Erdoğan, İstanbul Bağcılar’daki Medipol Mega Hastaneler Kompleksi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, açılışını yaptığı hastanenin hayırlı olmasın temennisinde bulundu. Yatırım tutarı 150 milyon doları buluna sağlık tesisinin, Türkiye’ye kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik eden Başbakan Erdoğan, kompleksin 470 yatağı, 246 poliklinik odası ve diğer pek çok özelliği ile Türkiye’de sağlık alanında standartları oldukça yükseğe taşıdığını kaydetti. Hastanenin 2.5 yılda tamamlandığını ve helikopter pistinin de bulunduğunu belirten Erdoğan, acil vakalarda helikopterlerin, hastalara o halini hissettirmeyecek donanıma sahip olduğunu açıkladı.

-VATANDAŞA SAĞLIK HİZMETİ ARTIRILDI-

Türkiye’nin sağlık alanında giderek daha iddialı bir hale geldiğini söyleyen Erdoğan, ülkede bugün 2 bin 832 ambulansla vatandaşlara hizmet verildiğini, bununla yetinmediklerini, 17 helikopter ambulansla ülkenin dört bir yanında yine vatandaşları hizmet ettiklerini dile getirdi. Bununla da yetinmeyerek üç adet de jet ambulans, dört deniz ambulansı, 224 kar paletli ambulansla ile hizmeti verildiğini ifade eden Erdoğan, “Dağlara tırmanacağız, köpeklerin kızaklarla çektiği değil. Artık bu paletli ambulanslarla… 53 motosikletli acil müdahale ekibi, şu anda milletimize hizmet veriyor” dedi.

-KANUN-İ SULTAN SÜLEYMAN’IN SÖZÜNDEN ÖRNEK VERDİ-

Bunu, nereden nereye gelindiğini göstermek için söylediğini vurgulayan Erdoğan, Kanun-i Sultan Süleyman’ın, “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi’” sözünden bahsederek, “Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Devleti, yok etmeyi bir sağlıklı nefese değişen bir ecdat. Biz oradan geliyoruz. Öyleyse bir sağlıklı nefesin bedeli olamaz. Buna çok dikkat edeceğiz. Önce insan diyeceğiz, önce devlet değil. Ona göre çalışacağız” diye konuştu.

-“SAĞLIK PERSONELİMİZ GÜNEY AMERİKA’DAKİ BİR VATANDAŞIMIZI 20 GÜN TAKİP ETTİ”-

Türkiye’nin sağlık konusunun geldiği noktayı verdiği örnekle anlatmayı sürdüren Erdoğan, geçtiğimiz Haziran ayında Gülsüm Tunç adında bir vatandaşın 112 acil hattını aradığını ve bir yakınının Güney Amerika’da hastaneye kaldırıldığı yönünde bilgi aldıklarını, ancak kendisine ulaşamadıklarını söylediğini belirtti. Türkiye’deki sağlık personelinin konuyu araştırdığını ve vatandaşın Güney Amerika’da bulunduğu hastaneye ulaştığını, doktorlarıyla görüştüğünü söyleyen Erdoğan, “Anlaşılıyor ki vatandaşımız orada bir beyin kanaması geçirmiş, felç olmuş. Acil ameliyata alınmış ve durumu ciddiyetini koruyor. Ülkemizdeki sağlık personeli, vatandaşımızın durumunu 20 gün takip ediyor. Durumu ağırlaşınca, hemen dört uçuş personeli, iki doktor ve bir acil tıp teknisyeninden oluşan ekibimiz, uçakla oraya gidiyor. 36 saat 10 dakika sonra vatandaşımızı alıp Ankara’ya getiriyorlar. 6 haftalık bir tedavi sonunda, kardeşimiz hayati tehlikeyi atlatıyor. Kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir hale geliyor. Türkiye artık böyle bir ülke” dedi.

-“TEDBİRİN ALINMIŞ OLMASI ÖNEMLİ”-

Erdoğan, dünyanın neresinde olursa olsun, vatandaşına sahip çıkın, gerekirse gidip alıp getiren bir ülke yaşanıldığını, eksiklerin de olduğunu, ancak şimdi halkının derdi ile dertlenmeyi dert edinen bir iktidar bulunduğunu söyledi. Erdoğan, açılışını yaptığı hastaneye helikopter pisti yapılmasını önemsediğini vurgulayarak, “Yeni Türkiye’nin ihtiyaçlarına uygun bir düşünce olarak görüyorum. Olur ya, ülkemizin bir diğer köşesinden havaalanı gelir hasta, Oradan arabayla getiremedin, hemen helikopterle getirilebilir. Bunların tedbirinin alınmış olması önemli” ifadelerini kullandı.

