Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
"Aziz milletim, değerli milletvekili arkadaşlarım ve kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle ve muhabbetle selamlıyorum. Grup toplantımızın ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Grup toplantımıza katılan misafirlerimize hoş geldiniz diyorum. Bizleri takip eden vatandaşlarımızın her birine selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum.
Geçen hafta çarşamba günü TBMM'nin kuruluşunun 105. yıl dönümü ile Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutladık. Türkiye'nin istikbali için emek dökmüş tüm milletvekilleri adına şükranlarımı sunuyorum. Gazi Mustafa Kemal'in yanı sıra Kurtuluş Savaşı'mızı sevk ve idare eden ilk meclisteki tüm milletvekillerini rahmetle yad ediyorum.
27 Nisan Pazar günü milli iradeye yapılan hadsizliğin 18. sene-i devriyesiydi. Milletin emanetine ve Türk demokrasisine cesaretle sahip çıktık. O gün aslında tarihin akışını da değiştirdik. Bundan sonra da demokrasimize vesayetin gölgesinin düşmesine izin vermeyeceğiz.
"NEFESİMİZİN KESİLECEĞİNİ SÖYLEYENLERİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATTIK"
AK Parti milletin desteği ile girdiği her mücadeleden galip çıkmış bir partidir. Yaşadığımızı sıkıntıları kayıpları aramızdaki mesafeyi bu açıdan okumak zorundayız. Kabahati asla millette aramayacağız, kendimizde soracağız. Neyi yarım yamalak yaptığımıza odaklanacağız. Yeniden milletimize yönelip milletimiz ile daha güçlü kucaklaşıp yek vücut olacağız. Aksi takdirde mum gibi eriyip giden partilerden birine dönüşürüz. 15 yıl önce 2023 vizyonu dedik ve bu hedefe ulaştık. Şimdi de 2053 diyoruz. Uzak bir tarih gibi göründüğüne bakmayın, iktidara geldiğimizde de 2023 uzak tarih gibiydi. Nefesimizin kesileceğini söyleyenler çıkmıştı, onları hayal kırıklığına uğrattık. Pekleşe pekleşe yolumuza devam ettik. Kuvvetle cesaretle geleceğe güvenle umutla heyecanla bakıyoruz. Unutmayın sel gider kum kalır, asıl olan milletimiz ile aramızdaki bağdır. 86 milyona kazandırdığımız hizmetlerdir. Asıl olan necip milletimizin hayır duasıdır.
Biz lisanı halimizi doğru düzgün, sağlam tutarsak bir şey söylememize zaten hacet kalmaz. Karşımızdakileri ne dediğinin hangi yalanları savurduğunun da önemi yoktur böyle durumda. Eğer bozulursa istediğimiz kadar güzel vaatle çıkalım insanların karşısına beyhudedir.
"ARMUT PİŞ AĞZIMA DÜŞ ANLAYIŞININ BİZDE YERİ YOK"
Biz müstakim olduğumuzda Allah'ın yardımını, nusretini hep yanımızda bulacağız. Biz dosdoğru oldukça önümüzde nice kapıların açıldığını göreceğiz. AK Parti ve Cumhur ittifakı olarak nice başarı hikayeleri yazacağız. Biz hiçbir zaman muhalefet gibi karşımızdaki tökezlemesini beklemeyip hasılanın üzerine konmayı bekleyen beleşçilerden olmadık. Her zaman bileğimizin gücüne, döktüğümüz alın terimize güvendik. Ne elde edersek mücadele ile elde edeceğiz. Armut piş ağzıma düş anlayışının bizde yeri yok.
"YABANCI MEDYAYA SALYA SÜMÜK AĞLAYARAK KENDİ PARTİNİ UTANDIRIYOR"
Siyasi beleşçilik ülkemizdeki muhalefetin tarzıdır, işidir. Bunlar ülkeleri şehirleri için hiçbir hayalleri, projeleri olmadığı halde her seçimde iktidara gelme hayaline kapılırlar. Son seçimde gördüğümüz gibi sandıktan milletin tokatını yiyince başlarlar milleti aşağılamaya. Kendilerinin boş çuval gibi ayakta durmanın mümkün olmadığını görmek istemezler. CHP Meclis'teki sandalye sayısına göre ülkenin en büyük muhalefet partisidir. CHP'nin başındaki zata bakınca FETÖ'cülerin üfürükleri ve dedikodular ile siyaset yaptığını sanıyor. Bakanlarımıza, yargı mensuplarımıza, emniyet güçlerimize saldırarak ucuz yollarla gündeme gelmeye çalışıyor. Batıdaki usulsüzlük soruşturmalarına alkış tutarken kendi partisinde ahtapot gibi çökenleri demokrasi kahramanı ilan ediyor. Yabancı medya kurumlarına salya sümük ağlayarak partisini ülkesini utandırıyor. Buradan arkadaşlarımıza yaptığı hakaretleri, seviyesiz ifadeleri kendilerine misli ile iade ediyorum. Aklına her estiğinde bize meydan okuyor, insan önce bir aynaya bakar. Önce bir kendini ölçer tartar, senin siyaset seviyen herhangi bir şehrimizin herhangi mahallemizdeki parti temsilcisinin bile fersah fersah gerisinde.
"BANTÇI OLUP ÇIKMIŞLAR"
Bir de kalkmış bu perişan hali ile Cumhurbaşkanı adaylığı peşinde koşmaya başlamış. Ondan önceki de çalmadık kapı bırakmamıştı. Ama sonuç ortada Cumhurbaşkanı olacaktı şimdi tarih oldu. Şimdi kapısını çalan yok. Bunun nefesi 2028'e kadar yetecek mi izleyip göreceğiz. Bakalım cumhurbaşkanlığı hevesinde daha kaç CHP'li telef olup gidecek. Bizim hizmetlerimizin zekatı bunların yaptıklarını 10'a katlar, 100'e katlar, 1000'e katlar. Önce mahalle temsilcimizin siyaset seviyesine çıksın sonra ne diyor diye kulak kabartırız. Hatalarından dönene kadar bu şahsı kendi partisindeki ayak oyunları ile oyalanmaya mahkum ediyoruz. İzahı olmayanının mizahı olur. Güya her işlerinde şeffaf olacaklardı ama gördük ki bantçı olup çıkmışlar. Biz siyasi rakibimiz olarak giderek dibe batan CHP'den şikayetçi değiliz. Sürekli tekzip yiyen, yalanlanan bir CHP başkanı bizim işimize gelir. Biz CHP'ye umut bağlayan vatandaşlarımıza üzülüyoruz.
"BİZ MARATON KOŞUCUSUYUZ"
Memlekete kazandırdığımız eserleri usanmadan anlatırken Türkiye Yüzyılı'na neler yapacağımızın müjdelerini de paylaşacağız. Bu noktada en büyük görev AK Parti'nin her kademesindeki siz kardeşlerime düşüyor.
Biz maraton koşucusuyuz. Sizlerden sesinizi, işinizi gücünüzü her şeyinizi buna göre ayarlamanızı istiyorum. Yılın her gününü, günün her saatini AK Parti'nin rüzgârını hissettirmenizi istiyorum. Birçok cephede mücadele yürütsek de hepsinin üstesinden gelecek güce, iradeye sahibiz. 11.5 milyonluk üyesi ile dünyanın en geniş tabanlı partilerinden olan AK Parti'yi temsil etmek bu sorumluluğu üstelenmek demektir. Bunu bir şeref madalyası olarak görüyoruz.