Başbakan Erdoğan, "Antilaik bir ortamın savunucu olarak vasıflandırılmayı kabul etmelerinin asla mümkün olmadığını" ifade ederek, "Zira biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin güvencesi olan bir AKP iktidarıyız" dedi.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa kendi dönemlerinde 4.5 yıllık bir iktidarın görüldüğünü kaydeden Erdoğan, "Bizim kalkınmamızın iki sihirli kelimesi vardır: Bir güven, iki istikrar. Bu güven ve istikrar olmasaydı, aynen bizden önce olduğu gibi küresel sermaye başını döndürüp ülkeye bakmazdı" diye konuştu.
Erdoğan, "Eğer şu malum kapatma olayı olmamış olsaydı, bu iki sihirli kelime gölgelenmemiş olacaktı ama bu bir gölge maalesef. Bu gölge sebebiyle de küresel sermayenin Türkiye'ye gelişinde bir sıkıntı yaşadık. Bütün bunlara rağmen yine 15 milyar doları yakalayacağız" dedi.
"Bizi antilaik bir ortamın savunucusu olarak vasıflandırmayı asla kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu çok açık ve net söylemem lazım" diyen Başbakan, "Zira biz demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinin güvencesi olan bir AK Parti iktidarıyız. Geldiğimizden bu yana bu mücadeleyi kararlı ve onurlu bir şekilde verdik ama gazete kupürleriyle toplanmış ve bunun neticesinde alınmış bir karar. Tabii ki uyacağız, bu ayrı mesele... Ama bunu kabul etmek mümkün değil. Her şeyden önce bunu şahıs olarak, bütün mensuplarımız olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Verilen karara uyarız, o kadar ama kabul edemeyiz" şeklinde konuştu.
"Böyle muhalefet olmaz"
Başbakan Erdoğan, milletin, 3 Kasım 2002'de devreye girmemiş olması halinde, bugün belki iflas etmiş bir ülkenin vatandaşı olmanın acılarının yaşanmış olacağını" dile getirdi. Erdoğan, milletin bir kez daha bıçağın kemiğe dayandığı, varlığının tehlikeye girdiği noktada devreye girerek, Türkiye'ye yakışmayan o felaket tablosunun sorumlularını büyük ölçüde siyaset sahnesinden sildiğini söyledi.
Erdoğan, geride kalanların ise bugün hala ortaya koyduğu tavır ve anlayışlarla Türkiye'nin o kara yıllarını milletin hafızasında canlı tutmaya devam ettiklerini kaydetti.
"Türkiye'nin aydınlık yarınları için ana muhalefet, yavru muhalefet bir şey söylüyor mu?" diye soran Erdoğan, "Şunu yaparsan daha iyi olur' dediğini hiç duydunuz mu? Hiç duymadınız. Niye biliyor musunuz? Çünkü bunların muhalefet anlayışında siyaha beyaz, beyaza siyah deme anlayışı var. Böyle muhalefet olmaz... Eğer kendini büyütmek istiyorsan, halka sevdirmek istiyorsan, şunu söyleyeceksin; 'Şu, şu yanlıştır ama şöyle yaparsanız doğrudur'. Bunu deyin, kayıp yıllarımız olmasın. Onu biz yapmazsak, o zaman bizi git millete şikayet et... Ama böyle bir şey görmedik" dedi.
Boğaz'a 3. köprü
Başbakan Erdoğan, 3. Boğaz köprüsünü yapacaklarını belirterek, "Ama şimdiden ona karşı çıkmaya başladılar, 'istemezuk'. Bizde biliyorsunuz 'istemezukçular' var ya... Onlar, birinci köprüye de karşıydılar, şimdi oradan geçiyorlar" dedi.
Bunun tarih boyunca hep konuşulan, fakat yapılmayan bir proje olduğunu, şimdi kendilerinin yaptığını anlatan Erdoğan, "Aynı şekilde Kız Kulesi'nin güneyinden bir başka tüp geçit daha yapıyoruz. Onun da şu anda ihalesi yapıldı. Sahibi belli oldu. Açıklayacağız. Oradan da otomobiller geçecek. Ahırkapı'dan gelecekler, Haydarpaşa'da eski Varan otobüslerinin kalktığı yerden çıkacaklar" diye konuştu.
Erdoğan, modern toplu taşıma araçlarının, metronun, metrobüsün yaygınlaştığını, gayet güzel seferler vermeye başlayan metrobüsün Avcılar'dan Zincirlikuyu'ya kadar geldiğini, oradan da Kadıköy'e gideceğini anlattı.
Yolsuzlukla mücadeleye de değinen Başbakan, başarıların geçmiş dönemlerle mukayese edilemeyecek kadar önemli bir noktaya geldiğini dile getirdi ve kendilerini bu noktaya taşıyan ve yükseltenin de bu olduğunu söyledi.