Başbakan Erdoğan uzun süren suskunluğunu bozdu ve kameraların karşısına geçti... İşte Erdoğan'ın verdiği mesaj;
Adayımız Gül'e inanıyor ve güveniyoruz. Abdullah Gül kardeşim, bilgisi, karizması, donanınımı, içerde ve dışarda gördüğü itibar ile bu yüce makamı layıkıyla yapacaktır. Anayasa kriterleri yanında kişisel özellikleri ile cumhurbaşkanlığı için ideal bir adaydır. Bugüne kadar başbakanlık dahil çok önemli görevlerde bulundu.
Seçildiği taktirde kendisini destekleyenler kadar destekleyemenleri de milletin tüm fertlerini temsil edeceğinden kimse şüphe duymamalıdır. Milletimizin güvenini kazanmıştır. Adaylığı ilk gündeme geldiğinde hem içerde hem dışarda büyük bir hüsnü-kabul görmüştür.
Halkın desteği anlamlıdır. Herkes bilmedir ki Abdullah Gül'ün özü ve sözü birdir. Bütün kurumların eşgüdüm ve uyum içinde çalışmasına katkıda bulunacaktır. Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olarak tanımlanan, atatürk'ün çağdaşlaşma hedeflerini temin için çalışacaktır.
Türkiye pistin ucuna kadar gelmiş jet uçağı gibidir. Büyük bir sıçramanın eşiğinde. Pistten lastikleri kesince Türkiye'yi tutmak artık mümkün değildir. Hızımızı yavaşlatacak tek engel, toplumsal barışı, huzur ve istikrarı bozmaktır. Bu kritik aşamada hepimize düşen sorumluluklar var. Birlik ve beraberliğimizi herşeyin üstünde tutmalıyız. Ben buna büyük uzlaşma diyorum. Bizim ortak hedefimiz güçlü ve müreffeh bir Türkiye idealidir. cumhuriyetin temel değerleri, milletin geleceği için birleşelim. kimse kimseyi dışarda bırakmasın.
Milletin iradesi 22 temmuzda sandıkta tecelli etti. Türkiye'nin önünde ak bir sayfa daha açılmıştır. Siyasi aktörler milletin yetkisi uyarınca söz sahibidir. Bundan fazlasına ya da azına razı olmak, millete rağmen iş görmektir.
Uzlaşma demokratik usullerle olur derken kastettiğim şu; Biz demokratik nezaket içinde kapımızı herkese açık tutup, elimizi herkese uzatacağız. Meclis başkanlığında olduğu gibi şimdi cumhurbaşkanlığında aynı yöntemi izliyoruz. Abdullah Bey, randevu verenlere ziyaret etti, ediyor.