"SAHTECİLİK VE KORSAN, ULUSLARARASI MÜCADELENİN KAÇINILMAZ OLDUĞU BİR ALANDIR"

Günümüzde sahtecilik ve korsan meselesinin pek çok farklı boyutuyla tüm ülkelerin ortak sorunu haline geldiğini vurgulayan Erdoğan, "Bununla birlikte fikri ve sınai mülkiyet haklarına yönelik suçlarla mücadelenin sağladığı büyük ekonomik çıkar dolayısıyla oldukça meşakkatli olduğunu biliyoruz. Bu tür suçlar artık bireysel olmaktan çıkmış, çok büyük organizasyonlar, suç örgütleri tarafından yürütülür hale gelmiştir. Sahtecilik ve korsanla mücadelede sınırların ve gümrüklerin önemi hepimizin malumudur. Ancak bir ülkenin sadece kendi sınırlarını kontrol etmesi, kendi gümrüklerini sıkı tutması meselenin çözümü açısından yeterli değildir. Sahtecilik ve korsan, uluslararası mücadelenin, dayanışmanın elzem, kaçınılmaz olduğu bir alandır. Burada Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı meselelerden yola çıkarak sahtecilik ve korsanın ne boyutlara ulaştığını da dikkatlerinize sunmak isterim. Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu sınırları son derece dağınık, çetin bir coğrafya olması hasabiyle sınır ve gümrük kontrolünü maalesef çok güç hale getirmektedir" dedi.

"UZUN YILLAR BOYUNCA BU KISIR DÖNGÜYÜ DÜNYA GÜNDEMİNE TAŞIDIK"

Başbakan Erdoğan, Türkiye coğrafyasının zor bir coğrafya olmasından dolayı sınırlar üzerinden uzun yıllar boyunca kaçakçılık yapıldığını söyleyerek, "Kaçakçılık öyle büyük bir organizasyona dönüşmüştür ki, bölgemizde isrikrarsızlığa, siyasal çalkantılara, hatta arkasında on binlerce can kaybı bırakan terör olaylarına adeta kaynak sağlar bir noktaya ulaşmıştır. Terör büyük oranda kaçakçılıktan beslenirken, bunun karşısında özellikle de kaçakçılığın en büyük destekçisine dönüşmüştür. Biz çok uzun yıllar boyunca bu kısır döngüyü dünya gündemine taşıdık. Doğu sınırlarımızdan ülkemize giren, batı sınırlarımızdan çıkan kaçak insanların, özellikle yüklü miktarda uyuşturucunun, kara paranın, bunlarla birlikte sahte ve koran mamüllerin terörün kurduğu büyük bir şebeke yoluyla Avrupa’ya, ABD’ye ulaştığını tüm delilleriyle aslında ortaya koyduk. Biz çok uzun yıllar boyunca Batılı ülkelerden terörle mücadelemize destek isterken, sadece kendi ülkemiz ve halkımız için değil, Avrupa ülkeleri ve halkları için de bu desteği istedik. Doğuda, zor ve çetin bir coğrafyada örgütlenen terör, aynı şekilde Avrupa’da da örgütlenmek suretiyle kaçakçılık, korsan ve sahtecilik noktasında bütün bölgeye ağır bedeller ödetti" diye konuştu.

Son 10 yıl içinde demokrasi ve güvenlik çizgisini aşmadan, bireylerin haklarını gözeterek terörle mücadele ettiklerini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:

"Ancak meselenin bu kadar iç içe geçmiş, bu kadara birbiri ile bağlantılı olması ne yazık ki, hiç istemediğimiz, arzu etmediğimiz bazı sonuçların da ortaya çıkmasına da sebep olabildi. Bugün şunu memnuniyetle söylemek istiyorum; Türkiye son aylarda ivme kazandırdığı çözüm süreciyle terör meselesini artık sonlandırma noktasına gelmiştir. Türkiye genelinde terörün sona ermesi, barış, huzur, demokratik haklar, karşılıklı saygı ve hoşgörü çerçevesinde yeni bir sürecin başlatılması için toplumda büyük bir umut dalgası oluşmuştur. Terör sona erdiğinde, silahlar susup, fikirler ve siyaset konuşmaya başladığında, bundan Türkiye kadar, Ortadoğu coğrafyası kadar Avrupa da, diğer Batılı ülkeler de kazançlı çıkacaktır. Terörün bittiği bir ortamda kaçakçılıkla, sahtecilikle, korsanla, en önemlisi de insan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele daha etkili şekilde yapılacaktır. Türkiye’de kurşunla, bombayla kimse hayatını kaybetmezken, Avrupa’da uyuşturucuyla zehirlenmek suretiyle gençlerin de hayatı sönmeyecek, kararmayacaktır. Biz dost ve kardeş ülkelerden, tüm uluslararası örgütleden terörün sonlandırılması sürecinde Türkiye’ye destek, katkı vermelerini bekliyoruz. Sadece insani, vicdani sebeplerle değil, ekonomik sebeplerle de, sahtecilik, korsan ve kaçakçılıkla mücadele bağlamında da bu sürece güçlü katkı sağlamalarını istiyoruz. İnanın, terör bittiğinde Türkiye’nin sınır güvenliği tam anlamıyla tesis edildiğinde, bölgeye huzur ve istikrar hakim olduğunda küresel ölçekte sahetecilik ve korsanlık en ağır darbeyi almış olacaktır."

Erdoğan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın son dönemde gümrük kontrollerinde cididi mesafe kaydettiğini aktararak, Türkiye olarak fikri ve sınai hakların korunması çalışmalarını idari, adli ve uluslararası zeminlerde kararlılıkla sürdürdüklerini anlattı. Sahtecilik ve korsanın küresel bir sorun olduğunu ifade eden Erdoğan, bu sorunun çözümünün de küresel bir dayanışma gerektirdiğini vurguladı.