Zafer Arapkirli, kovulduğunu Facebook'tan şu sözlerle duyurdu: "Habertürk Televizyonu, bugün itibarı ile benimle çalışmamaya ve ilişiğini kesmeye karar verdiğini duyurdu.

Alem şahittir. Kendilerine de sorabilirsiniz: Sebebini sormadım, sorgulamadım bile.. Bizim alemde böyle şeyler olur. İlk değil. Son da olmayacak." 

Arapkirli mesajını şöyle yazdı:

"Bir 'musical chairs' oyunudur bizim alem..

Malum oyundur.. Müzik çalar.. Sınırlı sayıda sandalyenin etrafında herkes döner durur. Bir aşamada müzik durur ve herkes bulduğu ilk yere oturur.. kimileri ayakta kalır..

Bir müddet ayakta duracağız.. Öyle anlaşılıyor...

Müziğin 'on-off' düğmesi bizim elimizde değil maalesef.

Yönetimlerin takdiridir. Yöneticilerin de kendi tercihidir, istediği insanlarla çalışmak ve istediği insanların eline kalem, yakasına mikrofon, kameranın karşısında yer, gazetede bir sütun bir masa verip vermemek..

HERKES HAKKINI HELAL ETSİN

Beni, kısa bir işsizlik döneminin ardından, tam 2 yıl önce tekrar işe alan Habertürk Televizyonu'nun bu kararına saygı duyuyor, burada ikinci dönemimde 2 yıldır birlikte çalıştığım tüm gazetecilere, mesai arkadaşlarıma, gerçek basın emekçilerine, canım kardeşlerime sevgi saygı ve en derin muhabbetlerimi sunuyorum.

Herkes hakkını helal etsin. Üzerinde naçizane ufacık bir hakkım olan varsa da helal olsun.

Ama ben buradayım..

Her zaman olduğu gibi, hiçbir şeyim gizli saklı değil..

Beni bilen bilir.. Fikrim ne ise, zikrim de odur.

NE DEMİŞ BÜYÜK ŞAİR?

Düşündüğümüzü, sevincimizi, öfkemizi, kederimizi, kaygımızı, sevgimizi aşkımızı, her zamanki gibi; buralara, oralara şuralara, duvarlara, ağaçlara yazarız söyleriz.

Elimiz kırılmadığı, dudaklarımız hareket ettiği, yüreğimiz çarptığı müddetçe.

Ne demiş büyük şair?

"Kararmasın Yeter ki, Sol Memenin Altındaki Cevahir.