Fatih Altaylı İle İlgili Gerçek
Hürriyet Eski yazarlarından Ali Atıf bir MyNet'te köşesinde Fatih Altaylı ile ilgili çok sert bir yazı yazdı ve onu bulunduğu yerlerdeki patronlarının tetikçisi olarak gösterdi.
İşte o yazı
Fatih Altaylı Skytürk’te yalanlarına devam ediyor. Soruyorlar “Niye Doğan Grubu’ndayken Doğan Grubu ile ilgili gerçekleri söylemediniz?”.
Yanıt aynen şöyle: “Ben Doğan Grubu’ndan gerçekleri söylemek için ayrıldım.”
Altaylı’nın Kanal D’de haberin başına Mehmet Ali Birand’ı getirdiklerinde “dışlanma” (bakınız argo terimler sözlüğü şutlanma) duygusuna dayanamayıp Doğan Grubu’ndan ayrıldığını çocuklar bile biliyor.
Burnunun dikine giderek Niye Arzuhan Yalçındağ Doğan’la ters düştüğüne de..
Bu gerçekler bilinirken insan nasıl göz göre yalan söyleyebilir? İnsandan bir patalojik bozukluk olması lazım değil mi?
Altaylı’da var. Çünkü adamın hayatı (ben buna gazetecilik diyemiyorum kusura bakmayın) “tetikçilik, dolduruşa getirilme” üzerine kurulmuş. Bu tetikçiliği rasyonelleştirmek için zorlayınca da bu patalojik durum ortaya çıkmış. Yoksa başka türlü insan bu kadar yalanla nasıl yaşar ki! (Bakınız Festinger’in Bilişsel çelişki kuramı)

Altaylı Hürriyet’te de böyleydi, Sabah’ta da böyle.. (Şimdilerde birileri dolduruşa getirmediği için gördüğünüz gibi yazamıyor.)
Yani birileri Fatih Altaylı’ya bir şeyleri dikte ettiriyor. O da süsleyip püsleyip kendi düşünceleri gibi sahibinin sesine aracılık ediyor. Böylelikle de gündemde kalıyor..
“Nereden biliyorsun şahit misin?” diyeceksin.
Evet şahidim. Bugüne kadar başka yerde anlatmadığım bir konuyu da burada kanıtlarıyla size anlatacağım.
2006’nın başları…Fatih Altaylı Sabah’ta sürekli o zamanlar Galatasaray’a finansaman desteği sağlayacağı ve Başkan olacağı söylenen Ünal Aysal’a sürekli saldırıyor. Üstelik de Ünal Aysal’ın Ünimar şirketi Ciner Grubu ile çeşitli iş kollarında potansiyel rakip..Ünal Aysal da eski Galatasaray Yönetim Kurulu üyesi olarak Fatih Altaylı ile rakip işte o sıralar Altaylı’nın saldırı yazılarına örnek:
“Ünal Aysal, G.Saray sayesinde büyük bir tanınmışlık elde ediyor, herkes tarafından saygın işadamı, G.Saray'ı kurtaracak para babası olarak görülüyordu. Ama kimse o paranın Türkiye halkına pahalı enerji satarak kazanıldığıyla ilgilenmiyordu. Ünal Aysal'n Ünimar şirketinin Türkiye'ye şimdiye kadar 465 milyon dolar zarar verdiğini gösteren Sayıştay raporu gazete sayfalarında yer bulamazken, Aysal'ın sportif yönü ortaya atılıyordu. O şimdi Sabah gazetesini suçluyor. Suçlayabilir. Ama ben G.Saray'ı yönetecek kişilerin, G.Saray'ı basamak olarak kullanmalarına karşı olduğum için bunları yazmaya devam edeceğim. İster beğensin ister beğenmesin..(25 Mart 2006 Sabah)”
Tam 28 Mart 2006 günü Sabah’ın Barbaros’taki binasına Turgay Ciner’le görüşmeye gittim. Turgay Bey’le Kenan Sönmez’in odasında oturduk. Konu Sabah Grubu’na transferimdi. Anlaşamadığımız birkaç nokta kalmıştı. O konuda görüşüyorduk. O sırada elinde bloknotla Fatih Altaylı girdi. Hoş geldin beş gittin derken Alaylı Turgay Bey’e döndü ve “Ne yazacaktık bu adamla ilgili bir daha bir anlatsanıza..” dedi.
Turgay Bey’de o an anlamlandıramadığım bir takım rakamlardan, dolarlardan söz etti. Fatih Altaylı’da kendine söylenenleri bir güzel itinayla not aldı.
Bir gün sonra Sabah’ı açtığımda Altaylı’nın sütununda “Aysal’dan kazığın itirafı” başlıklı yazıda aynen şu satırlar vardı:
“Ünal Aysal diyor ki, "Kendi ülkeme sermaye getirip yatırım yaptığım için utanmam mı gerekiyor?" Asla. Bunun için utanmanız gerekmiyor. Ama bu yatırımın maliyetini yüksek gösterdiğiniz için eğer istiyorsanız utanabilirsiniz.
Şimdi bana bir yanıt daha yollayıp "Niye maliyeti yüksek göstermiş olayım" diyeceksiniz.Hemen anlatayım da, beni saf zannetmeyin. Ereğli'de kurmuş olduğunuz santralin maliyetini siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. 478 MW'lik santralin bedeli 629 milyon dolar. Maliyeti yüksek gösterdiniz, çünkü elektrik fiyatı ona göre belirleniyordu.
Şimdi Iğdır'da bir santral daha yapmak istiyorsunuz.
"Onun gücü daha fazla, 485 MW. Peki ya fiyatı ne? 295 milyon 817 bin dolar. Daha büyük santral daha ucuz. Nasıl oluyor bu iş Ünal Aysal Bey? Üstelik bu ikinci santralde ilkinde olmayan arazi bedelleri de var. Buna verecek bir yanıtınız var mı?”
Yani tetikçi görevini yapmış ve hedefi kendine dikte ettirildiği gibi tam onikiden vurmuştu.
Tekrar başa dönelim. Fatih Altaylı ne diyordu SkyTürk’te: “Doğan Grubundan gerçekleri söylemek için ayrıldım”.
Bu yazıyı okuyan herkesin artık Fatih Altaylı’ya sorması gerekir değil mi? Hangi gerçekleri, kimin gerçeklerini?
Komik olma Altaylı!