-“DEVLET, HALKI ÇİLE ÇEKİYORSA O DA ÇİLE ÇEKECEK”-

İktidara geldiklerinde öncelikli hizmet alanlarını eğitim, sağlık, emniyet ve adalet olarak ifade ettiklerini anımsatan Erdoğan, vatandaşına en kaliteli eğitim, sağlık hizmetini sunamayan bir devletin, görevini hakkıyla yerine getiremiyor demek olduğunu kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Hastane, poliklinik kapısında çile çeken, şifa bulmak için çile çeken ama karşılığını göremeyen ve dertli bir heyeti karşısında göremeyen bir devlet, haklıya dertlenen bir devlet değildir. Devlet, halkı çile çekiyorsa o da çile çekecek… Eğer halkının çilesine ortak olamıyorsa, o devlet de devlet değildir.

-“ABD’Lİ VATANDAŞLAR, ‘SAĞLIK REFORMUNU NASIL YAPTINIZ’ DİYE SORDU”-

Türkiye’deki sağlık reformunun ABD’de dikkat çektiğini söyleyen Erdoğan, bu konuda, şu örneği verdi:
“Çok ilginç. Sultanahmet Camii’nde Cuma namazı kıldık. Namazın akabinde, arka tarafta bir yoğun turist grubu. Görünce el salladılar, yaklaştım yanlarına. Kendilerine nereli olduklarını sordum. ABD’li olduklarını söylediler. Fakat, konuyu biliyorlar. Öğrenmişler. Bana ne deseler beğeniyorsunuz. Dediler ki, ‘Siz bu sağlık reformunu nasıl yaptınız?’ Ben de kendilerine anlattım. O sırada ABD seyahatim var. Onu da öğrenmişler. ‘Şimdi ABD’ye gidiyorsunuz, bunu bir de Obama’ya anlatın’ dediler. Ben de tabi bu olayı, seyahatte Sayın Obama’ya anlattım. O da gülmeye başladı ama kararlıydı. Nitekim biliyorsunuz, zor da olsa sonunda sağlık reformunu, ABD’de gerek kongreden, gerek senatodan geçirdi. Şimdi biz Türkiye’yi aldığımız tablo, geldiğimiz tablo.. Hepsi ortada.”

-“MİLLETİMİZ İSTEDİĞİ HASTANEDEN HİZMETİNİ ALIYOR”-

Erdoğan, sağlık alanında bir yandan sistemi baştan aşağı değiştirirken, diğer yandan yeni hastaneler, yeni sağlık ocakları kurarken, mevcutları da ıslah ettiklerini ve böylelikle altyapıyı güçlendirdiklerini söyledi. Kamu hastanelerini de aynı çatı altında topladıklarını dile getiren Erdoğan, “Bakıyorsunuz Mili Eğitim’in hastanesi, PTT’nin hastanesi, yok SSK ayrı, yok Emekli Sandığı ayrı. Biz ne dedik. Bunları hepsini birleştireceğiz. Ne dediler. Yapamazsınız. Sendikalar karşımıza dikildi. Ben de kendilerine ‘yaparız, hem de bal gibi yaparız’ dedim. Ve yaptık. Ne oldu. Oldu mu. Şu anda milletimize hepsi hizmet veriyor ve milletimiz istediği hastaneden gidip hizmetini alıyor” dedi.

-“DEVLET HASTANELERİNDEKİ BÜTÜN YATAKLAR NİTELİKLİ OLACAK”-

Hastane odalarında artık buzdolabından, televizyonuna varıncaya kadar her şeyin bulunduğunu söyleyen Erdoğan, nitelikli yatak sayısının 6 bin 839’dan 39 bin 515’e ulaştığını açıkladı. Erdoğan, “İnşallah birkaç yıl sonra devlet hastanelerindeki bütün yatakları biz bu hale getirmiş olacağız. Artık ‘şu ilaç yok, bu ilaç yok’ diye bir şey kalmadı” diye açıkladı. Türkiye’de 303 MR cihazı, 4 bin 296 diyaliz cihazı bulunduğunu söyleyen Erdoğan, bunları da artırmanın gayreti içinde olduklarını, bu ihtiyaçları için hiçbir vatandaşın 7, 8 ay sonrasına randevu almayacağını, neredeyse hepsinin yaşadıkları şehirde bu hizmeti alabildiğini bildirdi.

