Türkiye tarihi bir seçimin arifesine girdi. Her siyasi partiye eşit mesafedeyim, milletin tarafındayım.

Ben milletimin tarafındayım. Birileri bazı yanlışlar yapıyorsa, yanlışlar söylüyorsa o zaman bu yanlışları düzeltmek benim görevimdir. Ben şu andaki iktidar partinin kurucu genel başkanıyım. Bu partinin 3 dönem milletvekili, Başbakan olarak 12 yıl ülkeme hizmet verdim. Ardından milletim bu makama bizleri görevlendirdi.

Eğer bizim geçmişimizle alakalı bazı yanlış ifadeler kullanıyorsa bunları düzelmek benim görevimdir.

Dün ana muhalefetin genel başkanı, paralel yapının gazetesinin yazarlarıyla bir sohbet yapmış. (Yuhlamalar üzerine Erdoğan "Bu yuhları sandığa gömerseniz çok iyi olur" dedi)  Bu sohbette ne diyor biliyor musunuz? "Şu anda tek parti devlet var" diyor, ne söylediğini kulağı duymuyor.

(Kılıçdaroğlu) Biz, nezaketimizden ona genel başkan dedik, diyoruz ama o bu makama geldikten sonra. Daha önce ben, buna biliyorsunuz hep genel müdür derdim. Çünkü genel müdürlükten terfi edemedi. Kendisi milletin gözünde ömrünün sonuna kadar SSK baktıran, SSK'daki rezil yönetimiyle millete hayatı zehir eden, kasetle koltuğa oturan genel müdür olarak kalacak.

Tek parti dönemini örnek verirken, şu anki durumun o dönemden daha kötü olduğunu iddia ediyor.  Bu millet Türkiye'nin bugünkü durumunun 1930'ların 1940'ların tek parti döneminden daha kötü olduğunu söyleyen adamın aklından şüphe eder. O zaman sen niye varsın? Sen nasıl bir muhalefetsin?

Mısır'da Mursi'nin idam kararlarıyla ilgili açıklamalarım oldu. Bu açıklamalar üzerine beyefendiler rahatsız olmuşlar. Orada ima yollu olarak "Şok karar. Mısır'da milletinin yüzde 52 oyunu almış olan Mursi'ye idam kararı" yazıyor. Sosyal medyada ciddi bir yüklenme başlıyor. Hemen bunu yayından kaldırıyorlar. Tabi ben bunu meydanlarda söyledim.

"MİLLETİN VERDİĞİ OYA SAYGIN YOK"

Şimdi ey Doğan, niye rahatsız oldun? Sen değil misin '411 el kaosa kalktı'? Sen değil misin benim seçilme hakkım elimden alındığı zaman 'muhtar bile olamaz' diye başlık atan? Bütün köşe yazarlarınla bize saldırdığın o günleri unutacağımızı mı zannediyorsun? Cumhurbaşkanı oldum, yine aynı şekilde devam ediyorsun. Milletin verdiği oya saygın yok.

"İLK KEZ AÇIKLIYORUM..."

Bak Doğan, ben sana şunu söyleyeyim. Bana gelip, şu anda ekranları başında bizi izleyenler, tüm milletime bunu anlatıyorum. Bugüne kadar hiçbir yerde söylemedim, bundan sonra söyleyeceğim. Bu, çok hassas bir konu. Bana gelip sizin döneminizde '1'e 5 kazandım' diyen sen değil misin? Bana gelip, İstanbul Conrad Otel'de, aynen şu ifadeler: 'Ben, Sayın Demirel'le de çalıştım. Ben, Tansu Hanım'la da çalıştım. Özal'la da çalıştım. Sayın Özal, medyayla da olmaz, onsuz olmaz, bana bunu söyledi. Tansu Hanım, zaten bizlerle baş edemedi.' Bunları anlatınca ben, kendisine o zaman şunu söyledim: 'Aydın Bey, ben doğma büyüme Kasımpaşalıyım. Şunu bilmeni isterim. Bizim Rabbimize verilecek bir borcumuz var, can borcumuz. Onun vakti saati, onda bellidir ama şunu bilmeni isterim. Hakkın olanı her zaman alırsın ama hakkın olmayanı bizden öncekilerden aldığın gibi bizden alamazsın. Bunu bilmen lazım.' Ben, bunu söyledim.

Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık, bunu bil. Bu millet artık eski Türkiye'ye izin vermez, o bitti.