Başbakan Erdoğan, hafta içinde “yoğun saldırılara ve tahriklere rağmen” toplumsal uzlaşma ve demokrasi açısından önemli bir düzenlemeyi kanunlaştırdıklarını belirtti. Söz konusu düzenlemeye “anadilde savunma” denilerek hedef saptırıldığını savunan Erdoğan, “Bunu hedefinden saptırmayın, bunun adı anadilde savunma değil, sanıkların kendini en iyi dilde savunma başlığıdır” dedi. Yasayla, sanıkların kendilerini en iyi ifade edebilecekleri dilde ücretini ödeyeceği tercüman aracılığıyla savunma yapabilmesinin önünün açıldığını ifade eden Erdoğan, düzenleme öncesinde mahkemelerde kullanılan dilin literatürüne hâkim olmayan kişiler tarafından çeviri yapıldığını ileri sürdü. Bunun gelişmiş ülkelerde böyle yapıldığını, kendilerinin de şimdi olması gerekeni gerçekleştirdiğini ifade eden Erdoğan, köşe yazarlarına da eleştirilerde bulunarak şunları söyledi:
-“HADLERİNİ BİLMİYORLAR”-
“Televizyon ekranlarında, bazı adı köşe yazarı olan tipler çıkıp da bunları hakaretle eleştirirken, AK Parti iktidarının demokratikleşme süreci içerisinde dünyada çok çok gerilerde olduğunu söylerken bunlar hadlerini bilmiyorlar. İkide bir bize Avrupa Birliği’ni (AB) örnek gösterirken, AB ülkelerinin bizden çok ileri olduğunu söylüyorlar. Nerede çok ileri? Onlarda nelerin olduğunu, hatta teröristleri koruma altına aldıklarını biliyoruz. Eğer bizim bir şeyden canımız yanıyorsa kimse sağa sola çekmesin. Bir taraftan ülkemizdeki bölücü terör örgütüyle alakalı kalkacaksın bunu terör örgütü olarak ilan edeceksin, terör örgütü mensuplarını ondan sonra alacaksın Avrupa Parlamentosu’nda çıkartıp konuşturacaksın. Bunları yaşayacaksın ondan sonra da sessiz kalacaksın. Her şeyden önce dik duruş çok önemli. Türkiye, filanca uluslararası kuruluş şöyle not vermiş, böyle not vermiş… Biz bunlara bakarak yolumuza devam etmiyoruz. Biz insani değerlere bakarak yolumuza devam ediyoruz. Bundan sonra da böyle devam edeceğiz. Şunu çok açık net söylemek zorundayız, şu anda dünyada en demokratik ülke neresidir diye sorup araştırın, ondan sonra da orayı inceleyin. Oralarda neler dönüyor, neler oluyor, neler bitiyor. Bunları görenler, bilenler anlar. Ama ekranı izleyenlerin hepsi bunu görmüş, bilmiş değil ki… Çıkıyor, köşesinden yazdığı için orada konuşuyor. Ondan sonra da kendine göre filanca kuruluş şöyle bir değerlendirme yaptı diyor.”
-“BİZ KENDİ KARARIMIZI KENDİMİZ VERİRİZ”-
Uluslararası bazı medya kuruluşlarının da “haber kaynakları sakat ve bozuk olduğu için” tutuklu gazeteciler konusunda yanlış değerlendirmeler yaptığını ileri süren Erdoğan, gazeteci kimliği olan ama terör gibi başka suçlardan tutuklu bulunan gazeteciler olduğunu ifade ederek, “Biz kendi kararımızı kendimiz veririz. Kendi göbeğimizi de kendimiz keseriz. Birilerine bunu kestirmeyiz. Kusura bakmasınlar” dedi.
-“KAPISINDA NÖBET TUTACAĞI YERE GÖNDERİRİZ”-
Yeni düzenlemeyle ağır hastalık ve sakatlık nedeniyle cezaevi koşullarında hayatını yalnız başına idame ettirememe halinin de infazın ertelenmesi nedenleri arasına alındığını, ayrıca kapalı cezaevlerinde bulunan hükümlülerin 3 ayda bir eşleriyle görüşme yapabileceğini hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şimdi hemen buna yönelik eleştirilere başlandı. Gardiyanlar isyan etmişler, ayaklanmışlar. ‘Biz gidip onların kapısında nöbet mi tutacağız?’ falan demişler. Kapısında nöbet tutacağı yere göndeririz. Biz o verilen görevleri yapabilecek insanları buluruz. Hiç endişemiz yok. Ama biz insani olan bu adımı atma kararı verdik. Bunun yararlı olacağını hem içeride hem dışarıda neticelerini göreceğiz. Biz bir mahkûmun sadece şahsının hükümlü olması gerektiğini bilerek, ‘Niçin ailesi de bunun cezasını çeksin’ diyerek böyle bir yolu açmış olduk. Bu yol aile bütünlüğünü korumaya yönelik de AK Parti iktidarının hayırla yâd edilmesini getirecektir.”
-"MART'A KADAR BİTMEZSE KENDİ ÇALIŞMAMIZI GÜNDEME GETİRİRİZ"-
Konuşmasında yeni anayasa çalışmalarına da değinen Erdoğan, “Çalışmaların da Mart sonuna kadar bitmesi konusunda TBMM Başkanımızın açıklamasını biliyoruz. Dolayısıyla, temennimiz odur ki Mart sonuna kadar bu iş biter, bitmesi halinde bunu sağlıklı bir şekilde bizler de yaşamış oluruz. Bitmemesi halinde AK Parti’nin bu konudaki yapmış olduğu çalışma Meclis gündemine taşınacaktır. Bizler, meclis gündeminde bizim yeni anayasa tasarımızı halkımıza, milletimize sunmuş olacağız. Eğer biz parlamentoda beklediğimiz desteği aldığımız anda bunu gündeme getiririz. Referandum gücünü yakaladığımız anda da biz millete gideriz.” (ANKA