlatan Sezer, “Her ilde, her ilçede Ali Dibo düzeni kurdular. Kentler AKP yandaşlarının rant kapısı oldu” diye konuştu.
Sezer, sözlerine şöyle devam etti:
“En büyük soygun, en büyük sömürü faizden kaynaklanıyor. Enflasyonda hedef bu yıl yüzde 5, gelecek yıl yüzde 4. Ama, borçlanma faizi yüzde 22-23. Bu, dünyanın en yüksek faizi. Sıcak para bu faize geliyor; birikimlerimizi alıp gidiyor.”
Merkez Bankası Başkanı’nın “2007’de faiz indirimi yok”, “Enflasyon hedefi tutmayacak” dediğini belirten Sezer, “Ey Başbakan! Hani, ekonomide her şey güllük gülistanlıktı?” diye sordu.
BAŞBAKAN! ÇOK GEÇ KALDIN
Kıbrıs konusunda Başbakan’ın “Bizden artı bir şey isteyemezler” dediğini anımsatan Sezer, “Sayın Başbakan! Çok geç kaldın. Bunları 17 Aralık 2004 Zirve Kararları’na, Müzakere Çerçeve Belgesi’ne boyun eğmeden; Gümrük Birliği Ek Protokolü’nü imzalamadan önce söylemen gerekirdi” diye konuştu.
Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Buradan, hükümeti uyarıyorum, Millete başka türlü söyleyip, başka şeyler yapmayın. Bundan sonra Kıbrıs konusunda atacağınız her yanlış adım “ihanet”le eşdeğer olacaktır.
AKP’nin teslimiyetçi, ödün verici politikalarının sonucunu bugün gelinen noktada çok acı bir şekilde görüyor ve yaşıyoruz. Bir yandan Kıbrıs büyük tehdit altında, öte yandan Türkiye’nin bölünmesi, parçalanması Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen toplantılarda tartışma konusu yapılıyor. Sözde Ermeni Soykırımı iddialarıyla Türkiye Avrupa’dan dışlanmaya çalışılıyor. Talabaniler ve Barzaniler bize ders vermeye kalkıyor. Türkiye “şamar oğlanı” değil. Bunun hesabını AKP’den ve bu Başbakan’dan sormayacak mıyız?”
Bugün, özel sektörün yeterince kârlı bulmadığı için Doğu ve Güneydoğu’ya yatırım yapmadığını belirten Sezer, hükümetin de “Bu çağda devlet yatırım yapar mı?” anlayışıyla yatırım yapmadığı gibi, mevcut kamu yatırımlarını sattığını kaydetti ve “Oysa bölgenin kalkınması için özel sektörün gitmediği yere yatırım yapmak devletin görevi olmalıdır. DSP, bunda kararlıdır” diye konuştu.