-“9 YILLIK HAYALİMDİ”-

2011 yılında 124 bin vatandaşa evinde sağlık hizmeti sunulduğunu açıklayan Erdoğan, insanların hastane önlerindeki çileye de son verdiklerini, sonuç olarak sağlıkta köklü bir değişim gerçekleştiğini kaydetti. Standartları daha da yükseltmenin çabası içinde olduklarını bildiren Erdoğan, 25 ilde farklı alanlardaki sağlık hizmetinin aynı yapı içinde verildiği yeni bir yapı içine geçileceğin açıklayarak, şöyle devam etti.
“Bu benim aslında 9 yıl önceki hayalimdi. Ancak ne yazık ki hala bunu gerçekleştiremedik. Ama şimdi, adımlarını attık. Bazı Danıştay’da vesaire, engellemeler oluyor. Bunları da aşmak suretiyle, süratle ihalesini yaptığımız bu şehir hastaneleri ile işe başlıyoruz. Bu şehir hastanelerinde artık böyle caddede filan, falan sedye üzerinde taşınan bir hasta görmeyeceksiniz. Hepsi birbirine bağlı dev şehir hastaneleri. Bunlar 750 bin metrekarelik alan, 1 milyon metrekarelik alan, 1.5 milyon metrekarelik bir alan gibi böyle deva bir alanlar üzerinde olacak. Gayet modern bir şekilde, her şeyiyle mücehhez, ileri teknoloji ile mücehhez olan bu hastanelerimiz ile inşallah yatak sayımızı 43 bin 200 adet artırmış olacağız. İnşallah 2023 yılında, diğer bütün alanlarla birlikte, sağlık alanında da hedeflerimize ulaşacağız.”

-“İSTANBUL’A DEV ŞEHİR HASTANELERİ GELİYOR”-

Erdoğan, İstanbul’da Olimpiyat Stadı’nın yanında bir dev şehir hastanesi kurulacağını, aynı şekilde Anadolu Yakası’nda da ikinci şehir hastanesini de Samandıra’daki TSK’ya ait havaalanının olduğu bölgeye kurulacağını, daha sonra üçüncüsünü de planlamanın gayreti içinde olacaklarını bildirdi.

-“DERSHANELER ÖZEL OKULA DÖNÜŞSÜN, ÖĞRENCİ BORÇLU OLMAZ MERAK ETMEYİN”-

Erdoğan, üniversitelerde de vakıf sektörünün olacağını, ancak isterse özel sektörün de üniversite faaliyeti gösterebilecek yasal düzenlemeleri de getireceklerini açıkladı. Özel üniversitelerin sadece vakıf eliyle açılabildiğini hatırlatan Erdoğan, dershaneler konusuna da değindiği konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz, yüksek öğretim reformumuz çerçevesinde, inşallah burayı da ticari amaçlı olarak bu faaliyetleri yürütülebilir hale getireceğiz. Aynı şekilde lise ve üniversite sınavlarına yönelik faaliyet gösteren dershanelerden, şartları uygun olanların şimdiden özel okula dönüşmelerini istiyoruz. Kimse rahatsız olmasın. İster bunu birleşerek yapsınlar, isterse şartları müsait olanlar bunları özel okula dönüştürsünler. Kardeşlerim. Biz Anadolu’yu dolaşıyoruz. Kusura bakmasınlar, biz birileri daha fazla para kazansın diye Anadolu’daki fakir vatandaşımızın daha fazla sömürülmesine göz yumamayız. Bana Anadolu’da şunu soruyar ana-baba. ‘Madem dershaneye çocuğumu göndereceğim. Bu okullar niye?, bak ben kolumdaki bileziği satmak zorunda kaldım’ diyor. Koleje gönderiyor yine dershaneye gidiyor. Kolej ya… oraya da para veriyor, dershaneye de para veriyor. Bunun ne akılla, ne mantıkla izahı mümkün değil. Türkiye bunu aşacak, kimse gücenmesin. Öyle adeta merdiven altı sistemlerle, yok bilmem apartmanın bir katı sistemlerle.. Yok kardeşim. Özel okul kur. Ben sana öğrenci de göndereyim. Ve hizmet alımı yapalım senden. Öğrenci borçluluğu diye bir şey olmaz merak etme. Sen bizi yatırımdan kurtarırsın, biz de sana öğrenci göndeririz. Nedir bize maliyeti 2 bin 500 mü? Biz sana onu göndeririz. Böylece devlet millet el ele hem başarıyı yakalarız, hem de milletimizin yokluğa mahkum olmasın engellemiş oluruz. Bu adımın da hazırlıklarını yapıyoruz. Ve 2012-2013 eğitim öğretim yılında inşallah bunu başaracağız.” (ANKA/SON)