Bazı basın yayın organlarında DYP’li muhaliflerin Sayın Tansu Çiller’in genel başkan olması gerektiği yolundaki beyanlarına ve çağrılarına rastlanmaktadır.
Bu tür haberlerin basın yayın organlarında yer alması kadar, bu manada sözler söylemesini, ülkemizin ve partimizin demokratik geleneği açısından üzücü bulmakta, bu partinin genel başkanlığını yapmış Sayın Çiller’e karşı da bir saygısızlık olarak görmekteyiz.
Partilerin genel başkanlarının ve yetkili kurullarının hangi yöntemlerle seçildiği konusu yasalar kadar parti tüzüklerinde de açıkça bellidir.
Niyet, heves, arzu her ne olursa olsun hiç kimse kendisini yasaların üzerinde göremez, kadrolara kimlerin gelmesi gerektiği hususunda keyfince söz etme cüretinde bulunamaz.
Bu tür değerlendirmeler, seçimlerin asıl sahibi delegelerimizin iradelerine karşı saygısızlık olurken, bunlara aracılık edilmesini de demokrasiye katkı saymak mümkün değildir.
Demokratik yol ve yöntemlerle siyasette yer bulamamış, sürekli birilerinin gölgesinde var olmaya çalışmış bazı siyaset bezirgânlarının kendilerine makam, mevkii bulabilmek amacıyla 3 Kasım 2002 öncesinde kalmış eski siyaset anlayışından medet ummaları hoşgörüyle karşılanamaz.
Haberlerde kullanılan “DYP’li muhalifler” sözü ise doğru değildir.
Çünkü DYP’li olmak demek bir zamanlar bu partide bulunmaktan öte en temelde demokratik ilkelere ve kurumlara sahip çıkmak demektir.
Halkın özgür iradesini siyasete taşımış bu hareketin hiçbir ferdi sahip olduğumuz misyona aykırı şekilde davranamaz, demokrasiyi heveslerine kurban etmeye kalkışamaz.
Demokrasi herkese lazımdır, en çok da kendisine muhalefet sıfatını layık görenlere lazımdır.
Partimizin kapısı demokrasiyi sindirmiş herkese açıktır, fakat daha elinde güç yokken demokrasiyi rafa kaldırmaya kalkışanlara bu kapı hiçbir zaman açılmayacaktır.