Erdoğan, yeni bir hamle ile hükümeti tamamen kendisine bağlıyor.
Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından geçmiş teamülleri yok sayan Tayyip Erdoğan, şimdi de yeni bir hamle ile hükümeti tamamen kendisine bağlıyor.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Anayasa'yı zorlayan eylemler yapmaya başlamış; seçim sonuçları açıklanmasını engellemiş,
AKP Kongresi'ni yönetmişti.
Karadeniz'e gezi düzenleyen Erdoğan, burada yaptığı açıklamada 'Yatırım Birimi' kuracaklarını ve bu birimle ülke genelinde yürütülen projeleri
denetleyeceklerini açıklamıştı.
Cumhurbaşkanı'nın kuracağı bu birimin başına Davutoğlu'nun yerine başbakan olmayı bekleyen Binali Yıldırım getirilecek. Bu ekip fiilen hükümet işlevi üstlenecek.
Yurt Gazetesi'nden Göksel Bozkurt köşesinde yazdı:
“Gölge kabine” Ak Saray’da işbaşı yapıyor!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’nde alt yapısını oluşturduğu; başına halen milletvekili olan bir ismi geçirerek, 29 Ekim’de açılacak olan Ak Saray’da işbaşı yaptıracağı “gölge kabine” anayasal sınırları zorluyor mu? Erdoğan özel birim kurarak Anayasa’da yer almayan yetkileri kullanıp, Başbakan ve Hükümetin görev alanına  fiilen müdahale mi ediyor?
Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilmeden önce “sıra dışı” bir yönetim biçimi sergileyeceğini icraatı ile göstermişti. Seçimlerden sonra günlerce sonuçların Resmi Gazete'de yayınlanması geciktirilmiş; seçilmiş cumhurbaşkanı sıfatı ile AKP Kongresi'ni toplamış, Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmiş, parti kurullarına katılıp, kararlar almıştı. O süreçte Anayasa’da olmayan yetkileri kullanarak, “partili cumhurbaşkanı” gibi davranmıştı.
Erdoğan Çankaya Köşkü’ne çıktıktan sonra da Anayasa’yı zorlayan eylemlere imza atmakla eleştirildi. Tarafsızlığa vurgu yapan Anayasa 101. maddesindeki “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer” hükmüne aykırı olarak, içinden çıktığı partinin icraatını sahiplenip, överken, muhalefet partileri ve onun liderlerine sert ifadelerle yüklendi.
Nitekim Anayasa profesörleri ve muhalefet sözcüleri bu tutumundan ötürü Erdoğan’ı “tarafsız davranmamakla “ suçladılar.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği 3 günlük Karadeniz gezisinde, illerdeki projeleri takibe yönelik Cumhurbaşkanlığı’nda yatırım birimi kurduklarını açıkladı, şöyle dedi: “Cumhurbaşkanlığı’nda yatırımlar birimi kurduk. Oradan bunların takipçisi olacağız. Bu projeler bittiğinde de inşallah açılışlarını beraber yapacağız.”
“Yatırım Birimi” adı altında kurulan yapılanma aslında söylenmiyor ama kelimenin tam anlamı ile “gölge kabine” gibi çalışacak. Her bakanlık için danışmanlar, eski milletvekili ve eski bakanlar görev alacak.
“Birimin” ya da muhalefetin deyişiyle “gölge kabinenin” başına getirilen isim de son derece ilginç. O siyasetçi Binali Yıldırım. Adı AKP Kongresi'nde genel başkanlık ve başbakanlık için geçmişti.
Erdoğan, Davutoğlu’nda karar kılınca Yıldırım acilen düzenlediği basın toplantısında “Hızlı trenler yapmamışsanız, havayolunu halkın yolu haline getirmemişseniz, bakan olmuşsunuz neye yarar,başbakan olmuşsunuz neye yarar” demişti.
O sözlerin adresi çok açıktı... Ve şimdi eleştirdiği adresin adeta gölgesi yapılıyordu.
Yıldırım halen milletvekili olduğu için Anayasa’nın 82. maddesi gereği devlette herhangi bir görev alamıyor. Buna karşın “fiilen” yürütecek. Üç dönem kuralı nedeniyle –eğer son anda değişmezse- milletvekili seçilemeyecek olan Yıldırım, genel seçimin ardından resmen “gölge başbakan” olarak görevini sürdürecek. Geçilebilirse “başkanlık sistemine” kadar da bu böyle gidecek.
Erdoğan, bizzat kendisinin belirlediği Davutoğlu kabinesini yukarıdan “izleme ve denetleme” gereği duyuyor. Önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu’na başkanlık edeceğine dair söylentiler de var.
Kaynağım “Buna niyetlenmiş olabilir ama seçimleri dikkate alarak sonrasına bırakacağını düşünüyorum” diyor.
***
Çankaya Köşkü’nde şekillenen, yarınki resepsiyonun ardından Ak Saray’da resmen faaliyete başlayacak o “özel birim” Anayasal yetkiler açısından hayli tartışmalı görünüyor.
Adına ister “gölge kabine” deyin ister Erdoğan’ın tanımlaması ile “yatırımlar birimi” Anayasa buna ne kadar izin veriyor? Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu’na göre hiçbir biçimde vermiyor. Telefon sohbetimizde Kaboğlu, Erdoğan’ı “Başkan” gibi davranmakla eleştiriyor ve Anayasa’da böyle  bir yetkisi olmadığını söylüyor.
Kaboğlu, “Anayasa'ya göre, bu birim Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetki alanı dışında kalan bir konu olup, ilgili bakanlıklar ve Hükümet'in görev artı yetki artı sorumluluk alanına girmektedir” diyor.
“Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmek” ve “Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmek” ile aynı şey değil...
Kaboğlu’na göre, Cumhurbaşkanı Anayasa sınırları dışına çıkarak, Başbakan ve Bakanlar Kurulu yetki alanına giriyor ve “çifte anayasa ihlali” yapıyor. Kaboğlu, Erdoğan’ın buna devam etmesi halinde ‘sürekli anayasal darbe’ nitelemesinin gündeme gelebileceğinin altını kalınca çiziyor.
Kaboğlu şöyle diyor:
“Devlet yönetiminden kaynaklanan eylem ve işlemlerden Cumhurbaşkanı değil Başbakan ve Bakanlar Kurulu sorumludur. Cumhurbaşkanı’nın sorumluluğu ise ‘vatana ihanet’ suçu ile sınırlıdır.
Cumhurbaşkanı, Anayasa ve yasalardan kaynaklanan görev ve yetkilerini kullanması nedeniyle  sorumlu değildir”
Kaboğlu bu yorumu ile açıkça Erdoğan’ın “anayasayı çiğnediğini” ifade etmiş oluyor...
Anlaşılan Türkiye Başkanlık sistemine geçmeden fiili uygulamasına çoktan geçmiş” Ve galiba Türkiye’de “anayasayı bir kere ya da birden fazla delmekle” hiçbir şey olmuyor! Özal’dan bugüne olduğuna tanık olan var mı?